Karnımızın her iki yanında, yukarıdan aşağıya doğru uzanan kaslar "Rectus abdominis" olarak adlandırılır. İki taraflı olarak uzanan bu kasları bir arada tutan yapıya ise "Linea alba" denir. Gebelik sırasında (veya aşırı kilo alımı ile) karnın büyümesi ile bu bölge genişler ve çoğu gebede yapısal ve genetik faktörlerin de etkisiyle rektus abdominisin iki parçası birbirinden ayrılır. Gebelik sonrasında bazı kadınlarda karın bölgesi küçülse dahi bu iki parça kendiliğinden bir araya gelemez. Rectus abdominis kasları arasındaki mesafe; (göbek deliği hizasında) bazı çalışmalara göre 2,7 cm'yi, bazı çalışmalara göre ise 2 cm'yi geçtiğinde anormal olarak kabul edilir ve "Diastasis Recti" olarak adlandırılır.
Gizlenen sarkmalar
Özellikle karın kasları kasıldığında belirginleşen göbek deliğinin altında üstünde bir çukur hat şeklinde izlenen diastasis rectiye eşlik eden bir fıtıklaşma olursa, bu çukurdan nefes alıp verme sırasında bir taşma görüntüsü gözlenir. Birçok kadın bu görüntüden dolayı karnını gizleme ihtiyacı duyar.
Nedeni nedir?
Bu durumun en önemli nedeni ise; gebelikte karın kaslarının aşırı gerilmesi ve fazla kilo alımıdır. Çoğul gebelik, aşırı kilo alımı, genetik olarak zayıf kas yapısı, hamilelik sırasında ve öncesinde hiç spor egzersizi yapmamış olmak bu durumun ortaya çıkmasına katkıda bulunan faktörlerdir.
Bu kaslar arasındaki ayrılma genellikle hamileliğin ikinci döneminde başlar ve üçüncü dönemde neredeyse bütün hamilelerde görülür. Yapılan çalışmalar her iki rectus kası arasındaki mesafenin gebeliğin 14. haftasından itibaren artmaya başladığını ve doğuma kadar da artmaya devam ettiğini göstermektedir. Normale dönme sürecinin ise doğum sonrası 1. günde başladığı ve doğum sonrası 8. haftaya kadar devam ettiği belirlenmiştir. Bu süreden sonra ise iyileşme artık pek mümkün olmamaktadır.
Ne zaman ortaya çıkar?
Diastasis recti oldukça sıklıkla görülen bir durumdur. Gebeler, hamileliklerinin 3. döneminde yüzde 66-100 oranında bu durumla karşılaşırlar ve doğum sonrası %53 oranında da bu durum devam eder. Diastasis recti ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Çünkü karın ön duvar kasları; gövdenin ve kalça bölgesinin sabit tutularak desteklenmesinde, soluk alıp vermemizde ve pozisyonumuzu sağlamamızda görevlidir.
Eğer karın kaslarımız fonksiyonlarını düzgün olarak yerine getiremezse; ciddi kalça ve sırt ağrıları çekmemize, pozisyon ve duruş değişikliklerimizin olmasına ve omurgamızın daha kolay yaralanabilir hale gelmesine sebebiyet verebilirler.
Tedavisi mümkün ama ihmal ediliyor
Doğum sonrası çoğu kadının şikayetçi olduğu karın şeklinin gebelik öncesi haline dönememesinin sebeplerinden biri de bu klinik durumdur. Çeşitli tedavi alternatifleri önerilmesine rağmen, asıl tedavisi ancak cerrahi ile mümkün olmaktadır. Karın germe operasyonları sırasında veya sezaryen ile doğum yapılmışsa sezaryen kesisinden girilerek orta hat boyunca ayrılmış olan kaslar tekrar birbirlerine dikilerek düzeltme yapılabilir. Yine çeşitli pilates ve fizyoterapi egzersizleri de şikayetlerin azalmasında yardımcı olmaktadır ve cerrahiye alternatif olarak kullanılmaktadır.
Asıl tedavi ise bu durumun oluşmasını azaltmaya çalışmak ve önlem almaktır. Risk faktörü olan çok doğum yapmak, geç yaşta doğum yapmak, gebelikte çok kilo alımı gibi durumlardan kaçınmamız gerekir. Gebelik öncesinde ve gebelik süresince karın kaslarımızı kuvvetlendirecek egzersizler yapmak da bu durumun oluşmasını engellemekte önemlidir. Bu yüzden hekim olarak gebelerimize; gebelik eğitimlerine katılmaları, konu hakkında bilgilenerek bilinçli davranmaları ve gebelik egzersiz programlarına uymaları hususunda hassas davranmalarını tavsiye ederim .
Hepinize sağlıklı, mutlu bir gebelik ve yaşam dileklerimle.
Op. Dr. Ufuk YILMAZ