Çocuk Endokrinoloji ve Diyabet Derneği Diyabet Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, çocuklarda diyabet hastalığı nedenleri ve tedavisi hakkında iVillage Türkiye'ye detaylı bilgi verdi.
Çocuklarda diyabet hastalığının nedenleri nelerdir?
Çocuklarda görülen şeker hastalığının daha doğrusu Tip 1 diyabetin tek bir nedeni yoktur. Bu çocukların ailelerinin % 90’ınında Tip 1 diyabet olmadığı bilinmekte, dolayısıyla genetik faktörlerin sınırlı bir rolü olduğu düşünülmektedir. Şeker hastalığı belirtileri ortaya çıkmadan uzunca bir süre önce pankreastaki insülin yapan hücrelere karşı vücudun savunma sistemi tarafından bir saldırı başlatılmakta ve bu hücreler zaman içinde yok olmaktadır. “Otoimmün iltihap” adı verilen bu sürecin başlamasında enfeksiyonlar, toksinler, besinler, stres, hızlı büyüme gibi çeşitli çevresel faktörlerin rolü olduğu ileri sürülmektedir. Son yıllarda gebelik yaşında artma, prematüre doğumlar ve enteroviral enfeksiyonlar gibi faktörlerin üzeride durulmaktadır. Günümüzde çocukluk çağında obezite sıklığı hızla artmakta (ülkemizde son 10 yılda iki kat artmıştır) ve bunun en önemli nedenleri arasında enerji yoğun besinlerin (abur/cubur besinler, şekerli içecekler, fast-food ürünleri, hazır yiyecekler vs) tüketiminde artma ve hareketsiz yaşam bulunmaktadır. Bütün araştırmalar çocuklarda Tip 2 diyabet için en önemli risk faktörünün obezite olduğunu göstermektedir. Bu durumda sağlıksız beslenmenin hem obezite hem de Tip2 diyabet için en önemli risk faktörü olduğunu söyleyebiliriz. Bunun dışında inaktivite, ailede tip 2 diyabet ve obezite yükü diğer risk faktörleridir.
Aile çocuğun diyabet hastası olduğunu nasıl anlayabilir? Belirtileri nelerdir?
Çocuklarda da erişkinlerde olduğu gibi en sık görülen bulgular çok ve sık idrar yapma, çok su içme ve her zaman görülmese de iştah artmasıdır. Aileler önce çocukların her zamankinden daha çok su içmeye başladığını, yanlarında sürekli su şişesi bulundurduklarını, suya doymadıklarını, sanki yalnızca suyla beslendiklerini söylerler. Çok idrar yapma gün içinde çocukların dikkat çekici sıklıkta tuvalete gitmesi ile belli olur. Bu nedenle ders sırasında tuvalete gitmek için izin istemeye başlayan çocuklarda diğer bulgular araştırılmalıdır. Bunun yanında daha önce gece idrar yapmak için uyanmayan çocukların 1–2 kez idrar yapmak için uyanması ve bazen gece altını ıslatması dikkat çekicidir. Küçük çocuklarda ise anneler sık bez değiştirmeye başladıklarını fark ederler. Çocuklar iştahlarının artmasına rağmen kilo kaybederler, annelerin deyimiyle süzülürler. Kız çocuklarında genital bölgede mantar enfeksiyonu olabilir ya da bebeklerde inatçı pişiklerin görülebilir. Bazı çocuklar halsizlik, hafif ateş, karın ağrısı gibi özelliği olmayan bulgularla doktora giderler ve aileler diyabete özgü bulguları söylemeyebilirler. Çocukların okul performansında azalma, çabuk yorulma gibi yakınmaları olabilir ve eskisine göre daha sık devamsızlık yapmaya başlayabilirler. Bu nedenle çocukların beklenmeyecek şekilde devamsızlık yapmaya başlaması öğretmenler tarafından incelenmelidir. Yukarıdaki bulgularla hekime getirilmeyen çocuklarda bir süre sonra insülin eksikliğinin şiddetlenmesine bağlı olarak bulantı, kusma, karın ağrısı, gözlerde çöküklük, derin ve hızlı nefes alma (solunum sıkıntısı), ağızda aseton kokusu gibi diyabet komasına doğru gidişin belirtileri başlar. Diyabet bulgularının erken fark edilmemesi ya da sağlık kuruluşlarında diyabet tanısının atlanması ile diyabet koması gibi tehlikeli bir tablo ile başvurma arasında yakın ilişki vardır.
- - - - - - **Diyabet çocuğun sağlığına ne gibi zararlar verebilir?**
Çocuklarda diyabetin kontrol edilememesi durumunda erken yaşlarda böbrek yetmezliği, görme kaybı, sinir hücrelerinde zedelenme, erken kalp/damar hastalıkları görülmektedir.
Yetişkinlerde görülen diyabet ile çocuklarda görülen diyabet aynı mıdır?
Şeker hastalığı erişkinlerde daha sık görüldüğünden daha çok erişkinlerin hastalığı olarak bilinir ve çocuklarda şeker hastalığı olabileceği pek akla gelmez. Oysa bebeklik döneminden itibaren ama en çok ergenlik döneminde olmak üzere çocuklarda da şeker hastalığı görülmektedir. Çocuklarda şeker hastalığı ortalama başlangıç yaşı 8 olarak bildirilmektedir. Son yıllarda küçük çocuklarda diyabet görülme sıklığının arttığına ve diyabet görülme oranının 2–4, 6–8 ve 10–12 yaşlarında olmak üzere üç dönemde pik yaptığı gözlenmektedir. Çocuklarda görülen şeker hastalığı vakalarının tamamına yakını Tip1 diyabet türündendir. Bu tür şeker hastalığında pankreastaki insülin yapan hücreler kalıcı olarak harap olur ve çocuklar yaşam boyu insülin kullanmak durumunda kalırlar. Bu nedenle eskiden çocuklarda görülen şeker hastalığı “ İnsüline bağımlı diyabet” olarak isimlendirilirdi.
Çocuklarda görülme sıklığı nedir?
Ülkemizde 18 yaş altında 17-18 bin civarında diyabetli çocuk olduğu tahmin edilmektedir. Çocuklarda diyabet görece seyrek görülen bir hastalık olmasına karşın en önemli özelliği kronik(yaşam boyu süren) bir hastalık olmasından kaynaklanmaktadır. Diyabet, çocukluk çağındaki görülen kronik hastalıkların başında gelmektedir.
Diyabet hastalığının her yıl giderek artmasının nedenleri nelerdir? Aileler çocuklarını bu hastalıktan nasıl koruyabilir?
Çocuklarda değil de erişkinlerde görülen Tip 2 diyabet sıklığında son yıllarda belirgin bir artıştan söz edilmektedir. Bunun temel nedeni şişmanlık sıklığındaki artıştır. Çocuklarda ise küçük yaşlardaki Tip 1 diyabet vakalarında hissedilir bir artış gözlenmekte ama ülkemizde bu konuda yeterli veri bulunmamaktadır.
- - - - - - **Diyabetin tedavisi nasıldır? Kronik bir hastalık mıdır?**
Çocuklarda şeker hastalığı bir kez oluşunca yaşam boyu sürer. Yani Tip 1 diyabet iyileştirilebilen bir hastalık değildir. Bununla birlikte bu çocukların ihtiyacı olan insülin deri altına enjeksiyonla verilebilir ve bu şekilde normale yakın bir yaşam sürdürebilirler. İnsülin yanında beslenme düzenlenmesi, düzenli egzersiz de önemlidir. Diyabet tedavisinde temel amaç artık otomatik olarak ayarlanamayan kan şekerini çocukların kendilerinin ayarlamaları, yani bir tür artık çalışmayan pankreaslarının görevlerini kendilerinin yapmasıdır. Bunun için günde en az 4 kez kan şekerlerine bakmaları, bu ölçümleri yorumlamaları ve buna göre insülin dozlarına karar vermeleri gerekir.
Diyabet tedavisine uyum gösteren çocukların yaşamı ve gelişimleri normal bir şekilde sürmektedir. Günümüzde bilgiye dayanan esnek diyabet tedavisi uygulanmaktadır ve bilinçli diyabetlilerin yaşamında önemli bir kısıtlama olmaz. Bununla birlikte diyabetli çocukların insülin ve beslenme saatleri ile belirlenen bir yaşam düzenleri vardır ve eskisi gibi şekerden zengin besinleri gelişigüzel tüketmemeleri gerekir. Belki de yaşamlarında tek kısıtlılık şekerli besinleri eskisi gibi düşünmeden yemekten vazgeçmeleridir.
