HABER

Diyanetten 'ırkçı saldırı' raporu

Diyanetten 'ırkçı saldırı' raporu

ANKARA (İHA) - Diyanet İşleri Başkanlığı, ABD'deki 11 Eylül saldırılarının ardından Avrupa ülkelerinde camilere ve Türk derneklerine yönelik yapılan saldırılarla ilgili dosya hazırladı. Devlet Bakanı Mehmet Aydın'ın talimatıyla hazırlanan dosyada müslümanlara ve camilere yönelik saldırılarla ilgili çarpıcı rakamlara yer veriliyor.

Buna göre, 11 Eylül'den sonra Avrupa'da 28 cam kırma, 27 ırkçı yazılar yazma, 17 kundaklama ve kundaklama teşebbüsü, 15 tehdit, 14 din karşıtı propaganda, söylem ve demeç, 8 engelleme, 7 molotof kolteyl ve bombalı saldırı, 3 taşlı saldırı, kapı kırma ve kurşun sıkma ve bir halkın tepkileri olmak üzere toplam 120 olay yaşandı.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Dış İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Mehmet Görmez, ABD'deki 11 Eylül saldırılarının ardından Avrupa'daki müslümanlara ve camilere yönelik yapılan saldırıları rapor haline getirdi. Diyanet'ten Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Aydın'ın talimatıyla hazırlanan raporda, çarpıcı bilgiler yer aldı. '11 Eylül Sonrası Olaylar' başlıklı raporda, Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşlarının kurduğu derneklere ve camilerine yapılan saldırılar tüm ayrıntısıyla ortaya konuldu.

Raporda, 11 Eylül'den sonra en fazla saldırının Hollanda ve Almanya'da meydana geldiği tespit edildi. Meydana gelen toplam 120 olaydan 69'u Hollanda'da, 38'i Almanya'da yaşanırken, bu iki ülkeyi 8 saldırı ile Norveç, 3 saldırı ile Belçika, 2 saldırı ile İsveç takip etti. Eylemlerin yüzde 57'sinin yaşandığı Hollanda'da en fazla şiddet içeren saldırılar meydana geldi. Almanya'da bu eylemler sözlü ve resmi tepkiler şeklinde kendini gösterirken, Norveç'te daha çok ırkçı yazılarla müslümanlar rahatsız edildi.

EYLEMLERİN ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI

Diyanet raporunda eylem türlerinin ülkelere dağılımı şöyle belirlendi:

"Hollanda: 5 kundaklama, 4 kundaklama teşebbüsü, 2 molotof kokteyl ve bombalı saldırı, 27 cam kırma, 25 ırkçı yazılar yazma, 3 tehdit, 3 din karşıtı propaganda.

Almanya: 6 kundaklama, 1 kundaklama teşebbüsü, 4 molotof kokteyl ve bombalı saldırı, 1 cam kırma, 3 taşlı saldırı, kapı kırma ve kurşun sıkma, 2 ırkçı yazılar yazma, 4 tehdit, 9 din karşıtı propaganda, 1 halkın tepkisi, 7 engelleme.

Belçika: 1 molotof kokteyl ve bombalı saldırı, 1 din karşıtı propaganda, 1 engelleme.

Norveç: 7 tehdit, 1 din karşıtı propaganda.

İsveç: 1 kundaklama, 1 tehdit." Raporda Hollanda'da 8 Kasım 2004 yılında Rotterdam Mevlana Camii'nin kimliği belli olmayan kişilerce yakıldığı, öncesinde ise telefonla tehditler edildiği hatırlatıldı.

Saldırıların tüm ayrıntısıyla yer aldığı raporda, Zaandam'da bulunan Sultanahmet Camii'ne gerçekleştirilen kundaklama olayının da 200 bin euro, Medemblik Fatih Camii'nin kundaklanmasının 160 bin euro maddi zarara yol açtığına dikkat çekildi.

Birçok okula ve camiye molotof kokteyl ile saldırı düzenlendiği, birçok camiye ırkçı yazılar yazıldığı, Brüksel'de aşırı ırkçı partilerin genel seçimlerde propagandalarını Müslümanları karalama üzerine yaptıkları, İsveç'te kilise vaizinin Hazreti Muhammed'in çok evliliği ile ilgili hakaretlerde bulunduğu, Hamburg'ta bir caminin posta kutusuna atılan mektupta Türklere ağır hakaretler yağdırılarak, 'Avrupalı olamazsınız. Defolun gidin' şeklinde ifadeler yazıldığı raporda yer aldı.

"MÜSLÜMANLAR POTANSİYEL TERÖRİST İMAJINA BÜRÜNDÜRÜLDÜ"

Raporun en sonunda 'genel değerlendirme' yapıldı. 11 Eylül sonrası Avrupa'nın birçok ülkesinde Müslüman dernek ve camilerine karşı saldırılarda bulunulduğu, tehditler gerçekleştiğine işaret edildi. Raporun son bölümünde şu değerlendirmelere yer verildi:

"Medyada bu tür saldırılar kınansa da diğer yandan Müslümanları olumsuz yansıtan haberler de yer almıştır. Cami kundaklamaları bireysel olaylar olarak yansıtılırken, 11 Eylül veya Theo van Gogh'un öldürülmesi gibi olaylar bazı taraflarca tüm Müslümanlara mal edilmeye çalışılmıştır. Bazı siyasiler, resmi kurum ve kuruluşlar Müslümanların teşebbüslerine karşı yapıcı davranmamış, zaman zaman engel olmaya çalışmışlardır, dahası Müslümanların olumsuz imajını daha da vurgulayarak siyasi nüfuzlarını arttırmaya çalışmışlardır. 11 Eylül ve sonrası bu gelişmeler Müslümanları potansiyel terörist imajına büründürmeye neden olmuştur. Bu halkta huzursuzluğa neden olmuş, dışa vurulmayan Müslüman korkuları ve karşıtlıkları yaşanmıştır. Yurtdışındaki Müslümanlar ise günlük yaşantılarında daha fazla olumsuz tepkilerle karşılaşmış, kendilerine Müslüman olduklarından ötürü kötü davranıldığı fikrine kapılmışlardır. Tüm bunlar gergin bir ortamın oluşmasına ve muhafaza edilmesine yol açmış ve bu da tekrar şiddet eğilimlerini ve saldırıları körüklemiştir."

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler