Kahve; evde, ofiste, kafede ve daha birçok yerde sabah akşam fark etmeksizin tüketiliyor. Siz de kahve içmeyi çok seviyorsanız fakat kahve hakkında söylenenlerden neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilmiyorsanız doğru yerdesiniz. Kahve tüketimiyle ilgili doğru bilinen bütün yanlışları açıklığa kavuşturduk. Gelin, detayları birlikte inceleyelim.
Çifte kavrulmuş acı kahvelerin daha fazla kafein içerdiğine dair yaygın bir inanç var. Ancak bu bilgi, gerçeği yansıtmıyor. Üstelik kahve daha çok kavruldukça içindeki kafein yanıyor ve kahvenin daha az kafein içerme olasılığı artıyor.
Kahvenin içindeki kafeinin uyarıcı bir madde olmasından dolayı bireyleri uyanık tutacağı düşünülüyor. Ancak kafein, vücuttan çok hızlı bir şekilde atıldığı için uykusuzluk yapmıyor. Yani bir günde içeceğiniz 2-3 fincan kahve, uykudan hemen önce tüketmediğiniz sürece uyku alışkanlıklarınızda bir problem yaratmıyor. Hatta sizinle ilginç bir bilgi paylaşalım: Bir bardak kola ile bir fincan kahve, yaklaşık olarak aynı oranda kafein içeriyor.
Kafeinin çeşitli sağlık sorunlarına yol açacağı düşünülse de aksine faydaları bulunuyor. Tabii ki abartmadan ve yeteri kadar tüketildiğinde! Kafein hafızayı geliştiriyor ve günde iki fincan tüketildiğinde karaciğer kanseri ile Parkinson hastalığı riskini azaltıyor.
Kahve tüketicileri, kahvenin bağımlılık yaptığını ve içilmediğinde baş ağrısına neden olduğunu söyleseler de bilimsel olarak böyle bir bilgi bulunmuyor. Muhtemelen bu durum, psikolojik bir nedenden kaynaklanıyor.
Bilinenin aksine aslında kahvenin rahatlatıcı bir etkisi bulunuyor. Dolayısıyla fazla kahve tüketimi strese yol açmıyor. Yani bu da doğru bilinen yanlışlardan biri.
Çoğumuz kahvenin ilk başta çekirdek halinde bulunduğunu düşünüyoruz. Fakat teknik olarak bu bilgi de yanlış. Böyle adlandırılmasının sebebi, sadece görünüşünün çekirdeğe benzemesi. Kahve çekirdeği olarak isimlendirdiğimiz şeyler ise Rubiaceae ailesine ait kahve bitkisinin tohumları.