Diyarbakır’da Kadınlar Günü Mitingi Düzenlendi

Diyarbakır'da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen mitinge katılan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, İmralı görüşmeleriyle başlayan çözüm sürecini ve Kandil’de yaptıkları görüşmeleri değerlendirdi. Kışanak, “Kurulacaksa bir müzakere masası, bu masanın etrafında halkımız, siz, Kürt halkı, Türk halkı olacak. Hep beraber halkımızla birlikte, yan yana, eşitlik hukuku içerisinde olacak demokratik bir cumhuriyeti inşa etmek için mücadele edeceğiz” dedi.

Diyarbakır’da çeşitli kadın örgütleri tarafından İstasyon Meydanı’nda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mitingi düzenlendi. Çok sayıda kadının katıldığı mitinge BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, BDP Diyarbakır Milletvekili Nusrel Aydoğan, BDP İl Başkanı Zubeyde Zümrüt, Uludere olayında hayatını kaybedenlerin anneleri ve çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Mitingde bir konuşma yapan BDP’li Kışanak, çözüm süreci ve Kuzey Irak’ta Kandil bölgesinde PKK yöneticileriyle yaptıkları görüşmeyi anlattı. Kışanak, çözüm sürecinin başarıya ulaşmasıyla birlikte demokratik bir cumhuriyetin kurulacağını ifada ederek, Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle çözülmesi gerektiğini söyledi. Kışanak, “Sizler aynı zamanda başlayan İmralı sürecini merak ediyorsunuz. Ne oluyor, acaba nereye gider? İmralı sürecinden bir özgürlük çıkar mı, demokratik bir yaşam çıkar mı? Bunu merak ediyorsunuz. Bu nedenle ben size bu konuda birkaç şey söylemek istiyorum. Öncelikle milletvekili arkadaşlarımızın İmralı’da Öcalan ile yaptıkları görüşmeye dair çok şey konuşuldu. Çok şey yazıldı. Çok fazla spekülasyon üretildi. Ama bütün bu 3,5 saatlik görüşmesinin özeti var, Öcalan diyor ki ben herkesin kazanacağı, Kürtlerin de, Türklerin de, tüm halkların kazanacağı bir strateji ile hareket ediyorum. Herkesin kazanacağı bir yol, bir açık kapı aralamak istiyorum. Bunun yol haritasını çizmek istiyorum. Benim burada yürüttüğüm görüşmelerin, diyalogun ana temeli budur. Herkesin kazanacağı, herkesin hassasiyetinin dikkate alındığı, özgür olabileceği bir gelecek arzuluyorum. Bunun için demokratik bir cumhuriyet inşa etmek bu görüşmelerin temelinde yatıyor. Demokratik bir yaşam, demokratik bir kurtuluş, demokratik bir ülke, demokratik bir cumhuriyet. Eğer bu süreç başarıya ulaşırsa, eğer bu süreç hepimizin katkılarıyla ilerlerse, demokratik bir cumhuriyet kurulacak ve bu demokratik cumhuriyet kadınların, emekçilerin ve çevrecilerin cumhuriyeti olacak. Bu cümlede üç tane temel özne var. Birisi kadınlar, birisi emekçiler, birisi de doğal çevreyi koruyan ekolojik yaklaşım içerisinde olanlardır. Bu nedenle biz kadınlara çok büyük görevler düşüyor. Biz kadınlar bu sürecin ilerlemesi için, bu süreçten herkesin, halkımızın, kadınların, özgür bir yaşama kavuşması için üzerimize düşen görevi layıkıyla yapmalıyız, fazlasıyla yapmalıyız. Kadınlar her zaman başkaldırının en önünde oldular. Mücadeleyi bu günlere getiren kadınların emeğidir. Bundan sonraki süreci doğru temelde yürütmek için de kadınların bu sürece doğru temelde katılımı sağlanmalıdır. Direngen tavrını bu süreçte de ortaya koymalıdır. Eğer bugün İmralı’da resmi olarak görüşmeler başlamışsa, Kürt sorununu diyalog ve müzakere temelinde çözme yaklaşımı ortaya çıkmışsa bunun en büyük sahiplenmesi gerekenleri sizlersiniz. Halkımızın emeğinin bir sonucudur. Kadınların mücadele eden direnen bıkmadan, usanmadan, eylem yapan, etkinlik yapan, direnişi yürüten halkımızın emeğinin bir sonucudur. Bizler yıllarca bunun mücadelesini verdik. Kürt sorununun barışçıl demokratik yöntemlerle sürdürmek istiyoruz” dedi.

“ÖCALAN İLE RESMİ GÖRÜŞMELER BAŞLATILMIŞSA BU MÜCADELENİN BİR KAZANIMIDIR”

Bugün eğer resmi olarak bir görüşme başlamışsa, diyalog ve müzakerenin önü açılmışsa bu mücadelenin bir sonucu olduğuna dikkat çeken BDP’li Kışanak, bunun Kürt halkının demokrasi için mücadele eden herkesin emeğinin bir sonucu olduğunu aktardı. Kışanak, “Bu anlayışla sürece sahip çıkmalıyız. Bizler hepimiz dedik ki, Öcalan diyalog ve müzakerenin muhatabıdır. Kendisi ile görüşün, kendisi ile bir yol haritası hazırlayın, buna yanıt verin dedik. İşte bugün bizlerin halkımızın mücadelesinin sonucunda Öcalan resmi olarak muhatap alınmıştır, görüşmeler ve diyalog başlamıştır. Biz defalarca şunu söyledik, biz diyalogdan, müzakereden kaçan taraf değiliz. Barışı, çözümü herkesten çok biz arzu ediyoruz. Bizim birebir belki de şuanda meydanda bulunan kadınların, insanların her birinin canından çok sevdiği yakınlarını yitirenlerin talebidir barış. Barış anneleri, evladını yitiren annelerimiz yürekteki acıya, yangına rağmen beyaz tülbentleriyle direnişin en önünde yer aldılar. Biz barış istiyoruz dediler, biz özgürlük istiyoruz dediler. Biz Kürt sorununun diyalogla çözülmesini istiyoruz dediler. Bugün gelinen aşama, süreç sizlerin bedel veren, bedel ödeyen emek eren, direniş sergileyen halkımızın kadınların, barış annelerinin mücadelesinin bir sonucudur. Ancak şunu çok iyi biliyoruz, dünyadaki bütün barış süreçlerinde de böyle olmuştur. Başladığı gün sonucu elde ettiğimiz gün değildir. Bir yola çıkıyoruz; yeni bir sürece başlıyoruz. Bunu doğru temelde yürütürsek hep beraber kazanırız. Doğru temelde yürütmek istemeyen, çarpıtmak isteyen, başka yollara saptırmak isteyenler her zaman olacaktır. Bu konuda, hepimizin uyanık, bilinçli, kararlı ve iradeli olması gerekiyor. Sürece yön verecek olana, gelişmeleri ilerletecek olan, sizlerin, bizlerin halkımızın tutumu olacaktır. Diyalog ve müzakere süreçleri dinamik süreçlerdir. Yol yürünürken mesafe katledilen süreçlerdir. Bizler yeni bir sürece yeni bir yola adım atamaya çalışıyoruz. Ancak her şey bitmiş değildir. Bizler örgütümüzü büyütürsek, siyasi irademizi güçlendirirsek mücadelemizi güçlü bir şekilde yürütürsek bu sürecin kazananı kadınlar olacaktır. Bu sürecin kazananı halkımız olacaktır. Özgürlük isteyenler olacaktır. Biz bu süreci doğru temelde yürütebilmek için, Öcalan’ın BDP’ye KCK’nın avrupa örgütüne ve KCK Yürütme Konseyi'ne yazdığı mektuplar vardı. Bu mektuplar bize ulaştı. Biz de doğru adreslerine ulaştırdık. Kandil’de Murat Karayılan’ın başkanlığında bir KCK heyeti ile görüşme yaptık, Öcalan’ın mektuplarını kendilerine ilettik ve bu konuda görüşlerini, önerilerini hazırlayarak süreci ilerletme temelinde kendilerinin de katkılarını beklediğimizi illettik. Bu görüşmenin kendisi müzakere ve diyalog sürecinin bir parçasıdır. Kürt özgürlük hareketi bir bütün olarak bu mücadelenin bu sürecin İmralı’da Öcalan’ın başlattığı sürecin ilerlemesi için kararlıdır, iradesi tamdır. Bu mücadeleyi güçlü, doğru yürütmek için herkes katkısını yapmaya hazırdır. Bizler BDP olarak sizden, halkımızdan aldığımız yetki ile müzakere sürecinin ilerletilmesi için adımların doğru atılması için, doğru sonuçlar alınması için en güçlü katkıyı bugüne kadar verdik, bundan sonra da sürece katılacağız. Bunun her adımın, daha doğru, daha sonuç alıcı bir şekilde ilerletmek için tarihsel bir görev ve sorumluluk olarak kabul ediyoruz” diye konuştu.

“KCK RESMİ GÖRÜŞÜNÜ ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE AÇIKLAYACAK”

BDP Genel Başkanı Gultan Kışanak, Abdullah Öcalan’ın mektubunu Kandil'e götürdüklerini ifade ederek, KCK'nın, yakın bir zamanda görüşünü açıklayacağını belirtti. Abdullah Öcalan’ın bu süreçte kurucu bir irade olduğunu hatırlatan Kışanak, Öcalan’ın tartışılmaz muhatap olarak gördüklerini dile getirdi. Kışanak, “Şunu açıkça ifade etmek istiyoruz ki; önümüzdeki günlerde KCK resmi olarak kendi görüşünü iletecektir. Bizler sadece orada edindiğimiz izlenimi ve yaklaşımı sizlerle paylaşabiliriz. Bu da açıkça şudur; kimse yanlış hesap yapmasın. Kimse Kürt hareketinin parçalı, bölünük yaklaşacağını zan etmesin. Kürt hareketi tarihinde hiç olmadığı kadar birlik ve beraberlik içerisindedir. Bu sürere asla parçalı bir yaklaşım olmaz. Bütünlüklü bir yaklaşım olur. İkincisi de şudur biz açıkça şunu kendimiz orada yaşadık ve gördük ki, Öcalan bu mücadele de kurucu irade olan bu mücadeleyi buraya getiren taktik önderliğini yapan tartışmasız, amasız, fakatsız bu sürece yön verebilecek en temel aktördür. Başka hiçbir tartışma yoktur. Tüm halkımız, Türkiye kamuoyu bunu açıkça bilmelidir. Bir kez daha bu sürece katkı yapacak tüm aktörler herkes kendi cephesinden defalarca bunu kamuoyuna açıklamıştır, deklere etmiştir. İmralı’da Öcalan’ın ortaya çıkaracak çözüm iradesinin arkasındayız demiştir, biz de Kandil’de bir kez daha bunu gördük. Özgür bir gelecek yaratmak için kararlı ve iradeli duruşu gördük. Bu nedenle halkımızdan, kadınlardan, sizlerden de temel beklentimiz şudur; eğer kazanmak istiyorsak birlik olacağız. Eğer özgürlük istiyorsak, birlik olacağız. Eğer kazanmak ve özgür olmak istiyorsak örgütümüzü büyüteceğiz, mücadelemizi büyüteceğiz. Demokratik siyaseti, demokratik direnişi büyüteceğiz. Spekülasyonlara, ortalığı karıştırmak isteyen sözlere, laflara haberlere kulaklarımızı kapatacağız. Sizlerin görev verdiği temsilciler olarak bizler buradayız. Her sorunuzu bize sorabiliriz. Bizler sizden hiçbir şeyi esirgemiyoruz, gizlemiyoruz. Her şeyi açıkça sizlerle paylaşıyoruz sizlerle birlikte yürütüyoruz. Hep beraber bu sürece güçlü katılalım, taleplerimizi, sözümüzü haykıralım. Özgürlük mücadelemizi güçlü bir şekilde ortaya koyalım, yön verelim diyorum. Bizler seyirci değiliz. Bizler başka bir yerde pişen bir aşı önümüze geldiğinde sadece yiyecek kişiler değiliz. Hazırlanacaksa bir barış yemeği onu hazırlayan biz olmalıyız. Kurulacaksa bir müzakere masası, bu masanın etrafında halkımız, siz, Kürt halkı, Türk halkı olacak. Hep beraber halkımızla birlikte, yan yana, eşitlik hukuku içerisinde olacak demokratik bir cumhuriyeti inşa etmek için mücadele edeceğiz” dedi.

Konuşmaların ardından sanatçıların verdiği konserden sonra miting sona erdi.