KADIN

Doğum Sonrası Cinsel İsteksizlik

Bu sorunla nasıl başa çıkılır?

Doğum Sonrası Cinsel İsteksizlik

Bebek sahibi olduktan sonra kadınların en çok karşılaştıkları sorunların başında cinsel isteksizlik geliyor. Bu sorun azımsanamayacak kadar çok çiftin yaşadığı bir problem. Mutlu bir evliliğin temellerinden biri olan sağlıklı bir cinsel yaşam, yaşanan hormonal değişikliklerle hem kadın hem erkek için ciddi sorunlara sebep olabiliyor. Central Hospital'dan Uzman Psikolog Aycan Bulut, yeni annelerin ve eşlerin doğum sonrası bu sorunla nasıl başa çıkabileceklerini anlatıyor.

Doğum sonrasında çoğu kadında özellikle emziren kadınlarda cinsel isteksizlik yaşanabilir. Emzirme sırasında yüksek miktarlarda salgılanan prolaktin adlı süt hormonu, cinsel isteği azaltıcı bir etkiye sahiptir.

Bu dönemde yüksek prolaktin etkisiyle yumurtalıklardan normalde salınan ve cinsellikte rol oynayan estrojen ve androjen hormonları baskılanır. Bu nedenle kadınlarda cinselliğe karşı soğuma gözlemlenir. Özellikle emzirme döneminde sorun yaşayan; sütü gelemeyen ya da sütü yararlı olmayan yeni annelerin psikolojik olarak kendilerini depresif ve mutsuz hissettikleri görülmektedir.

Bebeğini doyuramadığını düşünen bu anneler, sadece bebeklerinin kendilerinden süt emmelerine odaklanır. Böyle bir psikolojide olan annelere cinsellik konusunda baskı uygulamamak ve onları zorlamamak gerekmektedir.

Doğum sonrası cinsel isteksizlik normaldir ancak sürecin uzaması risk yaratır

Kadınlarda doğum sonrası cinsel isteksizliğin yaşanması normal olarak karşılanmakla birlikte, bu sürecin uzaması ciddi sorunlara sebep olabilir. Yapılan araştırmalarda doğumdan sonra kadınların yüzde 20′lik kısmında ilk üç ay boyunca cinsel isteklerinde azalma, yüzde 21′lik kısmında ise tamamen isteksizlik durumu yaşadıkları gözlemlenmiştir.

Doğum yapan kadınların yüzde 90'ında cinselliğe ilişkin bir endişe söz konusudur. Cinselliğe tekrar ne zaman başlanabileceği bu sorunlardan biridir. Cinselliğe doğumu izleyen 6. haftadan sonra başlanabilir. İlk başlarda vajende eskiye oranla bir kuruluk görülebilir. Bunun nedeni azalmış estrojen hormonudur.

İlişkiyi kolaylaştırmak için kayganlaştırıcı jeller kullanılabilir. Yine doğum sonrası ortaya çıkan problemlerden biri de, erkeğin kadından daha fazla cinsel istek içinde olmasıdır. Bu aşamada erkeklerin eşlerinin hormonal değişimleri hakkında bilgi sahibi olarak anlayışlı olması gerekmektedir.

Kadının kendi vücudundan memnuniyetsizliği de cinselliği olumsuz etkileyen önemli bir faktördür. Hamilelik sırasında alınan fazla kilolar kadının psikolojisini olumsuz etkiler. Böyle bir durumda doğumu izleyen 6. haftadan sonra ciddi bir egzersiz programı ve emzirmeyi takiben uygulanacak profesyonel diyetler yarar sağlayabilir.
Tüm zamanını bebeğine ayıran anneler, cinselliğe karşı ilgilerini kaybeder.

Kadınlardaki cinsel isteksizlik birkaç faktör tarafından tetiklenir. Zamanın çoğunu yeni doğan bebeği ile ilgilenerek geçiren yeni annelerin, bebeğin ihtiyaçları dışında başka şeylere karşı ilgileri oldukça azalır.

Bütün enerjilerini bebekleri için harcadıklarından, adaptasyon sürecinde hem fiziksel hem de zihinsel olarak yorulmanın görülmesi normaldir. Bebeklerinden geri kalan az zamanlarını da dinlenmek için harcamayı tercih ederler. Bu dinlenmelerde cinselliğe karşı ilginin azalmasına yol açar.

Lohusa döneminde cinsel birliktelik endişesi artabilir
Doğumdan sonraki ilk 40 gün boyunca lohusa adı verilen bir iyileşme dönemi geçirilir. Bu dönemde bazı hormonal dengesizlikler yaşanır. Ayrıca bu dönemde cinsel ilişkinin fiziksel olarak acı verebileceğini düşünülür. Kadınlar lohusa dönemlerinde fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak toparlanmaya çalışır. Özellikle lohusalık döneminde, yeni annelere bebek bakımında ve bebekli hayata adaptasyon konusunda destek olunması gerekir. Bu süre içinde eşlerin sabırlı olmaları ve birbirlerini desteklemeleri oldukça önemlidir.

Eşlerin ve aile büyüklerinin desteği önemli

Doğum sonrası dönemde eşlerin ve aile büyüklerinin anlayışlı olmaları, yeni annelerin annelikleri ile ilgili olumsuz eleştirilerde bulunmamaları gerekir. Ayrıca ev içinde gereğinden fazla kalabalık oluşturmamaları, yeni oluşan aileler için zaman tanımaları, bebek ile anne arasındaki ilişkiye çok müdahale etmemeleri gerekir.

Özellikle erkeklerin bu dönem içindeki eşlerinin tavır ve davranışlarını iyi gözlemlemeleri, doğum öncesi hayatları yavaş yavaş yeni hayatlarına adapte etmeye çalışmaları, bebeğin bakımında aktif olmaları gerekir.

Eşi tarafından desteklendiğini düşünen yeni anneler, eş ile olan ilişkilerinde zamanla eski haline dönüş sağlar. Olumsuz davranışların ve duyguların süresi ve şiddeti arttığında profesyonel yardım alınması gerekmektedir.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler