HABER

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, "Medeniyetimizde ve Kültürümüzde Aile" konferansında konuştu:

"Evlilikte, sevgi, saygı, sadakat, sabır ve selamet olması lazım. Eşlerin birbirine karşı sabır ve tahammül içinde olması gerekiyor. Ailede, erkek sesini yükselttiğinde kadın, kadın yükselttiğinde erkek susacak" - "Diyanet İşleri Başkanlığı olarak 4-6 yaş gurubu Kur'an kurslarını açtık. Bu kursları geleceğimizin en önemli faaliyeti olarak görüyoruz. Neden? Çünkü ağaç yaşken eğilir. O çocuklarımızı ailemizin en güzel ferdi olarak yetiştirmek zorundayız" - "Eğitim bilimcilerinin ittifakla kabul ettikleri bir husus var ki insanoğlunun karakterinin yüzde 63'ü, 7 yaşından önce oluşmaktadır. Bu süreçte hocaların, anne-baba ve öğretmenlerin, çocuklarımız üzerinde bir rolü olsun. Ailelerimizi kurtarmak istiyorsak bu çocuklarımızı 4-5-6 yaşlarında değerlerini bilen ve öğrenen kimseler olarak yetiştirelim"

İSTANBUL (AA) - Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, evlilikte sevgi, saygı, sadakat, sabır ve selametin olması gerektiğini belirterek, eşlerin birbirine karşı sabır ve tahammül içinde olmalarının büyük önem taşıdığını söyledi.

Esenler Kültür Merkezi'nde Ordulular Vakfınca düzenlenen "Medeniyetimizde ve Kültürümüzde Aile" konulu konferansta konuşan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak bu yıl "aile" kavramını ele aldıklarını, gelecek yılki temalarının ise "çocuk" olacağını kaydetti.

Erbaş, nesli muhafaza etmenin yolunun aileden geçtiğine işaret ederek, "Ailenin çok sağlam olması gerekiyor. Bütün peygamberlerin getirdikleri mesajlarında öne çıkardıkları konulardan biri de ailedir. Aile bir kadın ve bir erkekten kuruluyor. Evlilikte sevgi, saygı, sadakat, sabır ve selametin olması lazım. Eşlerin birbirine karşı sabır ve tahammül içinde olması gerekiyor. Ailede, erkek sesini yükselttiğinde kadın, kadın yükselttiğinde erkek susacak. Aile içi şiddet deniyor ya neden bu şiddet bu kadar artıyor? İşte sabır ve tahammülsüzlükten, bilgisizlikten, bilinçsizlikten kaynaklanıyor. Bazen 'Ailemizi bozmak için bilinçli bir el mi var?' diyorum. Zira 15-20 yıl öncesine kadar biz böyle şeyler görmüyorduk. Ya da iletişim vasıtaları bu kadar gelişmemişti de onun için mi göremiyorduk? Yoksa giderek artıyor mu? İnşallah artmıyordur, benim dileğim bu. O yüzden eğitime önem vereceğiz, çocuk ve gençlere yönelik eğitim vereceğiz. 'İdeal aile nasıl olmalıdır' şeklinde gençlere yönelik eğitimler başlattık." diye konuştu.

Sağlam bir ailenin temelleri atılırken herkesin hakkına riayet edilmesi gerektiğine vurgu yapan Erbaş, Kur'an-ı Kerim'de kadın ve koca arasındaki beraberliğin bir örtüye benzetildiğini dile getirdi.

Erbaş, ailelerin çocuklarına okuma alışkanlığı kazandırması gerektiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Ailemizde çocuklarımız, gençlerimiz okuyorlar mı? Gençlerimizi, çocuklarımızı okumaya, öğrenmeye teşvik etmemiz lazım. O yüzden Diyanet İşleri Başkanlığı olarak 4-6 yaş gurubu Kur'an kurslarını açtık. Bu kursları geleceğimizin en önemli faaliyeti olarak görüyoruz. Neden? Çünkü ağaç yaşken eğilir. O çocuklarımızı ailemizin en güzel ferdi olarak yetiştirmek zorundayız. Eğitim bilimcilerinin ittifakla kabul ettikleri bir husus var ki insanoğlunun karakterinin yüzde 63'ü, 7 yaşından önce oluşmaktadır. Bu süreçte hocaların, anne baba ve öğretmenlerin, çocuklarımız üzerinde bir rolü olsun. Ailelerimizi kurtarmak istiyorsak bu çocuklarımızı 4-5-6 yaşlarında değerlerini bilen ve öğrenen kimseler olarak yetiştirelim. Kız ve erkek çocuklarımıza edebini, hayasını en güzel şekilde vermek zorundayız."

Erbaş, konferanstaki bir katılımcının, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunun, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının (TOKİ) sosyal konut projesiyle ilgili görüşüne ilişkin sorusunu şöyle yanıtladı:

"Din İşleri Yüksek Kurulu çok köklü bir birimdir. Din İşleri Yüksek Kuruluna kurulduğu günden bugüne kadar yanlış bir fetvayı hiç kimse verdirtememiştir. Din İşleri Yüksek Kurulu bu kadar bağımsızdır. Böyle bir fetva verdiyse bana da 'Din İşleri Yüksek Kurulunun verdiği bu fetva doğrudur.' demek düşer. Milletimize de bunu demek düşer. Aksini iddia etmek Din İşleri Yüksek Kurulunu oluşturan 16 ilim adamına haksızlıktır. Din İşleri Yüksek Kurulu bunu faiz olarak değerlendirmiyor, 'Bu faiz değildir' diyor. Ama ne diyorlar, 'Böyle bir faiz caizdir' dedi diyorlar. Alakası yok. Din İşleri Yüksek Kurulu ne diyor? 'Bu uygulama faize girmez.' diyor. 'Bu bir karşılıklı ticarettir, zaruret durumunda olan insanların bu ticaretten istifade etmesi uygundur.' diyor Din İşleri Yüksek Kurulu. O muameleyi, o işlemi faizin dışında bir işlem olarak görüyor. O zaman bize de oradaki ilim adamlarımıza saygı duymak düşer. Günlerce hocalarımız çalışarak bu cevabı verdiler. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Din İşleri Yüksek Kuruluna güvenmemiz gerekiyor. En az hepimiz kadar bu konuda hassaslar. Hepimiz kadar faizin ne büyük bir bela olduğunu, Allah ve Resulüne harp ilan etmek olduğunu oradaki hocalarımızın hepsi en az bizim kadar biliyor. O açıdan lütfen bu konuda haksızlık yapmayalım."

En Çok Aranan Haberler