İSTANBUL (AA) - Türk Oftalmoloji Derneği (TOD) Başkanı Prof. Dr. Osman Şevki Arslan, Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmiş ülkelerde en önemli körlük nedeninin diyabet olduğunu, diyabetik göz hastalığının kan şekeri yüksek seyreden kontrolsüz diyabetikler arasında daha sık görüldüğünü belirtti.
Arslan, tüm dünyanın dikkatini körlük, görme azlığı ve görme kayıplarının nedenleri üzerine çekmek amacıyla her yıl ekim ayının ikinci perşembe günü gerçekleşen "Dünya Görme Günü" kapsamında yaptığı açıklamada, dünyadaki en önemli körlük nedenlerinin ülkelerin gelişmişlik düzeyine göre değiştiğine işaret etti.
Yaş ilerledikçe göz sağlığıyla ilgili sorunların giderek arttığını, dünyada yer alan 40 milyona yakın görme engellinin yüzde 65'inin 50 yaş üzerinde olduğunu ifade eden Arslan, daha çok ileri yaşta görülen ve görme kayıplarına neden olabilen birtakım göz sağlığı sorunlarının önüne geçmek için yılda bir kez göz kontrolünün düzenli şekilde yaptırılması gerektiğini anlattı.
Arslan, göz tansiyonu hastalığı glokom, yaşa bağlı sarı nokta hastalığı, katarakt ve diyabetik retinopati gibi göz rahatsızlıklarında, erken tanı ve tedaviyle görme kayıplarının önüne geçilebildiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Glokom hastalığında görme sinirini oluşturan hücrelerin yavaş yavaş ölümü söz konusudur. Bu nedenle geri dönüşü olmayan bir hastalık olarak kabul edilen glokom, kalıcı görme kaybına da yol açabilmektedir. Maküla dejenerasansı ise 50-60 yaş üzerindeki kişilerde daha sık görülmektedir. Halk arasında sarı nokta hastalığı olarak bilinen yaşa bağlı maküla dejenerasyonunun da ilerleyen yaşla artan bir rahatsızlıktır. Katarakt ise gözdeki lens bölgesinin esnekliği ve saydamlığı azaldığında, görme kabiliyetinin de azalmaya başlamasıyla oluşmaktadır."
- "Diyabetin tedavi edilebilir komplikasyonu"
Prof. Dr. Osman Şevki Arslan, dünyada ve Türkiye'de diyabetin görülme sıklığının artmasıyla birlikte herhangi bir belirti görülmeden ilerleyebilen, en sonunda şiddetli ve ani görme kaybına neden olarak körlüğe yol açabilen diyabetik retinopatinin, körlüğün nedenlerin başında geldiğini belirterek, "Ülkemizin de içinde bulunduğu gelişmiş ülkelerde en önemli körlük nedeni, diyabet yani şeker hastalığıdır. Diyabetik retinopati, kan şekeri yüksek seyreden kontrolsüz diyabetikler arasında daha sık görülmektedir." ifadelerini kullandı.
Şeker hastalığına bağlı olarak gözün arka bölümünde ışığa hassas bir doku olan retina tabakasının damarlarının etkilenmesiyle ortaya çıkan diyabetik retinopatinin, diyabetin tek tedavi edilebilir komplikasyonu olduğunu aktaran Arslan, şunları kaydetti:
"Zamanında teşhis ve tedavi ile önüne geçilebilecek olan diyabetik retinopati, 93 milyondan fazla kişide, yani diyabetli her üç hastadan en az birinde gelişmektedir. Erken safhada yakalanan diyabetik retinopati hastalarının tedavileri mümkündür. Diyabetin sıkı kontrolü, gerektiğinde insüline geçiş, kan lipid ve kolesterolünün ve diğer dahili problemlerin kontrol altına alınması, sigarayı bırakmak, hastalığın ilerlemesini yavaşlatır ancak durdurmaz. Bu sebeple kan şeker düzeyleri çok iyi kontrol edilse bile, retina muayeneleri ihmal edilmemelidir."