KADIN

Doğum yöntemleri nelerdir, nasıl ve ne zaman belirlenir?

İçerik devam ediyor
İçerik devam ediyor

Anne adaylarının en çok kafasını kurcalayan sorulardan biri de doğum yöntemleridir. Hamileliğin gidişatına göre belirlenen doğum yöntemlerinin ne zaman belli olacağı da en çok merak edilen konular arasında yer alır. Normal doğum yapabildiği halde sezaryen doğum yöntemini tercih eden anne adayları da vardır. Bu durumda hangisi seçmenin daha sağlıklı olacağına nasıl karar verilir? İşte Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. Banu Göker Özdemir'in anlatımıyla doğum yöntemleri ile ilgili merak edilenler...

İki türlü doğum yöntemi vardır. Bunlardan birincisi normal doğum adı verilen, vajinal yoldan yapılan normal doğumdur. İkincisi de bir operasyon olan sezaryen ile doğumdur.

Sezaryen doğum, normal yoldan dünyaya gelemeyecek bebekleri, anne karnından bir kesi yaparak operasyonla alma işlemidir.

Doğum yöntemleri kendi içlerinde de farklı gruplara ayrılabilirler. Normal doğumların, suda doğumlar ya da müdahaleli doğumlar gibi farklı yöntemleri olabilir. Müdahaleli doğum, bebeğin doğum kanalına sıkıştığı herhangi bir noktada bebeğin vakumlar ile müdahale edilerek alınmasıdır.

Annenin ağrısını hafifletmek ve doğumu kolaylaştırmak için yapılan suda doğum yöntemleri gibi şekiller bulunmaktadır. Hem sezaryen doğum, hem normal doğumda kullanılan bir yöntem epidural tekniktir. Bu yöntem normal doğumda, doğumun gidişatını etkileyen bir durum değildir. Epidural teknik sadece ağrıyı almak ile ilgili bir tekniktir.

Anneye uygulanan bir ağrıyı alma yöntemiyle epiduralli normal doğum olabilir. Sezaryen doğumda da uygulanabilir. Bu bir anestezi şeklidir. Anne, genel anestezi altında tamamen bayılarak bu operasyonu olabilir, ya da belden aşağı anesteziyle bu operasyonu geçirir.

DOĞUM YÖNTEMLERİNE NASIL KARAR VERİLİR? DOĞUM YÖNTEMİ NE ZAMAN BELLİ OLUR?

Doğum yöntemine karar verilmez, doğum zaten kendini gösterir. 37 ile 40. haftalar arasında belli olan doğum yönteminin sezaryen ya da normal doğum olup olmayacağına kimin karar vereceği ise tartışılan bir konudur.

Hekim olarak görüşüm, buna hekimin karar vermesi ve aileyle paylaşması gerekliliğidir. Her şey yolunda gidiyorsa normal doğum önerilmelidir. Normal doğuma engel oluşturulacak bir durum varsa, bunun aileyle paylaşılması, risklerinin anlatılması, nelerle karşılaşılacağı söylenmelidir.

Nihai kararı hastanın kendisi karar vermelidir. Hekim tarafından doğru bir bilgilendirme yapılıp, hekim ve hasta tarafından karar verilmesi gerekir. Ama yolunda gidecek bir normal doğumda da yanlış yönlendirmelerin yapılmaması lazımdır.

DOĞUM YÖNTEMİ KONUSUNDA SON KARARI KİM VERMELİDİR?

Doğum yöntemi konusunda son kararı, aileyle bütün bilgiler paylaşıldıktan sonra hekim vermelidir. Aslına bakarsanız son kararları bebek verir. Çünkü bir çok doğum normal doğum diye başlayıp, sonrasında sıkıntılı bir durum olursa, vakit kaybetmeden sezaryene dönmek gerekebilir.

Genel tıbbi ve etik bilgilerimiz doğrultusunda, her şey yolunda gidiyorsa öncelikle hastaya normal doğum önerilmeli, normal doğumda karşılaşılacak sıkıntılar anlatılmalı, normal doğum olamayacak bir durum varsa sezaryen operasyonu önerilmeli ve bu operasyonun da ayrıntılarıyla anlatılması gerekmektedir.

Hekim normal doğumu önerdiği halde, anne kendi isteğiyle sezaryen istiyorsa, bu da dünyada ve ülkemizde tartışmalı bir konudur. Bir anne adayı normal doğum yapmaktan çok korkuyorsa ve büyük endişeleri varsa, bu konuda da ısrar edilmemeli, doğru bilgilendirmeli, ondan sonra hala sezaryen istiyorsa bu konuda kendisine yardımcı olunmalıdır.

DOĞUM YÖNTEMİNE KARAR VERİLİRKEN NELERE DİKKAT ETMEK GEREKİR?

