Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yetkililer, diyaliz tedavilerini konuştu. ’Olgularla Evde Diyaliz Tedavilerine Yaklaşım Toplantısı’ adı altında gerçekleşen etkinliği düzenleyen Doç. Dr. Erim Gülcan, tüm sağlık alanlarında olduğu gibi, nefroloji alanındaki güncel tedavi yöntemlerini de yakından takip ettiklerini ve ’Ev Hemodiyaliz’ ile ilgili bilincin artırılması noktasında da destek olacaklarını ifade etti.Gülcan, "Türkiye’de 75 bin böbrek yetmezliği hastası var ve bu rakam her geçen gün artıyor. Konunun muhatabı uzmanlar ise, hastalığın tedavi yöntemleri üzerine araştırma yapıyor ve söz konusu araştırma sonuçlarını toplantılar vasıtasıyla kamuoyuna da aktarıyor" diye konuştu.Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen ’Olgularla Evde Diyaliz Tedavilerine Yaklaşım Toplantısı’na Dumlupınar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Hakan Vural ve Kütahya Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekteri Uz. Dr. İsmail Zehir katıldı.Toplantıda söz alan Dumlupınar Üniversitesi Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Erim Gülcan, “Böbrek hasta sayısındaki hızlı artış, diyaliz tedavilerinde gelinen noktanın önemini artırdı. Hastalara evde diyaliz tedavisi olma imkanı sunan Ev Hemodiyalizi projesi, ülkemizde henüz 400 civarında hasta tarafından uygulanıyor. Ancak proje tüm diyaliz hastaları için bir umut kapısı araladı. Diyaliz hastalarının sürekli hastane ve klinik ortamlarına maruz kalması, hastalık psikolojisiyle yaşaması manasına da gelebiliyor. Ayrıca diyalize girilen günlerde harcanan zaman ve diyaliz sonrası yaşanan fiziksel yorgunluk, bireylerin sosyal yaşamda yeteri kadar yer almalarına engel olabiliyor. Böbrek yetmezliği tedavi yöntemleri içerisinde önemli bir etkiye sahip olan Ev Hemodiyalizi, bireylere daha özgür ve kaliteli bir yaşam hakkı sağlıyor” dedi.Doç. Dr. Erim Gülcan, “Şu anda dünyada ve ülkemizde en önemli sağlık problemleri arasında yer alan böbrek yetmezliği, özellikle şeker, tansiyon ve böbrek iltihabı kaynaklı olabiliyor. Vücut sıvılarının yapısını, hacim dengesini ve atık ürünleri idrar şeklinde atmamızı sağlayan böbreklerin vücuttaki fonksiyonunu yeteri düzeyde yerine getirememesi sonucu böbrek yetmezliği meydana geliyor. Böbrek hastalıkları erken teşhisle ve düzenli yaşam standartlarının oluşturulmasıyla önlenebilir. Böbrek yetmezliğinin ileri safhalarında ise, diyaliz tedavisi gerekiyor. En yaygın uygulanan diyaliz metodu haftada 3 kez 4 saat merkezde hemodiyaliz. Ancak, maalesef, bu tedavi ile yaşam süresi ve özellikle yaşam kalitesi bizim arzuladığımız düzeyden çok uzak. Diyaliz sırasında tansiyon düşmesi ve kramplar, diyaliz sonrası saatlerce süren halsizlik ve bitkinlik, fosfor yüksekliği ve ona bağlı damar kireçlenmesi, iştahsızlık, sıkı perhiz uygulama zorunluluğu, kansızlık, çalışamama, haftada üç gün merkeze gitme zorunluğu, zihinsel fonksiyonlardan cinsel fonksiyonlara dek pek çok sorun bunlar arasında. Evde diyalizler, yani periton diyalizi ve ev hemodiyalizi ise çok daha başarılı sonuçlar veriyor. Klinik diyalizinin alternatifi olan “Ev Hemodiyalizi” tedavisi, kadavradan böbrek nakline eşit yaşam süresi sağlayan, oldukça etkili bir tedavi türü. Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun destekleriyle ilerleyen Ev Hemodiyalizi, hastaların sağlığına ve yaşam kalitesine olumlu etkiler sağlıyor. Bu yönüyle bizim de önemle ve özenle üzerinde durduğumuz bir tedavi şekli. Bu projenin Kütahya’da da hayata geçip, yaygınlaşması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Yakın gelecekte Kütahya’da Ev Hemodiyalizi tedavisini uygular hale geleceğimize inanıyorum” diye konuştu.Toplantının konuşmacıları arasında yer alan Afyon Kocatepe Üniversitesi Nefroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sena Ulu, Ev Hemodiyalizi tedavisinin faydalarına yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Ulu, “Hastalık ve tedavi süreci açısından bakıldığında, en zor hastalıklardan biri olan böbrek yetmezliği, hastaları fiziksel ve ruhsal açıdan yormakta. Diyaliz hastalarına daha kaliteli bir yaşam imkanı sunan evde diyalizler periton diyalizi ve ev hemodiyalizi olarak ayrılıyor. Periton diyalizi diyalize yeni başlayan hastalar için çok ideal bir yöntem. Merkez hemodiyalizindeki gibi vücut sıvı ve madde dengelerinde hızlı, ani değişimler olmuyor, çok daha iyi tolere ediliyor. Var olan böbrek fonksiyonunun daha uzun süre korunmasını sağlıyor. Diyalize başlandıktan sonraki ilk yıllarda mükemmel sonuçlar veriyor. Ancak yıllar içinde, var olan böbrek fonksiyonu tamamen kaybolduktan sonra hemodiyalize geçmek gerekecek tabii, bu aşamada da seçenek tedaviye evde devam etmek, ev hemodiyalizi yapmak olmalı. Ev Hemodiyalizi, SGK tarafından ücretsiz olarak sunuluyor. Klinikte 3 gün 4 saat diyaliz olma imkanına sahip olan diyaliz hastaları, Ev Hemodiyalizi’ni tercih etmesi halinde 2 aylık bir eğitim görüyor. Ardından kendi diyalizini kendi uygulayarak, diyaliz süresini daha uzun tutma imkanı elde ediyor. Genelde gece uyurken yapılan Ev Hemodiyalizi sayesinde hastalar, zamanlarını diledikleri gibi değerlendirebilmenin yanı sıra klinik diyalizi sonrası yaşadıkları tüm yan etkilerden de kurtulmuş oluyor. Ev Hemodiyalizi, ilaç kullanımını ve perhiz uygulamasını azaltıyor. Umuyorum ki, önümüzdeki süreçte bu tedavi yöntemi tüm şehirlerimizde hastalarımıza sunuluyor olacak” dedi.(EFE)
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz