Olay, 3 Mayıs'ta, akşam saatlerinde Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi kırsal Buyuransu Mahallesi çıkışında meydana geldi. Akrabalarından bayram ziyaretinden dönen 6 kişilik ailenin içinde bulunduğu otomobile ateş açıldı. Çapraz ateşe tutulan otomobildeki Garibe ve Abdurrahman Dağ ile çocukları Nayime, Mahir (6), Mehmet (13) ve Songül Dağ yaralandı. Bölgeye sevk edilen ambulanslarla hastanelere kaldırılan yaralılardan Garibe Dağ ile kızı Nayime kurtarılamadı. Garibe ve Nayime Dağ'ın cenazeleri Yeniköy Mezarlığı'nda toprağa verildi. Olayla ilgili 6 şüpheli, jandarma tarafından gözaltına alındı. Şüpheliler, jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkarılan şüphelilerden S.B. tutuklandı, diğer 5 kişi adli kontrolle serbest bırakıldı.
Abdurrahman Dağ ile çocukları Mahir, Mehmet ve Songül, yoğun bakımdaki tedavilerinin ardından taburcu edildi. Tedavilerine evlerinde devam edilen yaralılardan Songül Dağ, Demirören Haber Ajansı'na (DHA) saldırı anını anlatarak, "Çok korkuyordum. Gözümün önünde annemi ve ablamı öldürdüler. Ben öldüklerini de bilmiyordum. Annemin öldüğünü Anneler Günü'nde öğrendim. Korkudan hiçbir şey yapamıyordum. Gözümün önünden gitmiyorlar. Kanlar içerisindeydi. Ablam yanımda oturuyordu. Ben hiçbir şey yapamadım. Zaten uyandığımda babam 'katilimiz tanıdık' dedi. Daha annemin mezarına gitmedim. Bu durumdayım, gitmek istiyorum. Bunu yapanların cezasını çekmesini istiyorum. Bu adalet değil. Jandarma yakalıyor ama mahkemeye çıkınca serbest kalıyorlar. Bu böyle olmamalı, biz adalet istiyoruz. Lütfen kimse sessiz kalmasın. Ablam doktor olacaktı, sağlık çalışanıydı. Yaşatmadılar, öldürdüler. Bir kadını öldürmek bu kadar kolay olmamalı. Annemi öldürdüler, sessiz kalmayın" diye konuştu.
Abdurrahman Dağ, kızının annesine sürpriz yapmak istediğini belirterek şunları söyledi: "Bana, 'Baba biz anneme sürpriz yapacağız, Anneler Günü'nü kutlayacağız' dedi. Ne yazık ki ölümünü sürpriz ettik ona. Anneler Günü'nde 'annen ve ablan öldü' dedik. 10 gündür bu cefayı çekiyoruz. 6 yaşındaki oğlum sürekli ağlıyor. 'Annem nerede?' diyor. Bir baba olarak ona yalan söylüyorum. İstanbul'da ve hastanede olduğunu söylüyorum. 'Doktorlar izin vermiyor görmemizi' diyorum. Ben dayanamıyorum, çocuk sürekli ağlıyor. O caniler için de adalete güvenimiz sonsuzdur. Ben isimlerini söyledim. İlk dakikada bütün herkese söylediğim ve seslerini duyduğum halde gözaltına alınıp bırakıldılar. O caniler dışarıda kalmasın. Böyle insanlar cezasız kalmamalı. Bunlar daha çok can yakarlar."
(DHA)