HABER

Diyarbakır'da gergin gün

Diyarbakır Valiliği'nin yasağına rağmen alternatif meydanda miting yapmak isteyen BDP'lilere polis müdahale etti.

Diyarbakır'da gergin gün
Diyarbakır'da BDP'lilerin cezaevlerinde süren açlık grevlerine destek vermek için bugün düzenlemek istediği mitinge valilik izin vermeyince, aralarında BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da bulunduğu milletvekilleri, valilik binasına gitti. İçeri girmek isteyen milletvekillerine sıkı güvenlik önlemleri alan polis izin vermeyince, arbede çıktı.
[** **](http://aktuel.mynet.com/galeri/haber/sokaklarda-olaganustu-onlem/10919/971492)
**TAKVİYE POLİS EKİPLERİ GELDİ**
Diyarbakır'da izinsiz mitingin yapılacağının BDP tarafından duyurulması üzerine kentte sabahın erken saatlerinden itibaren yoğun güvenlik önlemleri alındı. İl dışından takviye polis ekiplerinin geldiği Diyarbakır'da Batıkent Meydanı ve meydana çıkan tüm yollarda zırhlı araçlara önlem alınırken, bazı yollar kapatıldı. Bu arada polis araçlarında sık sık mitingin yasaklandığı yönünde anonslar yapıldı.
**POLİSE TAŞLI SALDIRI**
Saat 11.00'de BDP il binasından çıkan milletvekillerinin gittikleri Batıkent Kavşağı'nda basın açıklaması yapmasına, önlem alan polis izin vermedi. Bu sırada milletvekillerinin olduğu bölgeye gelmek isteyen bir gruba da polis izin vermedi. Taşlı saldırıda bulunan gruba polis gaz bombası ve tazyikli su ile müdahalede bulunup, dağıttı.
**CADDE ORTASINDA OTURMA EYLEMİ**
Bu arada basın açıklaması yapmasına izin verilmeyen, BDP'li milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Ayla Akat, Nurseli Aydoğan, Altan Tan ve Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir de bu duruma cadde ortasında oturma eylemi yaparak protesto etti.
Polis, oturma eyleminde bulunan milletvekillerine anons yaparak, "Yaptığınız eylem usulsüzdür. Bulunduğunuz yeri terkedin. Aksi halde müdahale etmek durumunda kalacağız" uyarısında bulundu.
**VALİLİK BİNASINA GİRMEK İSTEDİLER**
Oturma eyleminin ardından BDP'li vekiller Batıkent Meydanı'ndan kendi özel araçlarıyla birlikte saat 13.30 sıralarında Diyarbakır Valiliği önüne gitti. Aralarında Selahattin Demirtaş, Ahmet Türk, Gültan Kışanak, Sırrı Süreyya Önder, Nursel Aydoğan, Altan Tan, Aysel Tuğluk ve Osman Baydemir'in de bulunduğu grup, valilik binasına girmek istedi.
**ARBEDE ÇIKTI**
Ancak, sıkı güvenlik önlemleri alan polis, milletvekilleri ve belediye başkanlarının valilik içine girişine izin vermedi. Burada yaşanan arbede sırasında BDP'liler arasında yaralananların olduğu görüldü. Bunun üzerine Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, sert tepki gösterdi. Baydemir, "Alçaklar hepiniz faşistsiniz" diye bağırdı. BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan da, "Burası valinin babasının yeri değil, halkın yeri. Biz de buraya vali ile görüşmeye geldik ama bizi görüştürmüyorlar. Kapıyı açmadılar" dedi.
Diyarbakır Valiliği önünde polis çok sıkı güvenlik önlemleri alarak panzerler yerleştirdi. Valilik binasına çıkan yollarda da önlemler en üst seviyeye çıkarılırken, BDP'lilerin de valilik önündeki bekleyişi sürüyor. Bu arada bir polis helikopteri sürekli havadan uçuş yaparak, yerdeki gelişmeleri merkeze bildiriyor.
Diyarbakır'da BDP'lilerin düzenlemek istediği mitinge valiliğin izin vermemesi üzerine çıkan olaylar sırasında polis araçlarından Türkçe ve Kürtçe, "Valiliğin almış oldugu bir karar vardır. Bugün yapılacak olan yürüyüş oturma ve basın acıklamaları yasaklanmıştır. Yasağa uyun ve dagılın gidin evlerinize" diye uyarı anonasları yapıldı. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da aralarında bulunduğu milletvekillerinin zorla girmek istediği valilik binası önünde yaşanan arbede sırasında sert tartışmalar oldu. BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, valiliğin kapısına dayanarak, "Bu kapı açılacak, yoksa kapıyı kıracaz. Burası vavilinin babasının kapısı değil, benim memleketimin kapısı. Ben ağayım, ben paşayım; gelene kapıyı kapatmışlar. Vali bir gün buradan gidecek ama ben buranın sahibiyim" diye bağırdı.
**DEMİRTAŞ'TAN VALİ'YE SERT TEPKİ**
Valilik önünde önlem alan polisler, BDP lideri Selahattin Demirtaş'a "Sizin yaptıgınız yasal degildir randevu almadan devletin resmi kurumuna giremezsiniz" dedi. Bunun üzerine Demirtaş, "Siz çoluk, çocuk, yaşlı, kadın demeden coplarken, gaz bombası atarken, rendavu mu alıyorsunuz. Sen benim muhatabım değilsin. Git muhatabım gelsin, valin gelsin. Vali Bey gelsin, emniyet müdürü, vali yardımcısı gelsin. Ben Vali Bey'i bekliyorum. Benim partimin önünde annamı, bacımı, kardeşlerimi vali dövemez. Ara Vali'yi de içeri giriyorlar de. Yeter bu işkence, bu Vali bu şehri geriyor, kan döküyor. Valisi, emniyet müdürü buraya gelecek. Bunlar nasıl insanlarımızı dövüyorlar, dövemez bu vali. Burası valinin babasının malı degil. Bir gün gelecek bu halk sizi tükürüğünde bogacak. Vali benim partime randevulumu giriyor? Vali benim partime girerken gaz bombasıyla coplarla randevulumu giriyor" dedi.
**BAYDEMİR: ALLAH BELANIZI VERSİN**
Bu sırada yaşanan arbedede bir partilinin burnunun kanaması üzerine Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, sert tepki gösterdi. Baydemir, "Biz Diyarbakır'ın yüzde 65 oyunu almış seçilmiş insanlarız. Allah faşizmi yok edecek, birgün bu faşizm bitecek, yıkılacak faşizm. Allah belanızı versin, Allah belanızı versin, Allah belanızı versin. Faşistler, faşistler, şerefsizler, alçaklar, şerefsizler, faşistsiniz" diye bağırdı.

[Baydemir çileden çıktı](http://video.mynet.com/habervideo/Baydemir-cileden-cikti/1476816/ "Baydemir çileden çıktı") | [www.mynet.com/video](https://www.mynet.com/video "https://www.mynet.com/video")
**POLİS MÜDÜRÜ: TÜRK HALKI BUNLARI GÖRECEKTİR**
Bunun üzerine polis müdürü, "Bu söylediğiniz sözleri size iade ediyorum. Bu sözleri kameralar karşısında söylüyorsunuz. Türk halkı bunları görecektir. Bu yaptığınız yasal değil" dedi.
Yaklaşık 1 saat valilik kapısı önünde duran BDP'liler daha sonra dışarıya çıktı. Bu sırada Halkların Demokratik Kongresi sözücüsü Haseyin Bayrak'ın gözaltına alınması üzerine Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile polisler arasında gerginlik yaşadı.Önder, gözaltını önlemek için polislerle tartışması sırasında itişmeler yaşandı. Polis, daha sonra Bayrak'ı gözaltına alırken, partililer araya girerek Önder7i uzaklaştırdı.
