2015 yılında temelleri atılan ve 3 ay önce pilot uygulama ile hastaların izlenmeye başlandığı proje, Türkiye liderliğinde İspanya, İtalya ve Portekiz’de eş zamanlı olarak yürütülüyor. ProEmpower, aynı zamanda 4 farklı ülkede eş zamanlı olarak pilot uygulamaya geçilen “dünyadaki tek proje” olma özelliği de taşıyor. Projenin ilk ayağı Şubat 2020’de sonuçlanacak. Sağlık Bakanlığı Uluslararası Projeler Koordinatörü Umut Elmas, “Bu proje sayesinde çok yakın bir gelecekte doktorlar diyabet hastalarına mobil uygulama üzerinden reçete yazabilecek. Vatandaşın hastaneye gitmesine gerek kalmadan evlerinden takibi mümkün olacak. Bu sayede hem daha konforlu bir tedavi sağlanacak, hem hastanelerdeki hasta yükü azalacak, hem de diyabet hastalarının takip ve tedavi maliyetleri düşecek” dedi.
ProEmpower çalışmasına dahil edilen tip 2 diyabetli hastalara Bluetooth bağlantılı şeker, tansiyon ölçüm cihazları ile baskül ve bileklik veriliyor. Hastaların akıllı telefonlarına kurulan basit bir uygulama sayesinde, ölçüm yaptıkları an veriler önce Bluetooth üzerinden cep telefonuna, oradan da online olarak doktorun bilgisayarına geliyor. Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesi Dahiliye Klinik Şefi Prof. Dr. Sema Basat ve ekibinin yürüttüğü pilot çalışma kapsamında evlerinde izlenen hastaların yüzde 90’ında değerlerin normale döndüğü gözlendi. Prof. Dr. Sema Basat, diyabetin kronik bir hastalık olduğunu ve neredeyse dünya çapında bir salgın sayıldığına değinerek, “Diyabet tanısı koyduktan sonra bir günlük bir tedavi yok. Ömür boyu takip gerekiyor. Bu proje sayesinde hastalarımızı çok daha yakından izleyebiliyoruz. Ayrıca hastalar da kendi verilerini düzenli olarak görüyor. Hasta hekimine çok kolay ulaşıyor, kendi verilerini de kolaylıkla hekimine iletebiliyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Sema Basat, bu uygulamanın hastalarda motivasyon da sağladığını anlatarak şu bilgileri verdi: “Randevu almada yaşadığı zorluklardan da kurtulmuş oluyor. Kendi evinde, konforlu ortamında ölçümlerini yapıyor, online olarak doktoruna iletiyor. Verilerini kendi de izleyebildiği için daha kontrollü ve dikkatli davranıyor. Biz, 50 hastamızı 3 aydır izliyoruz ve hastaların çoğunun değerlerini doğru aralıklara çekebilmeyi başardık bu sayede. Önümüzdeki hafta 50 hastamızı daha projeye dahil edeceğiz ve hastalarımızı toplamda 8 ay izlemiş olacağız. Proje Şubat ayında sonuçlandığında da verilerimizi açıklayacağız.”
Uluslararası Projeler Koordinatörü Umut Elmas, şu an her ülkede 50’şer hastanın takip edildiğini anlatarak, “İkinci periyotta 50'şer hastayı daha dahil edeceğiz. Geçen hafta Almanya'da doktorların, obezite hastalarına mobil sağlık uygulamalarını reçete edilebileceği yönünde bir kanun çıktı. Mobil sağlık teknolojileri dünyada teşhis ve tedavi süreçlerinin ayrılmaz bir parçası haline geldi. ProEmpower da AB Horizon 2020 Programı kapsamında yürütülen bir proje. Mobil sağlık teknolojilerini kullanmak çok kolay. Bir cep telefonu ve bir de cihazlar; ateş ölçer, şeker ölçüm cihazı, baskül gibi. Bluetooth-wireless teknolojisi ile entegre oluyor hepsi. Bir tuşa basıp doktorun ekranına yolluyorsunuz. Bundan sonraki projemiz, hipertansiyon üzerine olacak. Yine Sağlık Bakanlığı olarak AB tarafından yaklaşık 6 milyon Euro'luk bir destek aldık. Aralarında Almanya’nın da olduğu 5 ülkeye liderlik edeceğiz bu projeyle de” diye konuştu.
Yaklaşık 9 yıldır diyabet hastası olan Nuran Arslan (46), çalışmaya dahil edilen hastalardan biri. Üç aydır evine verilen bu cihazları kullanarak şeker, tansiyon, kilo, egzersiz hatta günlük öğünleri üzerinden diyet takiplerinin dahi yapabildiğini anlatan Arslan, şunları söyledi: “Ben 10 yıl felçli anneme baktım. Ancak ondan fırsat bulduğum zamanlarda veya annemin yanına birini bırakıp gidebildiğim zamanlarda kontrollerime gidebiliyordum. Yeri geliyordu senede bir gidebiliyordum doktora. Bu uygulamaya girdiğimden beri rahatladım. Keşke o zaman olsaydı, diyabetimi daha erken kontrol altına aldırabilirdim. Eskiden ayda bir belki ölçerdim şekerimi. Şimdi her gün düzenli olarak ölçüyorum. Tansiyonumu, kilomu, öğünlerimi daha iyi takip ediyorum ve verilerim anında doktorun bilgisayarına geçiyor. Evimden çıkmadan doktorumla çok rahat iletişim kurabiliyorum. Okuma yazma bilen herkes bu cihazları ve sistemi çok rahat kullanır. Hatta okuma bilmeyen biri dahi evdekilerden yardım alarak kullanabilir.”