Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu:

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Hasan Firuzabadi'nin açıklamalarına ilişkin olarak, "İran'ın da bu konuda artık bölgedeki değişimleri de göz ederek ve Suriye'de Ramazan ayında akan Müslüman kanlarını da göz önüne alarak açık ve net bir tutum takınmasını beklemek bizim hakkımızdır. Bunu yapmayıp sorumluluğu Türkiye ve başka ülkelerde aramaya dönük açıklamalar hiçbir şekilde yapıcı sonuçlar doğurmaz" dedi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ve kızı Sümeyye Erdoğan'la birlikte Myanmar'a yapacağı ziyaret öncesi Esenboğa Havalimanı'nda bir basın toplantısı düzenledi. Davutoğlu, yaptığı konuşmada, bu ziyaretin birçok açıdan önemli olduğuna dikkati çekerek, bu ziyaretin Türkiye ile Myanmar arasında yapılan ilk üst düzey Dışişleri Bakanı ziyareti olduğunu söyledi. Davutoğlu, bu sene Myanmar'da Büyükelçilik açıldığını belirterek, Myanmar'a bir resmi ziyaret planlaması içerisinde olduklarını ifade etti. Yapacakları ziyarette, Türkiye ile Mynmar arasındaki ikili ilişkilerin ileri düzeye taşınması ve Büyükelçiliğin açılması sonrasındaki gelişmelerin ele alınmasına imkanı bulacaklarını bildiren Davutoğlu, Myanmar'ın özellikle son yıllarda bir reform sürecinden geçtiğini ve bu çerçevede uluslararası toplumun yakın ilgisine mazhar olduğunu anlattı. Davutoğlu, Birinci Dünya Savaşı’nda değişik cephelerden Myanmar'a götürülen ve orada şehit düşen askerlerin şehitlik yerlerinin tespit edildiğini belirterek, "Onları ziyaret edeceğiz ve orada şehitlerimize layık bir şehitlik inşa edilmesi için gerekli çalışmaları başlatacağız. İlk aşamada 700 şehidimiz olduğu bir mekan tespit edildi" dedi.

Myanmar'ın Arakan bölgesinde yaşanan gelişmeler bağlamında bir insanlık trajedisinin bütün dünyanın gündemine geldiğini kaydeden Davutoğlu, bu çerçevede baştan itibaren Türkiye olarak çok yakın bir ilgi gösterildiğini söyledi. Davutoğlu, "İnsani yardımın ulaşması için Myanmar yetkilileri ile irtibat içerisinde olduk. Neler yapılabileceğin araştırdık. Şu ana kadar Birleşmiş Mliletler, Arakan'a herhangi bir uluslararası kuruluşun veya heyetin gidişine sıcak bakmamıştı. Yaptığımız bu temaslar neticesinde ilk defa ikili bir heyet olarak Başkent dışında Arakan bölgesini de ziyaret edeceğiz ve Arakan bölgesindeki durumu bizzat gözleme imkanı bulacağız. Oraya yanımızda götürdüğümüz yardım malzemelerini taşıyacağız. Bundan sonra yapılacak yardımların koordinasyonu için de temaslarda bulunacağız" diye konuştu.

Davutoğlu, cuma günü de Arakan bölgesine geçerek Arakan'da hem Müslüman hem de Budistlerin kaldığı kamplardaki son durumu gözeteceklerini belirterek, insani yardımları ilettikten sonra ve bundan sonraki insani yardımların koordinasyonuyla ilgili adımların atılıp Türkiye'ye geri döneceklerini ifade etti.

Davutoğlu, açıklama sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Davutoğlu, 'Arakan'da yaşanan sorunlara' ilişkin bir soru üzerine, "Bu yıllardır devam eden sorun, bu bölgesel sorunlarla ilgili bir sorun. Çok sayıda Arakanlı Bangladeş'te de mülteci olarak bulunuyor. Dolayısıyla bir anda ortaya çıkmış bir sorun olarak görmemek icap eder. Müslüman ve Budist toplumlar arasında küçük bir gerilimle başlayan ama daha sonra süratle yayılan daha sonra güvenlik güçlerinin de olduğu yoğun gerilimler ve çatışmalar yaşandı. Bu çerçevede uluslararası topluma ulaşan bilgiler çok çelişkili bilgilerdir. Yönetim yüzlerle ifade ediyor. Hatta 78 kişi öldü diyor ama tabii Arakan'daki Müslüman liderler onlar ise 'binlerle' ifade ediyorlar" şeklinde konuştu.

Arakan'a gitmeden ve bir gözlemde bulunmadan kesin hüküm vermenin zor olduğunu anlatan Davutoğlu, öncelikle şu anki hedefin bütün bu olayların arka planındaki sebepleri incelemekten daha çok bir an önce oradaki insanlara bu yardımların ulaşmasını sağlamak olduğunu kaydetti. Davutoğlu, Arakan'da büyük bir gıda sıkıntısı yaşandığı ve ilaç sıkıntısı yaşandığı bilgisi geldiğini bildirerek, oradaki insanların çok zor şartlarda hayatlarını idame etmek zorunda kaldığını ifade etti. Davutoğlu, "En az 50 bin civarında Müslüman’ın 20 bin civarında Budistin evlerinden edilmiş olduğu bilgisi resmi kaynaklarca da teyit edildi. Bu sayının çok daha fazla olması kuvvetle muhtemeldir" diye konuştu.

İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Hasan Firuzabadi'nin açıklamaların hatırlatılması üzerine, Davutoğlu, "Bu konuda sorumluluğu başka yerlerde aramanın anlamı yoktur. İran'ın da bu konuda artık bölgedeki değişimleri de göz ederek ve Suriye'de Ramazan ayında akan Müslüman kanlarını da göz önüne alarak açık ve net bir tutum takınmasını beklemek bizim hakkımızdır. Bunu yapmayıp sorumluluğu Türkiye ve başka ülkelerde aramaya dönük açıklamalar hiçbir şekilde yapıcı sonuçlar doğurmaz" dedi.

Başka bir gazetecinin, 'Bazı İranlıların Suriye'de kaçırılmasına' ilişkin sorusuna Davutoğlu, "Bu konuda da bizim tutumumuz ilkeseldir. Dünyanın neresinde olursa olsun insani bir durum söz konusuysa, yardımda bulunur, katkıda bulunuruz. Bu durumdakilerin bir an önce ailelerine kavuşmaları için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayız. Bu konu birkaç gün önce Sayın Salihi tarafından da intikal ettirildiğinde de ilgili kurumlarımızla hemen temasa geçerek neler yapılabileceğini araştırdık. Araştırmaya devam ediyoruz" cevabını verdi.

Türkiye'nin siyasal sorunlarla insani sorunları ayırt eden ahlaki bir tutumu her zaman benimsediğine dikkati çeken Davutoğlu, bunun bir değer mesesi olduğunu söyledi. Davutoğlu, "Siyasal anlamda ne kadar sorun yaşanırsa yaşanırsın eğer insani bir sorun söz konusuysa biz orada gerekli her türlü katkıyı yaparız. Bu konuda da çalışmalarımız sürecek. Bunları bir birinden ayırarak düşünür ve çalışmalarımızı ona göre yürütürüz" dedi.

Bir gazetecinin, 'Perşembe günü Tahran'da Suriye konulu bir basın toplantısı yapılacağını' hatırlatması üzerine Davutoğlu, resmi davetin ulaştığını belirterek, "Bize de böyle bir toplantı yapılacağı bilgisi geldi. Ancak tabii uluslararası toplantıların yapılması kadar formatı ve hedeflediği amaçlar önem taşır bizim için bu konuyu değerlendiriyoruz" diye konuştu.

Heyetin Myanmar'ın Arakan bölgesine beraberinde götüreceği yardım malzemesi uçağa yüklendi.