Görmez, iki günlük resmi ziyaret çerçevesinde bulunduğu Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da, bu ülkedeki en yüksek dini otorite olan Başmüftü Abdülaziz Al Şeyh ve Fetva Kurulu daimi üyeleriyle bir araya geldi.
Heyetler arası görüşmede yaptığı konuşmada Görmez, alimler heyetiyle İslam'ın ilk topraklarında buluşmaktan duyduğu mutluluğunu dile getirdi ve gördüğü misafirperverlik ve ilgiden dolayı teşekkürlerini iletti.
İslam dünyasının tarihin en zor dönemlerinden birini yaşadığını söyleyen Görmez, "Müslümanların izzet ve onuru tarihte hiç olmadığı şekliyle bugün bizzat birbirleri eliyle yok edilmektedir" diye konuştu.
Görmez, "İslam ve Müslüman dünyasının tarihinin en zor döneminden geçtiğini ve çatışmaların, tekbir nidaları eşliğinde düzenlenen intihar saldırılarının, masum kız çocuklarına yönelik kaçırma eylemlerinin, camileri bombalamaların, kutsal mekanları tahrip etmelerin, Irak'ta, Suriye'de, Libya'da, Yemen'de, Nijerya'da ve İslam coğrafyasının diğer köşelerinde yaşananların akıbetini kestiremediklerini" dile getirerek, milyonlarca insanın yerinden, yurdundan, evinden, barkından ve hatta hayatından olduğunu vurguladı.
İslam'a ve Müslümanlara karşı acımasız propaganda yürütüldüğünü belirten Görmez, şöyle devam etti:
"Tüm dünyada, bulundukları her yerde Müslümanların başı hüzünle öne eğilmekte. İslam dininin temsilcileri, maruz kaldıkları şiddet, tehditler ve başkaları tarafından dışlanma nedeniyle şiddetli bir korku ve büyük bir endişe altında yaşam mücadelesi vermektedir. Bu büyük din, bir terör dini olarak tasavvur ediliyor, birbirlerinin canına, ırzına ve malına kasteden Müslümanlar arasında fitne ateşi körükleniyor. Düşünmemiz ve ciddiyetle çalışmamız gerekiyor. Bugün İslam müntesiplerinin cehaleti sonucu ve İslam'a imandan, akıldan ve hikmetten bütünüyle uzak terörist şebekelerin sözde flamalarının üstüne mübarek Peygamberin adını yazarak İslam'a verdikleri zarar, dinimize dil uzatan düşmanların verdiği zararı aşmış durumda."
"SURİYE İÇİN İŞBİRLİĞİ YAPMAK BÜYÜK İHTİYAÇ"
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Türkiye ve Suudi Arabistan'ın, İslam dünyasında sosyal dengelerini ve ulusal bütünlüklerini koruyabilen, "mezhepçi fitnelere" karşı kendilerini muhafaza edilebilen en büyük ülkeler arasında olduğunun altını çizdi.
Türkiye'nin yeryüzündeki tüm Müslümanlara imkanlar dahilinde yardımlar yaptığını anlatan Görmez, iki milyondan fazla Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıldığını hatırlattı.
Görmez, "Suriye halkının Arap ve İslam kimliğinin korunması amacıyla eğitim konusunda işbirliği yapmak büyük bir ihtiyaçtır" dedi.
Bu işbirliği beklentisinin yalnızca Suriyelilerin gözetilmesiyle sınırlı olmadığını dile getiren Görmez, "Sizin Avrupa, Balkanlar ve diğer bölgelerdeki Müslümanlara yardım yönünde çabalarınız bulunmaktadır. İslam dünyasında ve haricinde bu çabalarımızı koordine edebilirsek, Allah'ın izniyle onlar için daha faydalı olacak işlerde bu çaba ve imkanları birleştirebiliriz. Allah'tan ülkelerimizi ve toplumlarımızı mezhepçi fitnelerin şerrinden, terörist fitnelerin şerrinden, İslam düşmanlarının şerrinden muhafaza buyurmasını niyaz ederiz" ifadelerini kullandı.
"MÜSLÜMANLARIN BİRLİK İÇİNDE OLMALARI GEREKİR"
Başmüftü Abdülaziz Al Şeyh de İslam ümmetinin bölünmüş ve kendi aralarında ihtilafa düşmüş olduğunu söyledi.
Al Şeyh, "Bunun üstesinden gelmenin tek yolunun Allah'ın dinine ve Peygamber'in sünnetine sıkı sıkıya bağlanmak. İslam, asırlar boyu bu bölgelere adaleti, rahmeti ve iyi muameleyi taşıdı. Sahabe Müslüman olup dünyanın çeşitli ülkelerine gittiklerinde, o ülkelere adalet ulaştı ve asırlarca böyle devam etti. İnsanlar İslam'dan uzaklaştıkça adaletsizlik, insafsızlık ve zayıflık İslam ümmetine isabet etti" diye konuştu.
Müslümanların izzetinin Allah'ın yoluna sımsıkı bağlanmakla olacağını belirten Al Şeyh, şunları kaydetti:
"Müslümanların ihtilaftan uzak durarak birlik içinde olmaları gerekir. Allah, alemlere rahmet için Peygamberimizi göndermiştir. Bu ilke altında İslam ülkeleri ve Müslümanlar, adalet, rahmet ve mutlulukla yaşadılar ama İslam'dan uzaklaştıklarında parçalandılar ve bölündüler. Bugün bu fotoğrafı görüyoruz. Bizim izzetimiz ve gücümüz Allah'ın yoluna sımsıkı bağlanmaktan geçer. Allah ihtilaftan uzak durmamızı istemiş ve 'İhtilaf etmeyin yoksa başarısız olursunuz' demiştir. Bizim birlikte olmamız, Allah'ın istediği yoldan gitmemiz lazım. Müslüman ülkelerin dayanışması çok önemli. Türkiye ve Suudi Arabistan'ın ilişkileri çok tarihidir ve büyük öneme sahiptir. İlişkilerin adalet ve kardeşlik içinde devam etmesini Allah'tan diliyorum. Suudi Arabistan her zaman Türkiye'nin yanında olacaktır."
(AA)