Hümeyra PARDELİ/ERZURUM, Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü'nden geçen yıl mezun olan 28 yaşındaki S.T., 10 Temmuz 2014 günü polise başvurarak Doç. Dr. 42 yaşındaki A.A.'nın cinsel saldırısına uğradığını iddia edip şikayetçi oldu. Öğretim üyesine ait Dadaşkent'teki bahçeyi sulamak için gittiklerini, burada hocasının dudaklarından öptüğünü, oral seks yaptığını, üçüncüsünde ise zorla ters ilişkiye girdiğini ileri süren S.T.'nin şikayeti üzerine Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Kuramı ve Eleştiri Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. A.A. tutuklandı. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına gönderilen S.T.'nin yapılan muayenesinde her hangi bir cinsel saldırı bulgusuna rastlanmaması üzerine, 5 gün cezaevinde kalan Doç. Dr. A.A. tahliye edildi.
'YÜKSEK LİSANS BAŞVURUSUNU KABUL ETMEDİĞİ İÇİN'
'Nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakkında dava açılan Doç. Dr. A.A.'nın 22.5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Öğrencinin yüksek lisans başvurusunu kabul etmediği için iftiraya uğradığını öne süren A.A. geçen 12 Mart günü yapılan karar duruşmasında suçsuz bulundu ve beraat etti.
Mahkeme tarafından hazırlanan gerekçeli kararda, ceza mahkemesin en önemli ilkelerinden biri olan 'şüpheden sanık yararlanır' kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel şartının, suçun şüpheye yer vermeyen bir kesinlikte ispat edilmesine bağlı olduğu vurgulandı. Davaya konu olayda müdahilin yetişkin bir kişi olduğunun belirtildiği kararda, beraat gerekçesi olarak şunlar gösterildi:
"Müdahilin hukuki yolları bildiği anlaşıldığı halde ve 3 kez rızasına aykırı olarak cinsel saldırıya maruz kaldığını söylemesine rağmen, sanığın yüksek lisans konusundaki olumsuz tavrının kesin olarak netleşmesinden sonra şikayeçi olması, müdahil 3 defa aynı şekilde sanığın Dadaşkent'teki bahçesine gittiklerini söylemesi sebebiyle, bir kez böyle bir olaya maruz kalan iffetli bir kişinin tekrarı muhakkak görülen bir eyleme karşın aynı yere 2 kez daha gitmesinin mümkün olmaması, müdahilin aşamalardaki beyanlarının çelişkili olması, okuldayken sanığın söylediği iddia edilen 'güzel bir kızsın seni almazsak yazık olur' sözlerinin müdahil tarafından gösterilen tanık D. ve A. tarafından doğrulanmaması, sanığın son olarak bahçede kendisine anal yoldan ilişki yaşadıklarını söyleyip kıyafetlerini teslim etmesine rağmen, müdahilin iç çamaşırından sanığın meni örneğinin ya da DNA'ya elverişli bir vücut örneğinin çıkmaması, sanığın kendisini aradığını söylemesine rağmen telefon görüşmelerinde aramanın müdahil tarafından yapıldığının anlaşılması, tanık ifadelerinde sanığın mağdura yardımcı olmaması sebebiyle 'Erzurum'u sallayacağım, ona öyle bir oyun yapacağım ki, onun başına çorap öreceğim' dediği, mağdurun beyanlarının samimi ve tutarlı olmadığı, bu nedenle mahkumiyet hükmüne esaslanmasının mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır."
Kararın Yargıtayda onanıp kesinleşmesi halinde, Doç. Dr. A.A.'nın S.T. hakkında dava açacağı belirtildi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz