Diyetisyen Cemre Kamalı, Ramazan ayında sahur ve iftar sofraları dengeli ve sağlıklı bir şekilde kurulduğunda oruç tutmanın sağlıklı ve vücudumuzu dinlendiren bir ibadet olduğunun bilimsel çalışmalarla da kanıtlandığını söyledi. Sağlık problemi olmayan kişilerin, belirli aralıklarda oruç tutup aç kalmalarının hiçbir zararı olmadığı gibi aksine birçok faydası bulunduğunu anlatan Kamalı, sözlerine şöyle devam etti:
"Oruç metabolizmayı hızlandıran, organların çalışmasını dinginleştirerek vücudun dengesini bulduğu ve her şeyden önemlisi karaciğerin en hızlı yenilendiği önemli bir süreçtir. Sağlıklı besin seçerek bedenin bu özel ritmindeki olumlu değişiklikler, vücudumuza daha da yarar sağlayarak sağlıklı bir oruç dönemi yaşamayı destekler. Kısa yeme periyodu ve uzun aç bırakılan metabolizmada olan karaciğer ve pankreasın tüm kan biyokimyasını dengeleyen bir fizyolojik adaptasyon sayesinde vücut normal dengesini sağlar."
Diyetisyen Cemre Kamalı açıklamasının devamında, "Oruç süresince ilk iki haftada biraz kilo alımının hızlandığını, vücut susuz kalarak hafif dehidratasyon oluştuğunu ancak orucun sonunda genel olarak dikkatli beslenen kişilerde kilo kaybı olduğunu söyleyebilirim. Çünkü oruç sürecinde vücut gerekli enerjiyi sağlamak için önce glikoz depolarını harcamakta, sonra da yağları yakmaktadır. Ayrıca mide boşalması ve kan akışı akşam saatlerine kıyasla gündüz saatlerinde daha fazla olduğundan besinler gündüz saatlerinde gastrointestinal yoldan daha hızlı emilir. Yapılan çalışmalarda oruç tutanlarda vücudun yüksek oranda yağ yaktığı ama vücut için zararlı olan katabolik (protein-kas yıkımı) etki göstermediğini ortaya konmuştur" ifadelerine yer verdi.
Diyetisyen Cemre Kamalı; Ramazan ayında oruç tutanlarda kandaki HDL kolesterol artarken, kötü kolesterol olan LDL ve trigliserit düzeyleri azaldığı için damarların kendini tamir etiğini ve kalbi koruduğunu belitti. Kamalı, "Oruç sayesinde damarlar temizlenir ve kan dolaşımı artar. Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda; oruç tutmak hücrelerin yenilenmesini sağladığı için bedenimizi ve zihnimizi daha sağlıklı hale getirir ve yaşlanmayı büyük ölçüde geciktirir. Yapılan çalışmalarda oruç tutan kişilerde glisemik kontrolü sağlayarak açlık kan şekerinde ve HbA1c düzeylerinde önemli derecede azalma görülmüştür. Ancak uzun süren açlık sonucunda düşen kan şekerini iftarda yenilen besinlerle hızlı bir şekilde yükseltmemek için hızlı yemek yenmemeli, glisemik indeksi yüksek beyaz undan yapılmış ekmek, pide çeşitleri yerine tam buğdaydan yapılmış ekmekler tercih edilmeli. Bu risk her diyabet hastası için farklı olabildiğinden diyabet hastasının oruç tutma konusunda doktoruna danışması şart" dedi.
Kamalı son olarak, "Günün 6-8 saatinde yemek yemenin geri kalan 16-18 saatinde yemekten uzak durmanın yani orucun, birçok hastalığı engellemenin yanı sıra kan basıncını düşürdüğü ve ömrü uzattığı tespit edilmiştir. Oruç tutmanın obezite, diyabet ve kalp rahatsızlıklarının tedavisinde bir metot olarak önerilebileceği de vurgulanmıştır" dedi.
Kaynak: İHA