Bursa’da konferans veren Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yar. Doç. Dr. Kadir Kan, “Bağdat’a bakın, İslam dünyasının halini görün’’ dedi.Kültür A.Ş. tarafından Emir Buhari Kültür Merkezi’nde ‘’Kurtuba’’ konulu “İslam Şehir ve Medeniyet Seminerleri” devam ediyor. Seminerin bu haftaki konuğu olan Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yar. Doç. Dr. Kadir Kan ‘’Kurtuba’’ ekseninde Bağdat’ı anlattı. Bağdat’ın genel görünümü ile İslam dünyasının genel görünümünün her zaman birbirine çok yakın olduğunu söyleyen Yrd. Doç Dr. Kan, ‘’Bağdat’a bakın İslam dünyasının halini görün. Ne zaman ki İslam dünyası ikbal devrinde ise Bağdat’ta öyle olmuştur. Bağdat’ın fitnelerle, çeşitli saldırılarla, istilalarla yıkıldığı dönemler aynı şekilde İslam dünyasının da fitnelerle, saldırılarla yıkıldığı, sıkıntı yaşadığı dönemler olmuştur. Şimdiki zamanda da İslam dünyasının genel hali Bağdat’ın mevcut durumu ile örtüşüyor’’ diye konuştu.İslam Medeniyetinin bütün nüvesinin Bağdat’ta bulunabileceğini ifade eden Kan, Bağdat’ı İslam dünyasının DNA’larını barındıran bir hücreye çok kıymetli bir hazineye benzetti. Yrd. Doç Dr. Kan ‘’İslam tarihinde cuma gününü Bağdat’ta geçirmek diye bir kavram var, denir ki cuma gününü Bağdat’ta geçirmek, teravih namazını Mekke’de kılmak, bayram gününü de Tarsus’ta kutlamak İslam’ın güzelliklerindendir. Bağdat’ta cuma namazı kılan İslam’ın azametini, büyüklüğünü görür’’ dedi.Yakın dönemde Müslümanlardaki kafa karışıklığının, zihinlerdeki aşınmaların, Müslümanların yaşadığı kimlik problemlerinin şehirlere de yansıdığını söyleyen Kan, bu kimlik problemini İslam şehirlerinin hepsinde görmenin mümkün olduğunu söyledi. Kan sözlerini şöyle sürdürdü:‘’Kurumlardan yola çıkarak medeniyeti tarif etmeye çalışıyoruz, halbuki müesseseler medeniyetlerin ürünleridir. Medeniyetlerin tezahürleridir, medeniyetin özü değildir. Kurumları tamamen ortadan kaldırsanız dahi medeniyet devam eder. İslam medeniyetinde esas olan hamam değildir, temizliktir. Esas olan kervansaray değildir, misafire hürmettir, ikramdır. İddialı bir söz olur diye korkuyorum ancak esas olan Cami değil, Allah’a kulluktur. İslam şehirlerinin merkezinde tevhid var. Tevhidi anlamadan İslam şehirlerini anlamak mümkün değildir. İnsanın hayatının merkezinde kulluk olacaksa ve Allah’a ibadet varsa, yaşadığı mekânda şehir de ona göre şekillenecektir. Her mahallenin merkezinde mescit olmalıdır.”‘’Bağdat kıymetli bir hazine tarih boyunca, bir elmas gibi. Herkes Bağdat’ı elde etmeye çalışmıştır ve her elde etmeye çalışan verdiği mücadele ile Bağdat’ı biraz daha harabeye çevirmiştir’’ sözleri ile Bağdat’ın İslam dünyasındaki önemine işaret eden Kan, ‘’Bağdat ilk defa yıkılmıyor, tarih boyunca çok fazla yıkılmıştır.1508-1534 yılları arasında Bağdat Safevilerin elinde kalıyor. Şah İsmail, Şah Tahmas ve Şah Abbas tarafından bu yıllarda Bağdat 3 defa ele geçiriliyor ve her ele geçirildiğinde İmam-ı Azam ile Abdülkadir Geylani hazretlerinin mezarları Şiiler tarafından mutlaka yıkılıyor, Osmanlı gelip tamir ediyor. Bağdat sürekli Şiiler ve Sünniler arasındaki çatışmanın tarih boyunca sembol merkezlerinden biri olmuştur’’ diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz