KIRKLARELİ (AA) - UFUK ERTOP - Kırklareli Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. İbrahim Halil Üney, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele sürecinde yaşadıklarını Anadolu Ajansı ekibine anlattı.
Kırklareli'nde Kovid-19 ile mücadelede ön saflarda yer alan sağlık personelinden biri olan Dr. Üney, mart ayında başladıkları koronavirüs ile mücadelelerinde hastalığa yakalananları tedavi edebilmek için büyük çaba gösterdiklerini söyledi.
Birçok koronavirüs hastasının tedavinin ardından taburcu edildiğini, bazılarının ise yoğun bakımda tedaviye cevap vermeyerek hayatını kaybettiğini anlatan Üney, bu durumun kendilerini çok üzdüğünü dile getirdi.
Üney, koronavirüsün hafife alınacak bir hastalık olmadığını belirterek, vatandaşların rehavete kapılması sonucu ülke genelinde vakaların arttığına dikkati çekti.
Hasta sayısının artmasından kaygı duyduklarını ifade eden Üney, "Vatandaşlarımızın kesinlikle tedbirleri elden bırakmaması gerektiğini düşünüyoruz çünkü ufak bir yanlış, ufak bir hata beraberinde çok ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Bu hastalık sadece solum yollarını, akciğerlerini tutmuyor. Bedenen hastalarımızda etkilerini gördüğümüz gibi ruhen de etkilendiklerini görüyoruz." dedi.
Hastaların sordukları bazı sorular karşısında çaresiz kaldıklarını anlatan Üney, şöyle devam etti:
"Hastalarımız yoğun bakıma yatma sürecinde akıllarında hep aynı soru var 'Hocam ben yaşayacak mıyım?', 'Hocam ölecek miyim?', 'İyi olacak mıyım, yoğun bakımdan çıkabilecek miyim?' diye gerçekten bizim de çaresiz kaldığımız soruları soruyorlar. Ya da geride kalan çocuklarına kimin bakacağını soruyorlar. Gerçekten içimizi acıtan, cevabını veremediğimiz soruları soruyorlar. Bu bizim en çok zorlandığımız konuların başında geliyor."
- "Babasının ölümünden kendisini sorumlu tuttu"
Genç bir kişi ile anne ve babasını Kovid-19 teşhisiyle hastaneye yatırdıklarını, 10 gün sonra babanın hayatını kaybettiğini belirten Üney, "Tabi bu haberi genç kardeşimize veremedik, onun da durumu çok iyi değil. İyileştikten sonra bu haberi üzülerek verdik. İki ay sonra hastamızı kontrole aldığımızda poliklinikte hastamız ağlayarak 'Hocam acaba babamı öldüren virüsü eve ben mi getirdim, benim yüzümden mi babamı kaybettik?' dedi. Babasının ölümünden kendisini sorumlu tuttu. Hastamız ömür boyu aklında bu soruyla yaşayacak." ifadelerini kullandı.
Üney, düğünlerde ve sosyal etkinliklerdeki görüntülerden, olayın vehametinin yeterince anlaşılmadığını düşündüklerini dile getirdi.
"Bir hafta önce koluna maskeyi takanların şimdi solunum cihazına bağlandığını görünce üzülüyoruz. 'Keşke o kalabalığa girmeseydim' diyen hastalarımızın sesini herkesin duymasını istiyoruz." diyen Üney, hergün koruyucu ekipmanlarını giyerek hastaları ziyaret ettiklerini, iyileşenleri evlerine gönderdiklerinde mutlu olduklarını söyledi.
Üney, "Tabi bu arada genel durumu kötüleşerek yoğun bakıma kaldırdığımız, solunum cihazına bağladığımız hastalarımız oluyor. Bunlar gerçekten bizi üzüyor. Bir gün önce konuştuğumuz, güldüğümüz, karşılıklı sohbet ettiğimiz hastaların bir gün sonra yoğun bakımda solunum cihazında uyuyor haliyle görünce üzülüyoruz." diye konuştu.
Sağlık çalışanları olarak işlerinin gereğini yerine getirdiklerini, övgü ve tebrik beklemediklerini vurgulayan Dr. Üney, sözlerini şöyle tamamladı:
"İnsanların sakin olmalarını, hakaret etmemelerini, şiddet göstermemesini istiyoruz. Hala pandemi döneminde bile sağlık çalışanları şiddete uğruyor. Hakaretler, tehditler savruluyor. Bizim istediğimiz insanlardan sadece biraz daha sakin olmaları."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz