Diyarbakır Valisi Aksoy: 6-7 Ekim olaylarında şehit verilmesi hedeflendi

DİYARBAKIR, (DHA) - Aksoy "O gün şehrin 26 değişik noktasında aynı anda belirli olaylar cereyan etti. Olaylara müdahale etmek isteyen güvenlik güçlerine uzun namlulu silahlarla ateş edildi. Siz zırhsız bir araçla çevik kuvvet polisini o olaylara müdahaleye gönderdiğiniz de şehit verirsiniz ve şehit verilmesi de belki istendi, hedeflendi" dedi.

Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, kentte görev yapan gazetecilerle kahvaltıda bir araya gelerek, sohbet etti. İstanbul'da Feshane Günleri'nde Diyarbakır tanıtım günleri gerekçeleştireceklerini ve kentin tarihi ve kültürünün tanıtılacağını belirten Aksoy, "Bölge özellikle çözüm sürecinde ortaya konan gelişmelere paralel olarak olumlu bir hava yaşanmakta ve devam etmekte. 6-7 Ekim olayları bu bölgenin havasını bir nebze bozdu. Ama Diyarbakır özellikleriyle ve potansiyelleriyle birlikte bunları aşacak kapasitede ve güçte. Bölge insanın da barışa ve huzura olan ihtiyacı da, talebi de oldukça üst noktada bu anlamda önümüzdeki günlerde bu olayların tekrar yaşanmayacağı, yaşanmaması temennisinde bulunuyoruz" dedi.

Bölgenin yatırımlarının artması ve bölgeye yeni yatırımlar gelmesinin öncelikli hedefleri arasında olduğunu belirten Aksoy, gazetecilerin de sorularını yanıtladı. Kentte 6-7 Ekim günleri meydana gelen ve 12 kişinin öldüğü, sokağa çıkma yasağı ilan edilmesine neden olan olaylar da gündeme geldi. Gazetecilerin, olayların faillerinin yakalanmadığı, güvenlik zafiyeti olup olmadığı ve soruşturmanın hangi aşamada olduğu yönündeki sorular üzerine şunları söyledi:

OLAYLAR BİR GRUBUN DİĞER GRUBA SALDIRISIYLA BAŞLADI

"Bununla ilgili çalışmalar devam ediyor. Tabi yapılan çalışmaları arkadaşlarımız ilgili Cumhuriyet Savcılığımızın koordinesinde yürütüyor. Şüpheli olarak da gördüğünüz kişilerin delillendirilmesi önemli, delillendirmediğiniz zaman yargılama aşamasında bazı sorunlarla karşılaşma olabiliyor. O konuda çalışmalar yapılıyor. Gerektiğinde kamuoyuyla paylaşılır. Şu şudur deme noktasında değiliz. Bir takım tespit ve değerlendirmeler var, çalışmalar devam ediyor. Olaylar bir grubun diğer gruba saldırısıyla başlamış, daha sonra karşılıklı bir noktaya gelmiş. O gün şehrin 26 değişik noktasında aynı anda belirli olaylar cereyan etti. Olaylara müdahale etmek isteyen güvenlik güçlerine uzun namlulu silahlarla ateş edildi. Siz zırhsız bir araçla çevik kuvvet polisini o olaylara müdahaleye gönderdiğiniz de şehit veririsiniz, ve şehit verilmesi de belki istendi, hedeflendi. Şehit verdiğinizde, yanındaki arkadaşı şehit olan bir polis memurunun hedefi ne kadar gözeterek karşılık vereceğini sizler de taktir edersiniz. Ama bütün bu olaylarda güvenlik güçlerimiz çok sağduyulu davranmıştır. Olayların daha farklı noktalara taşınmaması adına gayret gösterilmiştir. Çok provoke ve tahrik edilmiştir. Ama bu anlamda arkadaşlarımız sağduyuyla hareket etmiştir. Zaman zaman bu sorular dile getiriliyor ama bunun temel nedeni budur. Yani biz çevik kuvvet polisimizi o olaylar için de sokağa bıraktığımızda bilemiyoruz sayısını ama çok fazla farklı bir sonuçla karşılaşabilirdik. Olaylara TOMA'larla, zırhlı araçlarla müdahale edilmiştir. Polisimiz olan gücüyle sonrasında da jandarmamız, Kolordu'dan da destek almak suretiyle olayların önlenmesi konusunda sağduyulu soğuk kanlı bir gayret gösterilmiştir."

"OLAYLARDA 12 YAŞIN ALTINDA ÇOCUKLAR BİLE VAR"

Diyarbakır Valiliği'nin çocukların tehlikeli ortamlardan uzak tutulması, istismar edilmemesi ve kamu düzenin sağlanması amacıyla aldığı önleyici kararla, olaylara karışan çocukların ailelerine 189 TL para cezası uygulamaya konulmasıyla ilgili soru üzerine Vali Aksoy, şunları söyledi:

"Çocuklar bizim geleceğimiz, çocukların geleceğini karartmamalıyız. Onların geleceğini en iyi şekilde hazırlamalıyız. Burada herkese önemli görev ve sorumluluklar düşüyor. Olayların bir kısmına baktığımızda 12 yaşın altında çocuklar bile var. Bu kabul edilebilir ve izah edilebilir değil. Çocukların yeri okullar, ailelerinin yanıdır. Sokakta çocukların bu tür olaylarda kullanılması kabul edilebilir değil. Sadece bizim o kararlarımızda bu boyutu yok. Çocukların okula devamı, gitmemesi durumunda onlara karşı yapılacak işlemler. Uyuşturucu ya da kötü madde bağımlılığı olan konulardaki alınabilecek kararlar. Atari salonları benzeri karalarımız var. Bence o konuyla sınırlı görmemek lazım. Çok önemli bir konu bu çocukların bu tür olaylarda kullanılmasının ne kadar yanlış olduğunu, hep birlikte seslendirmelidir. Sokaklar riskli ve tehlikelidir. Ve o çocukların bu yaşlarda bir takım olumsuzluk olaylarla karşılaşması onların hayat boyu karşısına çıkacak ve olumsuz yönde etkileyecek durumları getirir. Bu çocukların bu tür olaylarda kullanılmasına herkes katkı vermeli kullanılmalarının yanlış olduğunu açık bir şekilde ifade edilmesinde yarar var. Hem Diyarbakır'daki çocuklarımız için de önem arz ettiğini düşünüyorum."