Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara’da 13. Büyükelçiler Konferansı açılış konuşmasında dikkat çeken ifadeler kullandı. Ermenistan'a seslenen Çavuşoğlu, "Yeni provokasyonlara girmemesi konusunda tekrar uyarıyoruz." dedi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, 13. Büyükelçiler Konferansı’nın açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Türkiye’nin girişimci ve insani dış politikası sayesinde yıllar boyunca konuşulacak başarılara kavuştuğunu söyleyen Çavuşoğlu, küresel ölçekte aktif bir katılımcı diplomasi modelini başarıyla oluşturduklarının altını çizdi.
Sınır ötesinde 4 bin kilometrenin teröristlerden temizlendiğini ve 515 bin 713 kişinin geri dönüşünün mümkün olduğunu bildiren Çavuşoğlu, “Biz bunu yapmasak, ne DAEŞ temizlenirdi ne de PKK-PYD-YPG. İki ülkenin toprak bütünlüğü ne olurdu düşünmek bile istemiyoruz. Mesela Libya’da Birleşmiş Millet tarafından tanınan meşru yönetimi eleştirilere rağmen destekledik. Halbuki yapmasak bugün Libya’nın çok ötesine taşacak jeopolitik etki hatta insani yıkım yaşanacaktı. Tespitimiz doğruydu. Politikamız doğruydu. Mesela ‘Ege’de ve Akdeniz’de ne yaparsam yanıma kar kalır’ anlayışı ile yapılan hesapları bozduk” ifadelerini kullandı.
Bakan Çavuşoğlu, Karabağ’da Türkiye’nin doğrunun, haklının ve adaletin yanında yer aldığını vurgulayarak, “Bugün işgal altındaki toprakları yerlerinden edilmiş kişileri ve her an patlayacak çatışmayı değil, bölgesel barışı ve iş birliğini konuşuyoruz. Buradan Ermenistan’a da yeni provokasyonlara girmemesi konusunda tekrar uyarı yapıyoruz. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Özetle Türkiye hilafına hareket edebileceklerini düşünenler, ne zaman harekete geçse biz bunları güçlü diplomasi kaslarımız ile dengeledik. Şimdi Türkiye ile iş birliği kanalları aranıyor ve işletiliyor. Farklı coğrafyalarda kötü gidişata ‘dur’ dediğimiz için bugün bir inşa sürecindeyiz. Dostluklarımız yeniden ihya edilmekte” dedi.
Avrupa Birliği üyelik sürecine gölge düşürecek önerilere açık olmadıklarını söyleyen Bakan Çavuşoğlu, “Bir aday ülke ve NATO müttefiki olan Türkiye’ye karşı AB dayanışması adı altında bazı ülkelerin kısır çıkarlarına teslim ve rehin olmak doğru değildir. AB’den iş birliğine ve üyelik sürecimize yeniden ivme kazandıracak somut ve anlamlı adımlar atmasını bekliyoruz. Veto hakkının kötüye kullanımına engel olmasını bekliyoruz. Türkiye AB ilişkileri bir iki üye ülkenin dar görüşlü çıkar arayışlarına indirgenemeyecek kadar stratejiktir” diye konuştu.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye 28 Haziran’da Madrid’e yapılan NATO Zirvesi’nde alınan kararları hatırlatarak, şöyle devam etti:
“AB üyesi Finlandiya ve İsveç’in terörle mücadelede kendilerinin de sorumlulukları olduğunu kabul etmeleriyle oluşan çerçevenin, örnek ve emsal olmasını diliyorum. Yani, kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla. Bunları dilemekle kalmayıp verilen sözlerin, yapılan niyet beyanlarının takipçisi olacağız. Çünkü, teröristler sınırlarımızın hemen ötesinde veya bazı başka ülkelerde destek buluyor. Terörizmin kökünün kazınmasının önündeki en büyük zorluk budur.”
Azerbaycan’ın Ermenistan’a karşı kazandığı zaferin oluşturduğu uygun koşulları bölgede barış ve istikrarı kalıcı kılmak için kullandıklarını dile getiren Çavuşoğlu, Ermenistan’la karşılıklı olarak atanan özel temsilcilerin görüşmelerine devam ettiğini kaydetti. Son günlerde bölgede yaşanan gerginliğin mevcut sükunetin ne kadar kırılgan olduğunu tekrar gösterdiğini bildiren Çavuşoğlu, “Elbette bu süreçte Azerbaycan’la dayanışmamız da güçlenerek sürecek. Dost da düşman da bilsin ki can Azerbaycan hiçbir zaman yalnız değildir” dedi.
Bakan Çavuşoğlu, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına ilişkin ise şunları kaydetti:
“Hiçbir gerekçe masum insanların, hele hele Ala Abdullah yavrumuz gibi 5 yaşındaki kız çocuklarının öldürülmesini mazur gösteremez. İsrail’in bu saldırganlığını şiddetle kınıyor, bu tahrik edici politikaların bir an evvel sona ermesini istiyoruz. Dün akşam ilan edilen ateşkesi bu yönde doğru bir adım olarak değerlendiriyoruz. Esasen, İsrail’le diyaloğumuz, Filistin’e ilişkin hassasiyetlerimizin doğrudan aktarılmasına imkan veriyor.”
“Yunan/Rum ikilisi son 1 yılda kıta sahanlığımıza 9 kez gemi göndermeye kalkıştı” diyen Çavuşoğlu, “Bunları hem sahada hem masada aldığımız önlemlerle engelledik. Yarın da kısmetse Abdülhamid Han sondaj gemisi ilk görevi için Akdeniz’e açılacak” açıklamasında bulundu.
Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin Suriye Milli Ordusu ile ortaklaşa düzenlediği harekatların, sivillerin güvenliğini temin ederek, BM standartlarında güvenli ve gönüllü geri dönüşlerin önünü açtığının altını çizen Çavuşoğlu, “Ancak, PKK/PYD/YPG terör örgütü ve uzantılarının bu istikrar ortamını bozmak ve ayrılıkçı gündemini ilerletmek için ülkemize ve Suriyeli sivillere yönelik saldırıları sürüyor. Milyonlarca Suriyelinin güvenliğine katkı sağlayan ülkemizin, bu saldırılar karşısında hareketsiz kalması beklenemez” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin 255 temsilcilikle dünyanın beşinci büyük diplomatik ağına sahip olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, “Bugün teşkilatımızda, BM dilleri dışında Macarcadan İbraniceye, Korece ve Japoncadan, Fince ve Boşnakçaya birçok yerel dili konuşabilen memurlarımız var. Yerel dil kapasitemizi daha da artırmak için ilave çalışmalar öngörüyoruz. Stratejik öngörü kapasitemizi çağdaş imkan ve yöntemlerle geliştirmeye yönelik adımlarımızı da sürdüreceğiz” ifadelerine yer verdi. (İHA)