Tip 2 diyabet tedavisinde ise beslenme planlaması ve insülin direncini azaltan ilaçlar ile tedaviye başlanır. Bu tedaviler ile ilerleme olmazsa Tip 2 diyabet vakarında da insülin tedavisi kullanılır.
Bunların yanında düzenli egzersiz de diyabet tedavisinin bir parçasıdır. Diyabetli çocukların günde en az 30 dk egzersiz yapmaları gerekir. Ağır egzersizler egzersiz sonrasında ve geceleri kan şekeri düşüklüğüne neden olabilir. Bu nedenle ağır egzersizden önce ek karbonhidrat alınmalı ve gece güvenli kan şekeri ile yatılmalıdır.
Diyabetin aileye maliyeti nedir? Devlet tedavinin ne kadarını ve hangilerini üstleniyor?
Ülkemizde sosyal güvenlik kurumu diyabetli çocukların neredeyse tüm ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Bu konuda aileye önemsenecek bir maliyet kalmamaktadır.
- - - - - - **Diyabetli çocuğu olan aileler nelere dikkat etmeli? Diyabetli çocuğun yaşamı nasıl planlanmalı?**
Tip 1 diyabet yakın takip gerektirmesi nedeni ile haftada 7 gün ve 24 saat bakımı gerektirir. Ülkemizde diyabetli okul çocuklarının okulda bakımları büyük ölçüde çocuğa ve ailesine bırakılmış olup, kişisel ilgisi olan sınıf öğretmenleri ve özel okullarda okul hemşireleri çocuklara yardımcı olmaktadır. Oysa diyabetli çocukların okul yaşamı boyunca sağlıklarının korunması ve kendilerini güvende hissetmeleri için öğretmenler ve ailelerin yakın işbirliğine ihtiyaç vardır.
Çocuğa bu durumun kalıcı olduğunu ve bununla yaşaması gerektiğini nasıl anlatmalı? Kronik hastalıklarda çocuklar psikolojik olarak yıpranabiliyor. Aile bu konuda ek destek almalı mı? Bu konuda verilen eğitimler var mı?
Bu konuda en önemli nokta diyabet tanısı konduğunda yapılan ilk görüşmedir. Ülkemizdeki çocuk diyabet uzmanları ve çocuk diyabet hemşireleri hastaneye yatan çocukları eğitmekte ve onlara diyabetle arkadaş olmayı anlatmaktadırlar. Hiç kuşku yok ki bazı çocuklar ve aileler diyabet olduktan sonra zor zamanlar geçirmekte ama gerek eğitim ve diyabet ekibi ile kurulan olumlu ilişkiler gerekse her insanda bulunan zorlukla baş edebilme kapasitesi bu ailelere yardım etmektedir. Diyabet ekipleri içinde psikologların olması çok önemlidir ve ne yazık ki ülkemizde yeteri kadar psikolog yoktur. Bu açığı başta hemşireler olmak üzere diyabet ekibinin diğer üyeleri kapatmaktadır.
Bazı kronik hastalıklar tedavi edilebilse bile kalıcı sorunlara neden olabiliyor. Diyabetli çocuk yetişkin olduğunda tedavi edilmesine rağmen bu tür kalıcı zararlarla karşılaşabilir mi?
Tip 1 diyabetli çocukarda özellikle kötü metabolik kontrolü olanlarda mikrovasküler komplikasyonlar adını verdiğimiz göz, böbrekler ve sinirlerin damalarını ilgilendiren sorunlar görülmektedir. Buradaki en önemli faktörün kan şekeri dengesi ve sağlıklı yaşam ilkelerine uyum olduğu akılda tutulmalıdır. Dünyada Tip 1 diyabetli olarak 80 yaş ve üzerinde yaşam süren çok sayıda insan vardır. Başından itibaren diyabet tedavisinin ilkelerine uyan çocukların ve ailelerin kötümser olmasına gerek yoktur.
- - - - - - **Ülkemizin her yerindeki sağlık personeli çocuklarda diyabet tanısı ve tedavisi konusunda yeterli mi?**
Ülkemizde bütün bölgelere dağılmış 50 çocuk endokrin merkezi ( 34 Üniversite, 12 devlet hastanesi, 4 özel hastane) vardır. Diyabetli çocukların % 68’i bu merkezlerde izlenmektedir. Amacımız hepsinin Çocuk Diyabet Merkezlerinde izlenmesidir. Bu merkezlerde 50 dolayında hemşire ve diyetisyen çalışmaktadır. Ülkemizde (İstanbul Tıp, Kocaeli Tıp, Ege Tıp, Dokuz Eylül Tıp ve Akdeniz Tıp) her yıl 5 diyabetli çocuklar kampı düzenlenmektedir.
