HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

"Doğu'da birlikte siyaset yapmalıyız"

"Doğu'da birlikte siyaset yapmalıyız"

İstanbul - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP ve MHP ile doğu illerinde beraber siyaset yapmanın önemine işaret ederek, "Buralarda hep beraber siyaset yapmamız lazım ki, bölücü terör örgütüne zihniyet olarak yer kalmasın. 2 partiye kalmamalı, hep beraber buralarda olmalıyız" dedi.

Erdoğan, TGRT Haber televizyonunda katıldığı "Ankara'nın Gündemi" programında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.Erdoğan, kredi kartı faizlerinin ödenmesi konusunda muhalefet partilerinin eleştirilerine ilişkin bir soruyu yanıtlarken, şu anda Türkiye'de 25,6 milyon kredi kartı kullanıcısı bulunduğunu, bunların 1 milyon 660 bininin takibe düştüğünü belirterek şunları kaydetti:

"Takipte olanın hacmine bakıyoruz, 2,7 milyar. Burada bu insanlara sayın Baykal'ın ifade ettiği gibi 'sahtekar' ifadesini hiçbir yerde kullanmadım. Çok çirkin, ayıp. Kullanmadığım bir şeyle sen beni nasıl itham edersin? Sayın Baykal, ben sana hakaret etmeyeceğim. İnsan olduğun için saygı göstereceğim, ifadelerine değil. Yoksa ben bu ifadelerin çok daha fazlasını kullanmasını iyi bilirim. Ama bulunduğum makam, genel başkanlığım buna müsaade etmez. Çünkü biz insanı, yaratılanı yaradandan ötürü sevme anlayışı ile severiz. Ama sen, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı'na bu kadar rahat hakaret edebiliyorsun. Burada yasal haklarımı da kullanıyorum, kullanacağım. Bu kadar da bu işlere meydanı serbest bırakamayız. Ben hakkımı kullanırım, yargı verir vermez. Ama bunlar tarihe kayıt düşülecek. Bunu söyleyemezsin, hakkın yok. Söylemediğim bir şeyi söylemiş gibi gösteremezsin. Benim söylediğim sadece, 'Senin gelirin ne kardeşim şu, bundan fazlasını kullanma, kullanıyorsan öde, ödeyemiyorsan sonra bu duruma düşüp mağdur
rolüne soyunma. Çünkü, sen mağdur değilsin.' Kredi kartı borcunu takır takır ödeyen ödeyecek, sen ödemeyeceksin, sonra burada tahakkuk eden faizi kim ödeyecek? Devlet ödeyecek. Olur mu böyle bir şey?"
Geçmişte böyle bir yasa çıkardıklarını, faizleri ödediklerini, ana paranın tahsili için bir düzenleme getirdiklerini belirten Erdoğan, "Ama bu alışkanlık haline gelirse, o zaman biz kalkıp öbür tarafta ödemelerini yapan
vatandaşın hakkını nasıl savunacağız?" diye sordu.Ödeyenin suçlu, ödemeyenin mağdur duruma düştüğünü, böyle bir şey olamayacağını dil getiren Erdoğan, adil olmak için gereğinin yapılması gerektiğini kaydetti.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

Erdoğan, "Seçim sonrasında gündeme gelmesi öngörülen Anayasa değişikliğinde hangi başlıklar gündeme gelecek?" sorusu üzerine, bireysel başvuru hakkının tanınması ve ombudsman müessesesinin kurulması konusunun gündeme geleceğini söyledi. Siyasi partilerin kapatılması konusunun zorlaştırılacağını belirten Erdoğan, "Bu çok önemli. Özellikle tüzel kişiliklerin kapatılmasının bana göre bir anlamı yok. Tüzel kişilik suç işlemez ki. Şu oturduğunuz koltuk suç işlemez ki, oturan suç işler. Oturan suç işlediyse cezayı verin, ama koltuğa ceza vermenin anlamı yok. Bir partiyi kapatırsın, yenisi hazırdır. Bugüne kadar da
böyle oldu. Biri kapandı, 5 tanesi kuruldu" diye konuştu.Venedik Kriterleri'nin, sadece şiddete dayalı partilerin kapatılmasını öngördüğünü anımsatan Erdoğan, kendilerinin de bunu savunduğunu söyledi.
Seçim yasasında da değiklik yapılacağını anlatan Erdoğan, 550 milletvekilinden 100 tanesinin Türkiye milletvekilliği yapılması, 450 tanesinin de baraja tabi tutulmasını öngören bir süreci çalıştırmayı düşündüklerini
anlattı.Başbakan Erdoğan, Anayasa değişikliği için uzlaşı arayacaklarını belirterek, "Uzlaşmaya yanaşmazlarsa kendi bilecekleri iş, yanaşırlarsa bu sıkıntıları beraberce aşmış oluruz" dedi.

40 ÇÜRÜK YUMURTA
"İstanbul ve Ankara'yı sizden almak için asılıyorlar. İstanbul'da Saadet Partisi'nin adayı, Ankara'da da MHP'nin adayı basının gündeminde yer buluyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine de Erdoğan, şöyle dedi:

"Bu da bir strateji, bir taktik. CHP yandaşı medya var biliyorsunuz. CHP yandaşı medya şu anda böyle bir taktiğin içerisinde. Bunlar şimdi, 'Acaba biz ne yaparız da AKP'yi zayıf düşürürüz' gayreti içindeler. Bunun için ellerinden gelen her türlü gayreti ortaya koyuyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, 40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta olmaz. Benim milletim bunları oturtacağı yeri bilir. Onun için kim belediyeci, kim belediyecilikten anlar, İstanbul'un sokaklarını, caddelerini tanımayan, bilmeyen insana benim İstanbullum gelip de oy vermez."

OBAMA'NIN TÜRKİYE ZİYARETİ
"Nisan ayının ilk haftasında ABD başkanı 2. resmi ülke ziyaretini Türkiye'ye yapacak. Obama'nın bu ziyaretinde ikili görüşmeler var. ABD'nin bizden somut olarak isteyeceği şeyler, Türkiye'nin isteyecekleri neler?" sorusu üzerine de Erdoğan, "Sayın Obama ile 6-7 nisanda Türkiye'de yapılacak görüşme, bizler için çok büyük önem taşıdığı gibi, inanıyorum ki ABD için de büyük önem arz ediyor. İkinci resmi ziyareti Obama'nın Türkiye'ye olacak" ifadesini kullandı."Böyle bir şey bekliyor muydunuz?" sorusuna karşılık da Erdoğan, "Bu kadar öncelikli olmasını beklemiyordum. Ben kendilerine telefonda bu daveti yaptığımda, Medeniyetler İttifakı için yapmıştım. Medeniyetler İttifakı için yaptığım bu davete kendileri telefonda 'arkadaşlarıma söyleyeceğim bir değerlendirme yapsınlar' demişti. Fakat daha sonra gelen cevap çok daha ilginç oldu. Resmi ziyarete dönüştü. Resmi ziyaretle beraber bu arada belki Medeniyetler İttifakı'yla da iş ayrıca bütünleşecek. 6 nisanda resmi ziyaretini Ankara'da yapacak, 7 nisanda da İstanbul'daki bir programı var, ona katılacak. Onların üzerinde ayrıca çalışılıyor. Bu bizim için çok anlamlı oldu" yanıtını verdi.

Medya patronları

Menfaati elde edemeyince hava değişti. Birçok konular var. Bunları söylediğimizde rahatsızlıklar tavan yapıyor" dedi. "Yaptığınız açıklamalar, medyayı susturmak ve sansür gibi bir yöne çekildi. Başbakanlar medya ile ilişkilerini iyi tutmaya özen gösterirler, bu dönemde böyle medya ile ilgili sorun var gibi. Bazı dış ülkelerin medya kuruluşları da sizin medyaya sansür uyguladığınızı söylüyor. Nedir sorun?" şeklindeki soruya Erdoğan, şöyle yanıt verdi:"Ben de buna başta çok özen gösterdim. O malum medya patronuyla, diğerleriyle benim münasebetlerim gayet iyiydi. Hatta şu anda baskı yapan uluslararası kuruluşlar var ya onların toplantılarına da beni onlar bizzat davet ederlerdi. Ben onların toplantılarına da bizzat katılmış, açılış konuşmalarında bulunmuşumdur. Şu son dönemlerde gelinen nokta farklı. 2-3 yıl içinde gelinen nokta farklı. Burada da artık menfaat paylaşımında, maalesef istedikleri menfaati elde edemeyince hava değişti. Birçok konular var. Bunları söylediğimizde rahatsızlıklar tavan yapıyor. O uluslararası kuruluşların kendileri de ortağı olduğu için veya üyesi oldukları için oralardan baskı oluşturmak suretiyle sanıyorlar ki bu işte bu iktidar geri adım atacak. Onların söyledikleriyle biz geri adım atmayız. Biz inandığımız doğru neyse bunu yaparız."Belli bir medya grubuna muhalefetlerinin söz konusu olmadığını ifade eden Erdoğan, "tavrının, dürüst davranan medyaya karşı değil, yalan yanlış haber yapan medyaya karşı olduğunu" söyledi.

En Çok Aranan Haberler