HABER

Dışişleri Bakanlığı'ndan Rumlara sert uyarı!

Dışişleri Bakanlığı, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni sert bir dille uyardı.

Dışişleri Bakanlığı'ndan Rumlara sert uyarı!

Dışişleri Bakanlığı, “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Ada’nın ortak sahibi olan Kıbrıs Türk halkının doğal kaynaklar üzerindeki asli haklarını göz ardı ederek, içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle oluşturulacak dayanışma yatırım fonu veya bir başka borçlanma modelinde Ada’nın ortak doğal kaynaklarını teminat olarak gösterme düşüncesi, Ada’nın tek sahibi olduğu yanılsamasının bölgede yeni bir krize yol açabilecek tehlikeli bir tezahürüdür.“ dedi.

Dışişleri Bakanlığı, Rum Yönetimi’nin Doğu Akdeniz’deki Hidrokarbon kaynakları üzerindeki iddialarına yönelik yaptığı açıklamada, KKTC Cumhurbaşkanlığı tarafından bu hususta 21 Mart 2013 tarihinde yapılan açıklamadaki görüşlerin paylaşıldığı hatırlatılarak, “Türkiye, gerek kendi kıta sahanlığındaki hak ve menfaatlerini korumakta, gerek Kıbrıs Türk tarafına verdiği desteği sürdürmekte kararlıdır. Kıbrıs Türk tarafınca 24 Eylül 2011 ve 29 Eylül 2012’de iki kez ortak doğal kaynakların hakça paylaşımı için işbirliği çağrıları yapılmış ancak bu çağrılara Rumlar tarafından bugüne kadar olumlu karşılık verilmemiştir. Rum tarafının bugün karşı karşıya bulunduğu ekonomik krizi yeni oldu bittiler yaratmak için bir vesile olarak kullanması kabul edilemez.” kararlılığını vurguladı.

RUMLARA HATIRLATMA

Dışişleri, Rum Yönetimi’ni uyarı niteliğinde Türkiye’nin konuya ilişkin görüşlerini bir kez daha ortaya koymakta yarar gördüğünü belirterek, şu bilgileri verdi: "Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı, Ada’da müzakere edilmiş bir çözüm istemektedir. Doğu Akdeniz ve Ada için Türkiye’nin vizyonu ortak refah, istikrar ve güvenliği hedeflemektedir. Siyasi ihtilaflar gibi ekonomik sorunlar da Ada’da barış, uzlaşı ve işbirliği ortamı yaratılarak aşılabilir. Ada’daki iki kurucu halk nasıl bir gelecek istediklerine birlikte karar vermeli ve Anavatanların da iştirakiyle yeni bir düzen inşa etmelidir. Bunun için artık kaybedecek vakit yoktur.
Türk tarafı bir an önce ortak refah ve güvenlik anlayışıyla derhal müzakerelere başlanmasını beklemektedir. Karşı karşıya bulunulan sorunun bir krize yol açması tercihimiz değildir. Bunun barış ve kalıcı çözüm için yeni bir fırsat ve başlangıç teşkil etmesi gerektiğine samimiyetle inanıyoruz.”

"KIBRISLI TÜRKLER, HİÇBİR ZAMAN AZINLIK OLMAYACAK"

Kıbrıslı Türklerin, Ada’da hiçbir zaman bir Rum devletinde azınlık olmayacağına dikkat çeken Bakanlık, "Buna Türkiye hiçbir şekilde izin vermeyecektir. Ancak Türkiye Ada’daki iki halkın tercihlerine de saygı gösterecektir. Bu tercih, yeni bir ortaklık inşa edilmesi yönünde olabileceği gibi, ki bunun parametreleri bellidir, şayet Kıbrıslı Rumlar Ada’nın güneyindeki doğal kaynaklar üzerinde tek yanlı tasarrufta bulunacaklarsa ve Kıbrıslı Türklerle ortaklığı arzu etmiyorlarsa, iki devletli bir çözümün müzakeresi doğrultusunda da olabilir. Çözümden önce Ada’nın doğal kaynakları üzerinde tasarrufta bulunmanın tek yolu ise Kıbrıs Türk tarafının 2011 ve 2012’deki önerileri doğrultusunda, BM Genel Sekreteri’nin gözetimi altında bir anlaşma yapılması ve böylece doğal kaynakların paylaşımı konusunda Kıbrıslı Türklerin rızalarının açık olarak alınmasından geçmektedir. Türkiye ve Kıbrıslı Türkler bu anlayışla Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlarla birlikte çalışmaya hazırdır.” denildi.

DAVUTOĞLU: CHP'NİN BİZE ÖZÜR BORCU VAR

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "İsrail özür diledi. CHP de özür dileyecek" dedi.

Davutoğlu, Konyalı Sanayici ve İşadamları Derneği'nin, Küçükçekmece Nikah ve Kongre Sarayı'ndaki 3. Olağan Genel Kurulu'nda bir konuşma yaptı.

Konuşmasında İsrail'in Mavi Marmara ile ilgili özrüne değinen Davutoğlu, CHP'yi eleştirdi.

Bakan, gelişme sonrası muhalefetin sessiz kaldığına işaret ederek, "3 senedir hükümete her seferinde 'Nerede özür?' diye soranlar 24 saattir sus pus içinde. Ne iyi oldu diyebiliyorlar ne de kötü oldu. Çünkü onlar için mesele, siyasi küçük bir hesap meselesi'' diye konuştu.

Ana muhalefet partisinin geçen yıl hakkında iki kez gensoru önergesi verdiğini anımsatan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

''Her gensoruda da bunu sordular. 'Hani İsrail özür dileyecekti ' diye sordular. 'Sabredin' dedik, inanmadılar. Bunu bir siyaset malzemesi haline getirdiler.

Hatta ana muhalefet partisi lideri bizi İsrail basınına şikayet etti. Biz gece-gündüz bu halkın hakkı peşinde koşarken onlar bizi İsrail basınına şikayet ettiler. Bunları unutmadık, şimdi susuyorlar.

Herhangi bir açıklama duydunuz mu? Ben duymadım. En azından bu milletin hemen hemen tümünün heyecan duyduğu bir konuda çıkıp bir şey söylemeleri gerekirdi. İsrail özür diledi. Onlar da özür dileyecekler ama hala dilleri varmıyor.

Bu muhalefetin bize bir özür borcu var. O özür borcunu ödeyecekler. Her Meclis oturumunda döne döne bu soruyu gündeme getirenlerin, bize derken sadece bana veya Başbakana değil, bütün bir millete özür borcu var. Bir gün o özürü de dilemek zorunda kalacaklar.''

Tüm haberler

(CİHAN)

En Çok Aranan Haberler