’doğal Afetler Ve Afet Yönetimi Sempozyumu’

Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, şehirlerin altyapısı sağlam, afetlere dayanıklı ve çevreye duyarlı bir biçimde gelişmesini hedeflediklerini söyleyerek, "Hedefimiz şehirlerimizi insan dostu, çevre dostu, estetik, katılımcı ve müreffeh marka şehirler haline getirmektir. Bu doğrultuda, imar mevzuatını günün ihtiyaçlarına uygun olarak revize etmekteyiz" dedi.Karabük Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ile Karabük Üniversitesi işbirliğinde organize edilen ’Doğal Afetler ve Afet Yönetimi Sempozyumu’nda konuşan Bakan Yardımcısı Ceylan, Türkiye’nin birçok yerinde afetlerin meydana geldiğini söyleyerek kentsel dönüşümün afetlerin etkilerini azaltmadaki önemine işaret etti. Ceylan, yaşanabilir şehirler oluşturmanın temel öncelikleri olduğunu söyledi.Ceylan, "Bu süreçte medeniyetimizin üzerinde yükseleceğini düşündüğümüz şehirlerimizin, kültürümüzün renklerini yansıtan ve yaşadığımız zamanın çizgilerini barındıran, altyapısı sağlam, afetlere dayanıklı ve çevreye duyarlı bir biçimde gelişmesini hedefliyoruz. Şehirlerimizi huzurlu, mutlu ve özgüven içinde yaşayan insanlardan oluşan kaliteli birer yaşam merkezi haline dönüştürmek istiyoruz. Bu nedenle geliştirilecek projelerde geçmiş ile geleceği, mimari ile estetiği ve insan ile şehri bütünleştiren bir şehircilik anlayışını hakim kılmayı arzulamaktayız. İktidarımız döneminde de kentsel dönüşüm çalışmalarımıza kent estetiğini de dikkate alarak hızlı bir biçimde devam edeceğiz. Hedefimiz, şehirlerimizi insan dostu, çevre dostu, estetik, katılımcı ve müreffeh marka şehirler haline getirmektir. Bu doğrultuda, imar mevzuatını günün ihtiyaçlarına uygun olarak revize etmekteyiz. Kentsel tasarım ilkelerini ve uygulamalarını, engelli, yaşlı, hareket kısıtlılığı olanlar gibi özel ilgi bekleyen kesimlerin hizmetlere erişimini kolaylaştırmak üzere geliştireceğiz" dedi."KAİNATIN YAPISINI ANLAYIP ONA GÖRE KULLANMAYI BECEREBİLSEK AFETLER AZALIR"Karabük Valisi Orhan Alimoğlu ise "Büyüklerimiz, yeryüzünün kendi hesap alemi olduğunu söylerler. Yani bir taraftan oluşurken diğer taraftan bozulur. Bu kainattaki muhteşem ahenkle devam eder" diyerek "Karabük’ün tabiat olarak çok güzel dağları, tepeleri ve dereleri var. Hepsi mevcuttur fakat bunların hiçbirinde ahenksizlik göremezsiniz. Bu kainatın yapısını anlayıp ona göre kullanmayı becerebilsek afet dediğimiz işler hem azalır hem de bunun sonunda bizim göreceğimiz zararlar azalır. Burada bütün iş insanlara dayanıyor. Zaten yeryüzünün en üstün varlığı da insandır. İnsan vazifesini iyi kavrayıp yapamadığı zaman sıkıntıların sebebi olmaktadır. Üniversitelerin işi de ’bütün insanları’ yetiştirmektir, insanlara bunları fark ettirmektir. Bir bütünün parçası olan insan meselesini iyi değerlendirmek gerekir" diye konuştu.Sempozyumun birinci günü bilim adamlarının sunumları ile devam etti.