Doğum yöntemine karar verirken, doğumu takip eden hekimin bebeğin özelliklerini ve annenin özelliklerini çok iyi bir şekilde göz önünde bulundurması lazımdır. Bebeğin kilosu, su durumu ve baş pozisyonunun normal doğuma uygun olup olmadığına karar verilmelidir. Bebeğin anne karnında iyilik hali denilen bir durumda olması lazımdır ki, normal doğum esnasındaki kasılmalarla doğum eylemini kaldırsın. Bütün bunlarda olumluluk varsa, sonrasında annenin durumuna bakılmalıdır.

Annenin genel sağlık durumunun normal doğuma uygunluğu, annenin çatısının doğuma elverişliliğine karar vermek gerekir ve bunun için bir takım muayene yöntemleri vardır.

Çatı tek başına bir faktör değildir. Dar bir çatı olabilir ama ufak bir bebekse sorun olmaz. Ya da bebeğin kilosu ve annenin çatısı uygun olsa bile, bebek doğum kanalına düzgün pozisyonda girememiş olabilir. Dolayısıyla bunları ayrı ayrı değerlendirmek yerine, son haftalarda baş - çatı uyumuna bakıp karar vermek lazımdır.

Bu faktörlerin dışında doğum şekline karar vermek için, annenin de normal doğum konusunda istekli olması gereklidir.

Normal doğumu engelleyecek, bebeğin iri olması, annenin sağlık durumunun uygun olmaması, çatının dar olması gibi durumlar varsa o zaman sezaryen planlanabilir.

Normal doğum olarak başlayan bir doğum, normal olarak devam edecek diye bir kural yoktur. Doğum eylemi esnasında, bebek doğum kanalında sıkışıyorsa ya da bu süreçte bebeğe giden oksijen miktarında azalma oluyorsa, normal doğum konusunda ısrar etmeyip sezaryene dönmek bir seçenek olabilir.

HANGİ DURUMLARDA NORMAL DOĞUM GERÇEKLEŞTİRİLEMEZ?

Bunun için kabul görmüş belirli bir takım kurallar vardır. Bebek iriliği önemli bir faktördür. Doğum ağırlığı gebeliğe bağlı şekeri olan annelerde 4000 gramın üstüne, gebeliğe bağlı şekeri olmayan annelerde 4500 gramın üzerine çıktığında buna iri bebek denir.

Sadece bebeğin ağırlığı önemli değildir, bebekle annenin çatısının uyumu da önemlidir. Bunun dışında baş gelişi olmayan, yan ya da makat gelişi dediğimiz doğumlarda da normal doğum önerilmez. Bebeğin sağlığı açısından sezaryen ile doğumlar önerilir.

Bebeğin eşi dediğimiz plasentanın rahim ağzının önünde durduğu ve normal doğum esnasında kanamayla ilgili ciddi sıkıntılar yaratabileceği durumlarda da normal doğum önerilmez.

Rahimle ilgili geçirilmiş cerrahi operasyonlar sonrasında normal doğumla ilgili sıkıntı olabileceğinden bu hastalara sezaryen önerilir.

Bunlardan farklı olarak, ""Geçirilmiş sezaryen cerrahisi sonrasında gelecek doğum normal gerçekleştirilemez mi?"" şeklinde sorular sorulmaktadır. Bu sorunun cevabı 15-20 yıl önce sezaryen olmalıdır şeklindeydi. Fakat günümüzde bununla ilgili düşünceler ve görüşler değişmektedir. Sezaryen sonrası bir takım kriterlere uyuluyorsa normal doğum denenebilir.

Eğer bebekte ani gelişen bir fetal sıkıntı hali varsa, sezaryen bu dönemde hayat kurtarıcı bir operasyondur.

NORMAL DOĞUM VE SEZARYEN SONRASI SÜRECİN FARKLARI NELERDİR?

Normal doğum adı üstünde olduğu gibi normal olarak gelişen doğal bir doğumdur. Tabii ki kadın vücudu doğumdan sonra toparlanmaya çok daha hazır olur.

Normal doğum bir operasyon değildir. Gerekli olduğu durumlarda yapılan vajinaya uygulanan bir kesi haricinde, vücutta herhangi bir kesi olmaz. Dolayısıyla o kesiğin iyileşmesi de 3-5 gün gibi bir süre alır. Hastanın günlük işlerini yapmaya başlaması bu süre zarfında olur.

Sezaryen bir ameliyattır. Dolayısıyla, vücut katlarında kesi yapıldığı ve tek tek dikildiği için, doğum sonrası toparlanma süreci çok daha uzundur. Öncelikle bu dikişlerin iyileşmesi gerekir. Ardından hastanın aldığı anestezi ve geçirdiği cerrahi müdahale sonucu bağırsaklarının toparlanması gerekir. Sezaryen operasyonundan sonra yaklaşık 1-2 haftalık süre sonrasında hasta normal hayatına dönebilir.

Burada en önemli nokta emzirmektir. Normal bir operasyon olduğunuzda yatıp dinlenebilirsiniz, ama sezaryen işleminden sonra karında bir kesik olduğu için emzirme işleminde zorlanabilirsiniz. Çok ciddi bir sıkıntı yoksa normal doğumda böyle bir durum yaşanmaz.

NORMAL DOĞUM ÖNERİLDİĞİ HALDE ANNE SEZARYEN İSTİYORSA NE YAPILMALIDIR?

Bu konu hem Türkiye'de hem de tüm dünyada çok yaygın olarak tartışılan bir konudur. Burada en önemlisi hekimin vicdani olarak nasıl bir karar aldığıyla alakalıdır.

Bu konuyla ilgili kanuni bir yaptırım yoktur. Anne adayı eğer sezaryen olmak isterse, o hasta zorla normal doğuma yönlendirilemez, hastanın bunu isteme hakkı vardır.

Hekimler farklı görüşlerde bulunabilirler. Bu yaklaşımlar hekimlerden çok kültürel farklılıklar göstermektedir. Avrupa ve Amerika ülkelerinde hekimler buna çok sıcak bakmazken, anne istiyorsa sıcak bakmadığı halde operasyon gerçekleştirilir.

Ülkemizde anne isteğiyle sezaryene sıcak bakılmaktadır. Bu konuyla ilgili Türkiye'de yapılan bir çalışmada, kendisi ya da eşi kadın doğumcu olan kişilere bu konuyla ilgili görüşleri sorulmuş ve çok büyük bir kısmının anne isteğiyle sezaryen yaptığı ortaya konulmuştur.

DÜNYADA DOĞUM YÖNTEMLERİYLE İLGİLİ SON DURUM NEDİR?

Dünyada doğum yöntemleriyle ilgili son durum, bölgesel ve kültürel çevreler açısından farklılık göstermektedir. Sezaryen ve normal doğum oranlarıyla ilgili istatistiksel grafikler çıkartıldığında, inişler ve çıkışlar olduğunu görmekteyiz. 20-30 yıl öncesinde sezaryen oranlarının çok düşük olduğu ABD'de, son yıllarda sezaryen oranı artma eğilimi göstermiştir.

ABD ve Avrupa, bu konuyla ilgili önlemler alıp sezaryen oranlarını aşağı çekmeye çalışmışlardır. Dolayısıyla sonrasında gündeme gelen eski sezaryenli hastaların tekrar doğuma teşvik edilmesiyle bu rakam aşağı doğru çekilmeye başlanmıştır.

Ülkemizde rakamlar üniversite hastaneleri, devlet hastaneleri ve özel hastanelerde değişiklik göstermektedir. Devlet hastanelerinde normal doğum oranları biraz daha yüksekken, üniversite hastanelerinde biraz daha sezaryen oranı yüksektir. Özel hastanelerde yüzde 50 civarında sezaryen yapıldığı yönünde oranlar gelmektedir.

Normal doğumu teşvik etmek için bir çok farklı yöntemler gündeme gelmektedir. Epiduralli ağrısız doğum, suda doğum denilen hastaların ağrısını azaltmaya yönelik doğumlar önerilmektedir. Ebelerin bu konuda aktif bir şekilde rol alması, kadın doğum hekimlerini rahatlatan bir durumdur. Tecrübeli ebelerin aktif olarak doğuma katılmasıyla bu oranlar arttırılabilir.

SEZARYEN DOĞUMDAN SONRA NORMAL DOĞUM YAPILIR MI?

Sezaryen doğumdan sonra normal doğum yapılabilir. Bu konuyla ilgili mevcut bilgilerimiz çok daha katıydı. Fakat sonradan yapılan çalışmalar ve tecrübelerden sonra gelen rakamlar, konuyla ilgili çok da fazla korkulacak bir durum olmadığını göstermektedir.

Tüm doğumları ele alırsak, sezaryen sonrası normal doğumlarda binde 2-7 arasında eski sezaryen yerinden yırtılma olabilir. Dolayısıyla bu anne için de bebek için de oldukça tehlikeli bir durumdur.

Normal doğuma karar verildiğinde bunun bir takım kriterleri vardır. Hem annenin hem de bebeğin bu kriterlere uygun koşulları sağlaması gereklidir ki bu doğum gerçekleştirilebilsin.

Birinci koşul, sezaryenden sonra mutlaka 2 yıl geçmiş olması gerekmektedir. İkincisi, aşağı insizyon adı verilen yeni bir teknikle gerçekleştirilmiş olması gerekir.

Bir diğer koşul, sezaryen dışında başka bir rahim ameliyatının yapılmamış olmasıdır. Dördüncü koşul, normal doğumu karşılayabilecek şartların taşınması gerekliliğidir.

Beşinci koşul ise, normal doğum denenecek hastanenin mutlaka tam teşekküllü, eğer acil bir durum olursa çok çabuk ameliyathanede sezaryene geçilebilecek bir hastane olması gerekmektedir.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler