Dışişleri Bakanlığı'nda "sahte sicil" şoku yaşanıyor. Ankara 8'inci İdare Mahkemesi'nin aralarında Dışişleri Bakanlığı eski Personel Daire Başkanı Hasan Servet Öktem'in de olduğu 3 sanık hakkında verdiği "sahte sicil raporu düzenledikleri"ne ilişkin kararına yapılan itiraz, Danıştay'dan döndü.
Dışişleri Bakanlığı, Ankara 8'inci İdare Mahkemesi'nin Türkiye'nin Belgrad Büyükelçisi Hasan Servet Öktem, Dışişleri Bakanlığı Balkan Ülkelerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hasan Aşan ile AB Genel Sekreterliği Daire Başkanı Cem Kahyaoğlu' hakkında verdiği "sahte sicil raporu" düzenlemeyle ilgili kararın iptali istemiyle Danıştay'a başvurdu. Danıştay 2'inci Daire, Dışişleri'nin temyiz başvurusunu reddetti. Daha önce yürütmeyi durdurma istemini de reddeden Danıştay, Dışişleri Bakanlığı'nın zamanaşımı konusundaki itirazını ise yersiz buldu. Danıştay, Dışişleri Bakanlığı'nda uzmanlık yapan Vahit Özdemir'in söz konusu sicili Bilgi Edinme Yasası kapsamında öğrendiğine dikkat çekerek, "Bu tarihten itibaren açtığı davada süre aşımı bulunmadığından, idarenin bu iddiası yerinde görülmedi" dedi.
Danıştay 2'inci Daire, Ankara 8'inci İdare Mahkemesi'nin verdiği kararın bozulmasını gerektirecek bir neden olmadığını belirterek, adı geçen kişilerin anılan dönemde Özdemir'in sicil amiri olmadıklarını ve bu nedenle de sicil yazmakla görevli olmadıkları halde, "hukuka aykırı olarak" sicil düzenlediklerine işaret etti.
İDARE MAHKEMESİ'NDE DAVA
Vahit Özdemir, 2000 ve 2001 yılına ait sicil raporunun yetkisiz kişilerce ve usulsüz olarak doldurulduğu ve Dışişleri Bakanlığı bürokratlarının düzenlediği sicilin iptali için Ankara 8'inci İdare Mahkemesi'ne başvurdu. 8'inci İdare Mahkemesi, 21 Şubat 2006'da davayı görüştü. 8'inci İdare Mahkemesi, Dışişleri Bakanlığı'nda uzman olarak çalışan Vahit Özdemir'in 17 Ocak 2000-17 Şubat 2001 tarihleri arasında Ulaştırma Bakanlığı'nda geçici olarak görevlendirdiğine işaret ederek, Dışişleri Bakanlığı'nın bir yazı ile 2000 ve 2001 yılına ilişkin sicil raporunu doldurmak üzere Ulaştırma Bakanlığı'na gönderdiğine değindi. Mahkeme, Devlet Memurları Sicil Yönetmeliği gereğince, Özdemir'in görevlendirildiği makamdaki amirleri tarafından sicilinin doldurulması gerektiğini belirterek, Bakanlık bürokratlarının "yetki ve şekil unsuru yönünden hukuka aykırı" davrandığına hükmetti.
İdare Mahkemesi'nin aldığı karar üzerine Dışişleri Bakanlığı yürütmeyi durdurma istemiyle Danıştay'a başvurdu. Danıştay, yürütmeyi durdurma istemini reddetti.
BÜROKRATLAR ALEYHİNE TAZMİNAT DAVASI
Vahit Özdemir, kendisi aleyhinde usulsüz sicil raporu düzenledikleri gerekçesiyle dönemin Dışişleri Bakanlığı Personel Daire Başkanı Hasan Servet Öktem ve yardımcıları Hasan Aşan, Cem Kahyaoğlu hakkında her yıl için 75'er bin YTL'lik maddi ve manevi tazminat davası açtı. Özdemir ayrıca, bürokratlar hakkında Ankara Cumhuriyet savcılığına sahtecilik yaptıkları iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
ERDOĞAN'IN KİRVESİNE "TEHLİKELİ, SİNSİ" DENİLDİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 9 Eylül 2001'de Topkapı Eresin Otel'de düzenlenen törende Vahit Özdemir'in oğlu Uğur'un kirvesi oldu. Özdemir'in, Dışişleri bürokratlarınca hazırlanan sicil raporunda şu görüşler dikkat çekti:
"-(2000 yılıyla ilgili olarak)-Tehlikeli, sinsi, güvenilmez, ahlaki zaafiyetleri olan bir memurdur. Siyasi çevrelerden baskılarla dış tayin yaptırma geleneği vardır. Dış tayine gönderilmemesi uygun olur. Dosyası olaylarla doludur.
-(2001 yılıyla ilgili olarak)-Tüm dış görevlerinde sorunlar çıkarmış, devletin itibarını zedelemiştir. Siyasi faaliyetler kanalıyla tayin ve terfi peşinde koşmuştur.
-(2002 yılıyla ilgili olarak)-fiilen görev almaktan kaçındı. Bakanlık dışında çalışmayı sürdürdü. Son altı yıllık sicil ortalamasının alınmasının isabetli olacağı akla gelmekte"
ANKA