Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Engelli Bakımı ve Rehabilitasyon Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Öztürk, "Doğu Anadolu'da yaşayan bir engellinin yaşam koşullarını anlayabilmek için öncelikle orada yaşayan normal insanların yaşam koşullarını iyi bilmek lazım. Bu bölge normal insanlar için bile yeterli yaşam koşullarına sahip değilken bir engelli için gerekli yaşam şartları nasıl oluşsun" dedi.
Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Doğu Anadolu'da engellilerin birçok sorunla karşılaştıklarını belirterek, en büyük sıkıntılarının fiziki çevre koşullarının yetersiz olması, toplumda engelli bilincinin oluşmaması olduğunu söyledi.
Bölgede engelli sorununu anlamak için yörenin yaşam koşullarının iyi bilinmesi gerektiğine dikkati çeken Öztürk, sağlıklı insanların dahi zor şartlarda yaşadıklarını belirtti. Engellilerin Doğu'da karşılaştığı sorunlara değinen Öztürk, şöyle devam etti:
"Buradaki kaldırımlar, caddeler ve diğer fiziki şartlar normal insanlar için bile büyük sorunken bir engelli için elbette çıkıp dolaşabilecek, bir yerden başka bir yere rahatça gidebilecek elverişe sahip değildir. Burada hangi toplu taşıma aracı sizin tekerlekli sandalyeyle binmenize müsaittir. Hangisinde seslendirme sistemi var, görme engelli birisi arabaya bindiğinde hangi durakta ineceğini nereden bilecek. Bunların hepsi engellilerin Doğu'da karşılaştıkları sorunlardır."
Öztürk, şunları kaydetti:
"Doğu Anadolu'da yaşayan bir engellinin yaşam koşullarını anlayabilmek için öncelikle orada yaşayan normal insanların yaşam koşullarını iyi bilmek lazım. Bu bölge normal insanlar için bile yeterli yaşam koşullarına sahip değilken bir engelli için gerekli yaşam şartları nasıl oluşsun. Buradaki insanların yaşam koşulları zor, bu yüzden engelli bilinci de oluşmamış. Engelli kavramının adı bile bilinmiyor. Engellinin adı ya delidir ya sakattır ya da kördür. O yüzden Doğu'daki engelliler Batı'daki engellilerden daha büyük dezavantajlara sahiptir."
-"Toplumda öncelikle engelli bilincinin uyandırılması gerekiyor"-
Türkiye genelinde engellilere karşı bir bilinçsizlik olduğunu belirten Öztürk, toplumda öncelikle engelli bilincinin uyandırılması gerektiğini söyledi.
Bunun için Valilik, üniversite ve yerel yönetimlerin birlikte proje üreterek, toplumu engelliye karşı bilinçlendirecek faaliyetlerde bulunmaları gerektiğine dikkati çeken Öztürk, "Bu çerçevede engelli kimdir- Kime denir- Onlara nasıl davranmalıyız-' gibi en temel kavramları topluma yaymak lazım. Böylece toplum deli, sakat, kör değil de 'engelli' bilincine ulaşacak" diye konuştu.
Öztürk, toplumda ve özellikle Doğu Anadolu'da engellilik bilincinin yerleşmesi için devletin de bu konuda yazılı, görsel ve işitsel medya aracılığıyla birtakım faaliyetlerde bulunması gerektiğini kaydetti.
-Doğu Anadolu'da engelli olmak-
Görmeyenler Kültür ve Birleşme Derneği Ağrı Şube Başkanı Aslan Kaya da bir engelli olarak Doğu Anadolu'da önemli sıkıntılar yaşadıklarını söyledi.
Kaya, en çok trafikte ve kaldırımlarda yürürken zorluk çektiklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Engelli olduğumuz için bizimle dalga geçiyorlar, bize dilenci muamelesi yapıyorlar. Trafikte karşıdan karşıya geçerken çok sıkıntı çekiyoruz, sürücüler bize yol vermiyorlar. Ben birkaç defa trafik kazası tehlikesi yaşadım. Aynı şekilde kısa bir süre önce görme engelli bir arkadaşımız karşıdan karşıya geçerken kaza geçirdi, vuran sürücü bunun üzerine arkadaşımıza 'madem körsün evinden çıkma' diye bir de hakaret etmiş."
Toplumun kendilerine biraz da olsa saygı göstermesini beklediklerini ifade eden Kaya, artık dilenci muamelesi görmek istemediklerini kaydetti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz