HABER

Diyarbakır'da Medya Okulu mezunları sertifikalarını aldı 

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve UMED iş birliğiyle yeni nesil iletişimciler yetiştirilmesi amacıyla açılan Medya Okulu'nda, eğitimlerini tamamlayan gençlere sertifikaları törenle verildi - AA Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Metin Mutanoğlu: "Anadolu Ajansı bundan yaklaşık 7-8 yıl öncesine kadar uluslararası haberlerini tercüme vasıtasıyla alıyordu. Bugün ise dünyanın 90'ı aşkın ülkesinde Türkiye'den gönderdiğimiz arkadaşlarımız haber takibi yapıyor" - "Bize gerçekleri haykıracak, gerçeklerin yanında yer alacak, doğru soruları soracak, dünyaya açık, aydın görüşlü yeni bir gazeteci nesli gerekiyor. Bunun da bu tür eğitimlerle yetiştiğini görüyoruz" - UMED Başkanı Aslan Değirmenci: "Terör hedefine ulaşamadı. Bölge halkımız direndi, devlet üzerine düşeni yaptı, örgüt yalnızlaştı. Eğitimli, ilim ve bilimle barışık onurlu ve duyarlı gençlik bizi yarınlara taşıyacak. Bunu başarabilirsek yarınlarımız karanlık değil, aydınlık olacak"

DİYARBAKIR (AA) - Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED) iş birliğiyle yeni nesil iletişimciler yetiştirilmesi amacıyla açılan Medya Okulu'nda, eğitimlerini tamamlayan gençlere sertifikaları törenle verildi.

Merkez Yenişehir ilçesindeki Sümerpark Resepsiyon Salonu'nda düzenlenen törende konuşan Vali Vekili Ahmet Naci Helvacı, Diyarbakır ile ilgili algının giderilmesinde medyanın çok önemli rolü bulunduğunu belirtti.

Diyarbakır'ın çok güzel bir kent olduğunu ancak bu yönüyle yeterince bilinmediğini ifade eden Helvacı, "Medyada tanıtmak lazım. Burada teröre karşı devletin çok net bir duruşu var. Hamdolsun bu duruş sonuç alıyor. Medya ne kadar özgür olursa ülkemiz ve yöremiz için faydalıdır." dedi.

Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Metin Mutanoğlu, gazetecilik mesleğini, doktorluk, öğretmenlik gibi kutsal bir meslek olarak gördüğünü söyledi.

Doktorların insanların hayatlarını kurtardığına, öğretmenlerin çocukları bilgiyle donatıp, insanlığa kazandırdığına işaret eden Mutanoğlu, "Gazeteci, gerçeğin peşinde koşan, insanlara gerçeği ulaştıran, özellikle son dönemde sosyal medyanın yoğunluklu olarak ortaya çıkmasından sonra gerçeği bütün bu bilgi çöplüğü içerisinde bulup, ayıklayıp insanlara sunan kişidir." diye konuştu.

Bilgi, teknoloji ve iletişim çağı denilen bu dönemde bilginin çok önemli olduğunu, uluslararası ya da yerel politikaların bilgi üzerine şekillendirildiğini dile getiren Mutanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Devletler politikalarını bu bilgiler üzerine sunuyor. Bugün geldiğimiz noktada, devletler, bilgi üzerine kendi politikalarını uyguluyor. Biz bunu Anadolu Ajansı'nda çok net olarak görüyoruz. Anadolu Ajansı, Türkiye'de güvenilir haberin merkezi. Daha doğrusu Türkiye'de haberin ana kaynağı. Anadolu Ajansı, bundan yaklaşık 7-8 yıl öncesine kadar uluslararası haberlerini tercüme vasıtasıyla alıyordu. Bugün ise dünyanın 90'ı aşkın ülkesinde Türkiye'den gönderdiğimiz arkadaşlarımız haber takibi yapıyor. Şu an yurt dışında 41 ülkede Anadolu Ajansı'nın bürosu bulunuyor. Örneğin Amerikan Savunma Bakanlığı'nda çok az ülkenin, çok az medya kuruluşunun yeri vardır. Bunlardan biri de Anadolu Ajansı. Pentagon'da özel kendi yerimiz ve kendi muhabirlerimiz var. Neden bunu söylüyorum; çünkü Türk ABD ilişkilerinde çok kritik bir dönem yaşıyoruz. ABD tarafının ne dediğini, hangi olay hakkında ne konuştuğunu, medyanın ne yazdığını bizim oradaki muhabirlerimiz Türkçeye ve Türkiye'ye kazandırıyor."

- "Medya üzerinden algı operasyonları"

Mutanoğlu, haberciliğin aynı zamanda toplumların yönlendirilmesinde, ülke politikalarının belirlenmesinde de çok etkili olduğunu ifade ederek, "Maalesef son dönemlerde özellikle Ortadoğu bölgesinde ve bizim yakınında olduğumuz bu bölgelerde, rejim ve sistem değişiklikleri ve toplumsal değişimlerle medyanın kullanımı da çok farklı bir noktaya geldi. Mesela batı medyasında bunu biraz daha az görüyoruz. Ama bölgemizde haberi bir silah olarak kullanmak, haberi bir mevzi bir manevra için kullanmak artık çok yaygınlaşmış durumda. Bu hakikaten bu mesleğe gönül vermiş, hayatını bu meslek üzerine kurgulamış bizleri üzüyor. Özellikle medya üzerinden algı operasyonlarının yürütüldüğü bir süreç yaşıyoruz maalesef." şeklinde konuştu.

Algı operasyonlarının geleneksel medya denilen bu medya üzerine yürütüldüğüne dikkati çeken Mutanoğlu, şöyle konuştu:

"Malumunuz şu an Suriye'de İdlib meselesi çok önemli. İdlib'in etrafı, Suriye rejimi Ruslar ve İranlılar tarafından kuşatılmış durumda. Son bir aydır Rus ve İran medyasında, İran yetkililerinin ağzında, Suriye rejiminin ağzında, Suriye'de beyaz baretliler denilen bir grup var. Enkaz altındaki insanların kurtarılmasında sivil bir inisiyatif olarak ortaya çıktılar. Bu beyaz baretliler iki sene önce Nobel Barış Ödülü aldılar, yapmış oldukları çalışmalardan dolayı. Haklarında üniversitelerde kürsüler açıldı, tezler yazıldı, belgeseller çekildi. Beyaz baretliler hakkında bir tezvirat başlatıldı. Ruslar ve Suriye rejimi, beyaz baretlilerin kimyasal kullanacağını söylüyor. Normalde hiç böyle bir şey olmuş değil. Ama bir takım karalamalar üzerinden bunu geleneksel medya üzerinden veriyorlar. Algı operasyonlarının temel bir faydası vardır. Çıkarları kazanmak ve korumak. Bu çıkarlar politik, ekonomik yada ideolojik olabilir. Bunlar için bir takım şeyleri alet ediyorsunuz. Burada en çok kullanılan şey toplumları etkilediği için medya."

- "Yapmamız gereken hakkaniyet ve doğruluktan ayrılmamak"

Medyadaki algı operasyonuna yönelik bazı örnekler veren Mutanoğlu, "Zeytin Dalı, Afrin ve çukur olaylarında bir fotoğrafı alıp, 'Türk askerleri çocukları öldürdü' gibi şeyler yazıldı. Zeytin Dalı Harekatı başladığı ilk gün, yalan fotoğraflar sosyal medyadan servis edilmeye başlandı. Bunların yüzde 90'ı Suriye rejiminin oradaki sivil halka karşı uygulamış olduğu işkencelerin ve katliamların fotoğraflarıydı." ifadelerini kullandı.

Göz önünde cereyan eden gerçeklere rağmen bir tezvirat yürütüldüğünü aktaran Mutanoğlu, bunların sosyal medya üzerinden birtakım sahte videolarla yapıldığını vurguladı.

Mutanoğlu, "Peki ne yapmak lazım? Yapmamız gereken şey, hakkaniyet ve doğruluktan ayrılmamak. Bunun üçüncü bir yöntemi yok. Gayri meşru yollarla, meşru hedeflere ulaşılamaz. Kullandığınız yolla tezvirat ve algı operasyonları yapıyorsanız bir yere kadar gidersiniz. Bize gerçekleri haykıracak, gerçeklerin yanında yer alacak, doğru soruları soracak, dünyaya açık, aydın görüşlü yeni bir gazeteci nesli gerekiyor. Bunun da bu tür eğitimlerle yetiştiğini görüyoruz. Bundan dolayı çok mutluyuz. Emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum." diye konuştu.

- "Gençler bizim umudumuz ve geleceğimiz"

AK Parti Siyasi ve Hukuk İşleri Başkan Yardımcısı Zeynep Alkış, sertifika alacak katılımcılara başarı diledi.

Gençlerin hak ve hakkaniyetle mesleklerini en iyi şekilde yapacaklarına canı gönülden inandığını ifade eden Alkış, şunları kaydetti:

"Gençler bizim umudumuz ve geleceğimiz. Gençler umudun, sevginin, aydınlığın temsilcileri. Gençlerin gözündeki ışığa ve umuda şahit olmak, bizleri yüreklendiriyor. Bizleri yüreklendiren gençliğe selam olsun. İnşallah şimdi sıra gençliğin ruhunu ve dinamizmini medyamıza katmak ve medya anlamında onları güçlü kılmakta. Çünkü emperyalizmin bir istila gücü olarak kullandığı medyada, yeni nesil iletişimci arkadaşlarımızın, onların kirli oyunlarını bozup temiz sayfalar açacaklarına inanıyorum."

- "Terör hedefine ulaşamadı"

UMED Başkanı Aslan Değirmenci ise terör örgütü PKK'nın, bölgenin gelişmemesi için yapılan hizmetlere engel olduğunu dile getirerek, bugüne kadar 100'ü aşkın öğretmenin teröristlerce katledildiğini belirtti.

Terör örgütünün, okul boykotlarıyla bölgedeki il ve ilçelerde eğitimi sekteye uğratmayı denediğini, 6-8 Ekim olaylarında okulların yakıldığını aktaran Değirmenci, 123 bin 98 öğrencinin eğitim hakkının gasp edildiğini, telafi eğitimleri ve çocukların başka okullara nakledilmesiyle mağduriyetin büyümeden engellendiğini kaydetti.

"Terör hedefine ulaşamadı. Bölge halkımız direndi, devlet üzerine düşeni yaptı, örgüt yalnızlaştı." diyen Değirmenci, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Terör neden eğitimi hedef aldı? Çünkü terör, sorgulayan nesil istemiyor. O zaman sorgulatacağız, sorgulayacağız.
Terör, düşünen ve üreten gençlik istemiyor, o zaman düşüneceğiz ve üreteceğiz. Eğitimli, ilim ve bilimle barışık, onurlu ve duyarlı gençlik bizi yarınlara taşıyacak. Bunu başarabilirsek yarınlarımız karanlık değil, aydınlık olacak."

Düzenledikleri medya okuluna sağlanan katılımın kendilerini memnun ettiğini, medyanın görevlerini, işlevlerini, ilkelerini, etkilerini genç iletişimcilere anlattıklarına işaret eden Değirmenci, donanımlı yeni nesil iletişimciler yetiştirilmesine katkı sunmak için yaptıkları çalışmaya destek sunanlara teşekkür etti.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Bircan, belediye olarak kentin fiziki, sosyal, ekonomik ve kültürel yönden gelişmesi için çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Diyarbakır'ın çağdaş, yaşanabilir, temiz bir şehir olması için çalıştıklarını dile getiren Bircan, "Temel hizmetlerin yanı sıra sosyal belediyecilik anlayışıyla vatandaşlara eğitim, kültür, sanat ve sportif alanda da hizmetler sunmaktayız. Bu kapsamda yeni nesil iletişimciler yetiştirmek için destek sunduğumuz eğitimleri başarıyla tamamlayan katılımcılara sertifika vermenin mutluluğunu yaşıyoruz." şeklinde konuştu.

TRT Diyarbakır Bölge Müdürü Hamit Yaz da, kursun düzenlemesine destek sunan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve UMED'e teşekkür ederek, katılımcılara başarı diledi.

Konuşmaların ardından eğitimi başarıyla tamamlayan 60 katılımcıya sertifikaları verildi.

Törene, AK Parti İl Başkanı Süleyman Serdar Budak, AA Diyarbakır Bölge Müdürü Erdem Gültekin, kamu kurumlarının temsilcileri katıldı.

Tören, gençlerle hatıra fotoğraf çektirilmesinin ardından sona erdi.

En Çok Aranan Haberler