Ülkemizde doğum kontrol haplarının kullanımının düşük olmasının en önemli nedeninin önyargılar, yetersiz ve yanlış bilgi olduğunu belirten İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Faruk Buyru, "Doğum kontrol hapları, 45 seneyi aşkın bir süredir dünyada 60 milyondan fazla kadın tarafından kullanılıyor. Tıbbın pek çok alanında olduğu gibi, doğum kontrol hapları konusunda da son yıllarda önemli gelişmeler yaşandı. Eski jenerasyon haplarla günümüzün yeni jenerasyon haplarını karşılaştırdığımızda, hormonların cinslerinin değiştiğini, içeriklerinin vücudun doğal olarak ürettiği hormonlara benzetildiği ve dozlarının da önemli ölçüde azaldığını görüyoruz. Haplardaki bu gelişmeler ve değişim toplum tarafından yeterince bilinmediği için eski haplarda ilgili olumsuz tecrübeler, günümüz hapları için de geçerli sanılıyor" dedi.
Prof. Dr. Faruk Buyru, yeni nesil doğum kontrol hapları hakkında doğru bilinen yanlışları şöyle sıraladı.
Prof. Dr. Buyru: Haplar bırakın kilo almayı, adet öncesi dönemde su tutulumu şikayeti olan hastalarda tedavi edici amaçlı kullanılmaktadır. Yeni geliştirilen bazı haplar, kilo aldırmadığı gibi şişkinliği de önlemektedir. Yüksek doz hormon içeren, özellikle progesteronu değişik olan ilaçlarda belki su tutulumuna bağlı, çok az kilo artışı olabilir. Kadın bunu göğüslerde ve karın çevresinde şişkinlik şeklinde hissedebilir. Bu yan etkiler özellikle hapın ilk kullanılmaya başlayan dönemde hissedilebilir. Ancak doğum kontrol hapı kullananlarda kilo alma önyargısının altında yatan esas sebep, bu ilaçların bazı hastalarda iştah artışına yol açabilmesidir. Dikkat edilmezse iştah artışına bağlı olarak kilo alınabilir.
Prof. Dr. Buyru: Doğum kontrol haplarının depresyon ve sinirlilik yapma gibi bir yan etkisi yoktur. Aksine östrojen ve progesteron içeren ilaçlar, menopoz bağlı ortaya çıkan depresyon ve sinirlilik gibi şikayetlerin tedavisinde kullanılmaktadır.
Prof. Dr. Buyru: Tüylenme şikayetinin tedavisinde en etkin ve yaygın olarak kullanılan ilaçlar doğum kontrol haplarıdır. Özellikle içindeki progesteronun erkeklik hormonuna zıt etki yaptığı antiandrojenik dediğimiz haplar tercih edilir. Tüylenme şikayeti olan birinde yeni kıl oluşumunu engellemek için antiandrojenik progesteron içeren doğum kontrol hapları tedavi seçeneği olarak kullanılır. Doğum kontrol haplarının tüylenme yapması kulaktan kulağa yayılan yanlış bir bilgidir.
Prof. Dr. Buyru: Aksine doğum kontrol haplarının sağlık sistemi üzerine bi çok olumlu etkisi bulunmaktadır. Haplar, adet kanamasının miktarını azaltır, dolayısıyla kansızlığı engeller. Adet ağrısını yüzde 80 civarı azaltır. Bazı haplar adet öncesi gerginliği ortadan kaldırır. Hapı yaşamının belli bir döneminde kullanan kadınlarda rahim ve yumurtalık kanseri riski azalır. Hapı bir sene kullanıp bırakan kadında bile, hiç kullanmayan kadına oranla rahim ve yumurtalık kanseri daha az görülür. Meme kanseri üzerine olumlu ya da olumsuz etkisi bulunmaz. Ayrıca haplar dış gebelik riskini de azaltır.
Prof. Dr. Buyru: Doğum kontrol hapları adet düzensizliği yapmaz, aksine tedavi eder. Adet düzensizliğinin altında miyom gibi organik bir neden yoksa, yani adet düzensizliği hormonal nedenlere bağlı olarak ortaya çıkıyorsa, doğum kontrol hapları tedavi amacıyla kullanılır.
Prof. Dr. Buyru: Doğum kontrol hapı bırakıldıktan sonraki ilk 3 ay içerisinde başka bir sorun yoksa gebelik oluşur. Kısırlık yapmadığı gibi gebe kalmayı geciktirici bir etkisi de yoktur. Örneğin tüp bebek tedavisinden önceki bir ayda doğum kontrol hapı verilen ve yumurtalıkları dinlendirildikten sonra tedavi yapılan kadınlarda gebelik şansının biraz daha yüksek olduğuna dair yeni araştırmalar var. Doğum kontrol hapı kesinikle geri dönüşü olan bir yöntemdir.
Prof. Dr. Buyru: Hapların cinsel istek üzerinde olumsuz bir etkisi yoktur. Aksine geri çekilme gibi geleneksel yöntemler kullanılmayacağı için cinsel yaşam daha güvenli olacaktır. Gebelik korkusu olmadığı için kadın ve erkek cinsel yaşamdan daha fazla zevk alır hale gelecektir.