**AHMET TÜRK: GEREKİRSE BEDENİMİZİ ÖLÜME YATIRACAĞIZ**
Valilik bahçesi önünde açıklama yapan Mardin Bağımsız Milletvekili Ahmet Türk, "Bugün kendi öz yurdumuzda toprağımızda bir parya muamelesi ile karşı karşıyayız. Ve bugün burada yaşanan görüntüler Esad'ın Suriye'sini aratacak bir manzaradır. Burada bütün bu olumsuzluklara rağmen yine aklen vicdanın öne çıkmasını istiyoruz. Bu ölüm oruçlarının kritik bir noktaya gelen ölüm oruçlarının ölümle sonuçlanmamsı için çabalarımızı daha güçlü bir şekilde ortaya koyacağız. Ve biz bu ölümlerin önüne geçmek için gerekirse bizler bedenimizi ölüme yatıracağız" dedi.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır Valisi ile ilgili çok değerlendirme yapmaya gerek olmadığını belirterek, şunları söyledi:
"Bizim asıl ana gündemimiz bugün cezaevlerinde ölüm sınırına dayanan açlık grevleridir. Dışarıda her gün ölümler, savaşlar, çatışmalar yer alıyor. Ve biz bütün bu kritik sürece cevap olmak için vekiller olarak çözüm arıyoruz. Miting, yürüyüş, cezaevlerini ziyaret ediyoruz, elimizden gelen bütün gayreti gösteriyoruz. Medyanın da önemli bir kesimi tüm olup bitenleri izliyor. Açlık grevleri ölümle sonuçlanmadan çözüm bulması için, bir müzakere kanalı açılması için, Kürt sorununda demokratik, barışçıl diyalog yol yöntemlerinin devreye girebilmesi için şu saatten itibaren herkesin çok daha çaba sarf etmesi gerekir. Bir defa bu kadar gerilimli ortama sıkı yönetim olağan üstü hal darbe görüntülerine rağmen biz sağduyuyu elden bırakmamaya gayret ediyoruz. Çünkü bizim insanları kaybetme gibi bir lüksümüz olamaz. İnsan canından daha kutsal bir emanet daha olamaz. Kimliği ne olursa osun, düşüncesi ne olursa olsun, üniforması ne olursa olsun,içeride olsun dışarıda olsun biz bu ölümleri durdurmak zorundayız. Bizler siyasetçiler Kürt siyasetçileri olarak atılacak her doğru adımı canı gönülden destekleyeceğiz. Ve bizlerde bu adımlara karşı pozitif adımlar atacağız. Cezaevlerinde açlık grevine giren arkadaşlarımızda inanıyorum ki siyasetçilerin atacağı bu olumlu adımları görecek ve değerlendireceklerdir. Ve buna göre belki yeni bir karar vereceklerdir. O yüzden bu saatlerde, bu dakikada herkesten beklentimiz çözüme endekslenmeli, çözüme yoğunlaşılmasıdır. Talepler konusunda hükümetin daha esnek olması lazım çünkü söz konusu talepler yasadışı, hukuk dışı talepler değil. Bu taleplerin hayata geçirilmesi yolları, formülerlide vardır. Bu yolları ve formülleri hep birlikte tartışabiliriz. Hangi zamanda hangi adımları birlikte nasıl atabileceğimizi kararlaştırabiliriz"
Demirtaş, herşeyden önce Başbakan'ın dilinin üslubunun değişmesi gerektiğini söyleyerek, şöyle dedi
"Ortada bir şov yok. Ortada bir aldatmaca yok. İnsan hayatı var mesele insan hayatı ise herkesin daha dikkatli konuşması lazım. BDP'nin bu çabalarını göz ardı eden bir yerden bakılmamsı lazım. Biz şunun farkındayız demokratik siyasetin yol ve yöntemleri açık oldukça bu kanallar güçlendikçe ölümleri durdurmak daha mümkün olacaktır. Biz bu kanalları daha da açmaya çalışıyoruz. Hükümetin de böylesi bir yerde durması lazım. Biz özellikle Başbakan'ın şantaj yaklaşımını kesinlikle kabul etmiyoruz. Ortada da böyle bir sorun yok. Ortada yüz yıllık dev bir sorun var. Ve bu sorunu çözebilmenin en etkili yolu olan müzakereler tıkandığı için bütün bu gerilim, çatışmalar, ölümler yaşanıyor. Bu ölümleri durdurabilmenin en etkili yolu da tıkanmış olan müzakerelerin yeniden başlayabileceği zemini oluşturmaktır. Cezaevlerinde açlık grevi yapan arkadaşlarımız da siyasetçidir. Bu kadar ciddi bir akar almışlarsa, bu kadar kendini feda edebilecek bir noktaya gelmişse herkesin o insanları bu noktaya getiren insanların bir kaz daha düşünmesi lazım. Bakın bu şehirde bir basın açıklaması yapmak bile bütün şehrin ablukaya alınmasıyla sonuçlanıyor. Öbür taraftan çıkıp birileri demokratik yol ve yöntemler açıkken neden insanlar açlık grevleri yapıyor, şunu yapıyor, bunu yapıyor diye eleştiriyorlar. Keşke açık olsa bir basın açıklamasına yaklaşımı görüyorsunuz işte. Bu nedenle bütün halkımızı açlık grevcilerinin etrafında daha güçlü bir şekilde kenetlenmeye çağırıyorum. Ölümleri durdurabilmemizin etkili yollarından biri bu olacaktır."
Adalet Bakanı'nın çabalarını görmezden gelmediklerini belirten Demirtaş, bu çabaların yeterli olmadığını söyledi. Hükümetin bütün olarak meseleye ciddi yaklaşmasını isteyen Demirtaş, şöyle dedi: "Bizlerde dahil hiç birimizi bu meseleye bir siyasi istismar meselesi olarak yaklaşmadık. Ortada siyasi bir sorun var ve siyasetçilerin ortaya koyduğu bir direniş var. Cezaevlerindeki insanlar siyasetçidir. Hepsi aklı başında iradesi olan, haksız yere tutuklanmış insanlardır, yargılanmadan içeride bekleyen insanlardır. Yada ağır cezalara çarptırılmış siyasetçilerdir. Bugün Diyarbakır'da mitingimiz yapabilseydik belki de çözüme dair çok daha güçlü mesajlar verebilirdik. Ama bu engellendi diye bundan da vazgeçecek değiliz. Biz her saat, her dakika bu çabalarımızı daha da yoğunlaştıracağız. İçeride ve dışarıda ölümleri durdurmaya kararlıyız. Siyasetle bunu yapmaya kararlıyız. Siyasetçinin işi siyasetse bizde bunu her türlü meşru yol ve yöntemlerle yapıyoruz ve yapmaya da devam ediyoruz. Mesajlarımızın da hükümet tarafından doğru algılanmasını istiyoruz. Ortada bir pazarlık mevzu bahsi olacak mesele yok. Can var ortada can üzerinden pazarlık olmaz. Ve bu insanlar pazarlık yapmak için bedenlerini ölüme yatırmadılar. Huylusuzluklara, adaletsizliklere dikkat çekmek istiyorlar. Bunun düzelmesi için bu hukuksuzlukların giderilmesi için adım atılmasını istiyorlar. Ve bu adımları atma konusunda daha cesur olacak bir hükümete bizlerde siyasetçiler olarak yardımcı ve destek olamaya hazır olduğumuzu belirtiyoruz. Bu görüntüler Türkiye'nin hiçbir yerinde oluşsun istemiyoruz. Buda ancak kalıcı bir barışla mümkün olur. Türkiye bir polis devletine dönmüştür doğrudur. Bunu yapan hükümet seçtiği yol ve yöntem nedeniyle meseleyi buraya getirmiştir. Bu yol ve yöntemlerden vazgeçilmesini biz tavsiye ediyoruz. Doru bir yöntem değildir. İnsanlar düşüncelerini rahatlıkla ifade etmelidir. Mitinglerini, yürüyüşlerini rahatlıkla yapabilmenedir. Demokratik siyaset kanallarının duygusunu, hissini topluma, halka ne kadar fazla verebilirsek sorunu çözme konusunda o kadar mesafe kat edebiliriz diye düşünüyorum. Bizlerde arkadaşlarımızla birlikte değerlendirmelerimizi yapıyoruz. Açlık grevlerinin bir an önce sonlandırılması için en azından makul bir karşılık bulması için çabalarımızı en üst düzeyde sürdürmeye devam ediyoruz. Ne gerekiyorsa bu konuda bizler kesinlikle yapmaktan geri durmayacağız. Biz içer,ide ölüm olmasını asla izin vermeyeceğiz."
Demirtaş, mitingi yasaklayan Vali Mustafa Toprak'a Emniyet Müdürlüğü'nünün miting yapılmasında sakınca yoktur görüşüne rağmen neden yasakladığını sormak için valiliğe geldiklerini söyledi. Demirtaş, "Sen kimin adamısın? Tam olarak ne yapmaya çalışıyorsun? Amaçın nedir? Bunları kendisine yüz yüze sormak istiyoruz. Bu gün bu şehirde bir açıklama yapıp belkide çözüme dair bir adım daha atacaktık. Ama kendisi bunu engelleyerek, sokakta çocuk çoluk kadın dövdürerek, gaz atıp bugün bunu engelledi. Biz buradan BDP olarak çözüme dair güçlü bir mesaj veremedik. Böyle bir ortamda veremiyoruz. Dolasıyla bunu engelleyen valiye Valilik binasından sormak istiyoruz. Sen kimsin? Kimden emir ve talimat alıyorsun? Diyarbakır'da görev yaptığın bu süre boyunca sadece savaşı kızıştırdın. Yürüyüşleri, mitingleri yasaklayarak yaptığın kışkırtıcı açıklamalarla dağda şehirde her tarafta savaşı kızıştırdın. Tam olarak kimin adamısın diye yüzüne sormak için burdayız. Hükümetin, devletin, uluslararası güçlerin kiminse Diyarbakır Valisi olmadığı net. Diyarbakır valisi falan değilsin. Kimin adamısın soruyorum. Burada da cevabını bekliyorum&autoplay=1" />
BDP'liler daha sonra valilik binası önünden ayrılıken, polisin aldığı sıkı önlemler sürdü.
DHA

En Çok Aranan Haberler