Diyabette organ hasarlarını önlemenin tek yönteminin, hastanın günde en az 3-4 kez düzenli kan şekeri ölçümü yapması ve bu değere göre, insülin ya da hap tedavisinin ayarlanması. SGK son olarak bir düzenlemeye gitti ve iğnelerin alımını zorlaştırdı. Bu durum hastayı nasıl etkiliyor? Bu sorunun giderilmesi için neler yapılıyor ya da yapılmalı?
Gerçekten de Tip 1 diyabet çocukların izleminde düzenli kan şekeri ölçümü çok önemli. Bu sayede kan şekeri düşüklüğü ve yüksekliğine erken müdahale yapılabildiği gibi kan şekeri düzeyine göre doğru insülin dozuna da karar verilmektedir. Son haftalarda SGK kan şekeri ölçüm çubukların eczanelerden doğrudan alımını durduran bir karar aldı ve bu karar diyabetli çocukların ve ailelerin yaşamını zorlaştırıyor. Aileler otomatikman aldıkları kan şekeri ölçüm çubuğu sayısını azaltıyor. Bu konuda SGK düzeyinde çeşitli girişimlerde bulunuldu ve basında konu güçlü bir şekilde işlendi ama henüz tam olarak çözüme kavuşmuş değil. Bu konuda SGK ülkemizde diyabet uzmanları ile bir toplantı yapıp çözüm arayabilir diye düşünüyorum.
Eklemek istedikleriniz...
Ülkemizde okul çağında 15.000 civarında diyabet çocuk var ve bu çocukların kendi yaşıtlarından farklı sorunları var. Çocuklarda görülen diyabet yakın takip gerektirmesi nedeni ile haftada 7 gün ve 24 saat bakımı gerektirir. Bu çocuklar günde 4 kez kan şekerlerine bakarlar ve buna göre günde 4 kez insülin enjeksiyonu yaparlar. Gündüz zamanlarının çoğunu okulda geçiren bu çocukların okulda beslenme planlarına uygun yemek bulamamaları, insülin yapmak için uygun ortamların olmaması, kan şekeri düşüklüğü gibi acil durumlarda acil tedavi yapılamaması ve en önemlisi bazı çocuklara arkadaşlarının ve öğretmenlerin empati ile yaklaşmaması gibi sorunları vardır. Bazı öğretmenler diyabet konusunda yeterli bilgi sahibi olmadıkları için “diyabetli çocukların sorumluluklarını almama” gibi bir tutum gösterebilmekte ve spor/gezi gibi okul aktivitelerine bu çocukları almayabilmektedir.. Bu sorunlar nedeniyle özellikle ilkokul çağındaki bazı diyabetli çocukların anneleri bütün günü çocuklarının okulunda ve yakınında geçirmektedir. Bu sorunların azaltılması için diyabetli çocukların okul yetkililerine ve öğretmenlere eğitim yapılması gerekmektedir.
Bu ihtiyaçlar temelinde Çocuk Endokrin ve Diyabet Derneği’nin önerisi ile Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları ile işbirliği yapılarak “Okulda Diyabet” isimli bir program başlatılmıştır. Bu bilgiler temelinde okulda diyabet programının temel amaçlarından birisi Okul çağındaki 15.000 dolayındaki çocuğun okulda diyabet bakımlarını güçlendirmek ve yaşadıkları sorunları çözmek (Fizikse sorunlar yanında, diyabetlilerin sorumluluklarını almamak şeklindeki öğretmen tutumlarının değişmesi, doğru bilgilenme yoluyla öğretmen ve öğrencilerin diyabete bakışlarında değişiklik yaratılması vs) tir. Bu program esas olarak çocuklarda diyabet konusuyla ilgili olmakla birlikte diyabet bulgularının( çok su içme, çok idrar yapma, gece sık tuvalete kalma ve kilo kaybı) ortak olduğu düşülürse aslında genel olarak diyabetle ilgili de farkındalık yaratacaktır. Bu program ülkemizde şimdiye kadar yapılmış en geniş diyabet farkındalık programı olarak görülebilir.
Röportaj: Fadime Yüceyaltırık