HABER

Diyarbakır’lı Ceylan’ın ölümü TBMM gündeminde

DTP Grup Başkanvekili ve Diyarbakır Milletvekili Gültan Kışanak 27 Eylül’de Diyarbakır’da 12 yaşındaki Ceylan Önkol’un öldürülmesini soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı.

Kışanak, Meclis Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde Ceylan Önkol’un ‘vahşice’ öldürüldüğünü savunarak, “Diyarbakır Lice İlçesi, Şenlik Köyü, 50 haneli Paşaciya Mezrası’nda, evinin 200 metre yakınında, koyunlarını otlatırken, köylülerin sesini duyduğu ve havan mermisi olduğunu düşündükleri bir silah, Ceylan’ın vücudunu paramparça etti.

Şarapnel parçaları Ceylan’ın otlattığı koyunlardan dördünü de öldürdü. Ceylan Önkol’un ailesi olaydan hemen sonra, başta karakol ve savcılık olmak üzere resmi makamların tümünü haberdar ederek, olay yerinde gerekli incelemenin yapılmasını istedi. Ailenin tüm ısrarlarına rağmen, Savcı ve jandarma “güvenli olmadığı” gerekçesiyle olay yerine gitmedi. Resmi makamların olay yerine gelmesi ve gerekli incelemeyi yapması, delilleri toplaması için, Ceylan Önkol’un cenazesi 6 saat olay yerinde bekletildi.” dedi. Bazı basın yayın organlarında, olayın “mayın patlaması” şeklinde yer almasına rağmen, köylülerin Tapantepe Taburu’ndan ateş açıldığını ifade ettiklerini kaydeden Kışanak adli muayene tutanağının da köylüleri doğrular nitelikte olduğunu söyledi. Kışanak, Başbakan Erdoğan’a şu soruları yöneltti:

“Ceylan Önkol, gündüz vakti, 2 karakol ve bir askeri taburun yakınında yer alan bir yerleşim yerinde ölmüştür. Bu koşullarda Savcının “güvenlik” gerekçesiyle olay yerine gitmemesi mantıklı mıdır? Savcıya, her hangi bir makamdan, olay yerine gitmemesi için bir telkinde bulunulmuş mudur? Olayın yaşandığı mezraya birkaç kilometre mesafede olan ve emrinde zırhlı araçlar, patlayıcı tarama cihazları bulunan Tapantepe Taburu, Cumhuriyet Savcısı’nın olay yerine gidip, gerekli incelemeyi yapması için güvenlik önlemleri alamaz mıydı? Cumhuriyet Savcısı’nın Ceylan Önkol’un öldüğü gün, olay yerine gitmemesi, olay yeri inceleme tutanağının tutulmaması, delillerin usulüne uygun olarak toplanmaması, olayı karanlıkta bırakmaya yönelik bir yaklaşım değil midir? Ceylan Önkol’un cesedinin 6 saat olay yerinde bırakılması, savcının olay yerine gitmemesi, otopsinin bir karakolun nizamiyesinde, usul yerini bulsun diye yapılması, görev ihmali değil midir? Ceylan Önkol’un yaşamını yitirdiği gün, Tapantepe Taburu’ndan atış yapılmış mıdır? Yapılmışsa hangi gerekçeyle, hangi istikamete ve kimler tarafından yapılmıştır. Son günlerde bölgede sivillerin yaşamını yitirdiği birçok olay yaşanmaktadır, sivil yerleşim alanlarını hedef alan askeri atışların ve bunun yol açtığı ölümlerin önlenebilmesi amacıyla ne tür tedbirler almayı düşünüyorsunuz? “

ANKA

En Çok Aranan Haberler