Ensüline bağlı diyabetik kadınlarda az adet görme veya hiç görememe durumlarının ortaya çıkabileceğine değinen Doç. Dr. Sabahattin Gül, "Ensüline bağımlı olmayan diyabetik kadınlarda ise şişmanlık ve gebe kalmayı engelleyen döllenme zorlukları ortaya çıkabiliyor. Ancak bütün bu olumsuz etkilere rağmen günümüzde diyabetik kadınlar da çocuk sahibi olabiliyor" ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Gül, annenin diyabetik olmasının çocukların gelişimini de olumsuz etkileyebildiğini kaydederek, "Annedeki glikoz yani şeker, bebeğin beslenmesini sağlayan en önemli maddelerden biri. Plasenta yolu ile bebeğin dolaşımına geçen glikoz yakıt olarak kullanılabilir. Ancak annedeki glikozun yüksekliği bebek için sakıncalıdır. Özellikle 8. haftada görülen yüksek kan şekeri düzeyleri bebeklerde çeşitli anormalliklere neden olabilir. Yüksek glikoz bebeğin gelişimi üzerinde olumsuz rol oynar. İlk haftadan sonraki glikoz ayarsızlığı sonucu artık pankreası ensülin üretebilen bebek anneden aldığı yüksek şeker miktarına uyum sağlamak için ensülin yapımını arttırır. Bu artış özellikle son aylarda yağ dokusu artışına ve aşırı büyümeye zemin hazırlar. Bunun sonucu olarak da doğum ağırlığı 4 kg üzerine çıkar. Makrosomi adı verilen bu tablo doğum sırasında yaralanmalar, sinir zedelenmeleri ve omuz çıkmalarına neden olabilir. Ayrıca doğumdan hemen sonra bebekte aşırı şeker düşüklüğü, sarılık ve solunum problemleri görülebilir. Ayrıca diyabetik annelerin bebeklerinde kalp ve sinir sistemine ait bazı anormallikler görülebilir" uyarısında bulundu.
ANNE ADAYI KONTROL ALTINDA TUTULMALI
Diyabetik annenin sağlıklı doğum yapabilmesi ve bebeğin sağlıklı olabilmesi için önce anne adayının sağlıklı olması gerektiğine dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Sabahattin Gül, "Bunun için gebelikten en az 6 ay öncesinden başlayarak anne adayının sürekli kontrol altında tutulup, kan şekerinin belli ölçülerde olması sağlanmalıdır. Gebelik annelerdeki diyabete özgü bazı rahatsızlıkları artırabiliyor. Bunun önüne geçmek için gebelikten önce göz dibi muayenesi, böbrek, kalp ve dolaşım sistemi kontrollerinin yapılması gerekir" şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Sabahattin Gül, diyabetik kadınlar için gebelik süresinin oldukça zor geçtiğini hatırlatarak, "Anne adayı gebeliğinin 24. haftasından sonra iki haftada bir hekimine görünmelidir. Günde 2200-2400 arası kalori almalı, gıdalar yeterli miktarda protein, yağ, demir, kalsiyum içermelidir. Günlük gıda programı 3 ana 3 ara öğün olarak düzenlenmelidir. Gece öğünü kesinlikle atlanmamalıdır. Böbrek hastası olan gebeler hipertansiyon ve gebelik zehirlenmesi risk altında oldukları için bunlardan kan basıncı ve idrarda protein takibinin yapılması gerekmektedir" açıklamasında bulundu.
DOĞUM RİSKLİ HALE GELİR Diyabetik kadınların hamileliğinden başka bir de hamilelik döneminde ortaya çıkan diyabet olduğunun altını çizen Doç. Dr. Gül, "Gebelik hormonları annenin ensülinine karşı direnç oluşturur. Bu durum özellikle gebeliğin 24-28 haftalarında daha belirgindir. Bazı durumlarda annenin ensülin miktarı bu direnci karşılamaya yetmez. Kan şekeri yükselir. Buna gebelik diyabeti adı verilir. Gebelik diyabeti genellikle doğumdan sonra ortadan kalkar. Bu durum ailesinde diyabet olan , şişman, hipertansif, yaşı 35'i aşkın hamilelerde sık görülür. Anne adayının durumu bebeği de olumsuz etkiler. Anne adayının kanında şekerin yükselmesi, bebekte ensülin yapımını arttırır. İri bebek ortaya çıkar. Doğum riskli hale gelir. Şeker düşüklüğü, omuz çıkıklıkları, solunum sıkıntısı, sarılık gibi durumlar görülür. Gebelik diyabetinin kontrol altına alınması hem anne adayı hem de bebek açısından önem taşımaktadır. Gebelik diyabeti 24-28. haftalarda yapılan testlerle ortaya çıkar" dedi.
Gebelik diyabeti geçiren kadınlara az yağlı yemelerini öneren Gül, "Düzenli egzersiz yapın ve normal kiloda olmaya çalışın. Şişmanlık, hipertansiyon, birden fazla doğum ve ailede bir diyabetli birinin bulunması gelecekte diyabet olasılığını arttırır" uyarısında bulundu.