Adı Michael Burry olan bu hedge fon yöneticisi son dönemde ABD basınının gündemini meşgul ediyor. Bloomberg haber ajansı, Burry’nin hayatını anlatan Michael Lewis’in “The Big Short (Beklenmedik Başarı)” adlı kitabına geniş yer ayırırken, Huffington Post da bu genç yatırımcının hayat hikayesini anlatan bir yazı yayımladı. Burry, ayrıca New York Times gazetesinin sayfalarında da kendine yer buldu.
Burry’yi ABD kamuoyunun gündemine oturtan en önemli özelliği ise krizden önce bulduğu ve kendisini milyarder yapan dahiyane yatırım formülü.
Amerikalı milyarderin hikayesi esasında trajik bir olayla başladı. 1996 yılında henüz 24 yaşında babasını kaybeden Burry, bu tarihten sonra ailesinin bütün finansal işlerini üstlendi.
Burry, Stanford Hastanesi’nde nöroloji bölümünde asistanlığını yaparken mesai saatlerinin dışında bir yatırım blogu yazmaya başladı. “valuestocks.net” yani “Değerli Hisseler” adını taşıyan blogunun gördüğü ilgi, genç doktoru meslek değiştirmeye itti. Sonunda da Burry, Scion Capital adlı bir hedge fon kurdu.
Sosyal hayatta, çevresinde bulunan insanlarla iletişime geçebilmesine engel yaratan Asperger sendromundan muzdarip olan Burry, zamanının çoğunu ofiste tek başına oturup, hangi hisseye yatırım yapmanın mantıklı bir tercih olacağını düşünerek geçiriyor. Yönettiği hedge fonun yüzde 242 büyümesini sağlayanların başında da Burry’nin bu özellikleri geliyor.
SİHİRLİ FORMÜL
Acemi fon yöneticisinin aldığı yatırım kararları, ilk etapta Forbes dergisine alay malzemesi bile oldu. Derginin köşe yazarı John Bogle, 2001 yılında yazdığı bir makalede Burry’nin fiyatların ikiye katlanacağı düşüncesiyle parasını emlak hissesine yatırdığını alaycı bir dille anlatmıştı. O dönemde emlak fiyatlarının yükselmesi olasılığı bir kenara Amerikan ekonomisi resesyondan çıkmaya çalışıyordu.
İlerleyen dönemde hem Amerikan ekonomisinin toparlanması hem de düşük faiz uygulamasıyla emlak sektöründe adeta bir altın çağ yaşaması başlaması, Burry’nin de haklılığını ortaya koydu.
Ancak Burry’yi milyarder yapan belki de ilk kârını elde ettiği emlak sektörünün çöküşü oldu. Çünkü Burry, konut balonu sürecinde, riskli mortgage kredilerini sigortalama fikrini ortaya attı.
Burry, 2005 yılının başlarında, yani konut balonu henüz şişmeye başlamadan önce, Wall Street’teki yedi bankayı uyardı ancak bunlardan beşi “bu fikrin ne anlama geldiğini bile anlamayarak”, mortgage kredileri için risk primleri (CDS) fikrine sıcak bakmadı.
Fikirle ilgilenenlerse ise Alman Deutsche Bank ve ABD’li Goldman Sachs oldu. Wall Street’in diğer dev bankalarının 2005’te yüzüne bile bakmadığı işte bu CDS’ler üç yıl içinde trilyon dolarlık bir pazara dönüştü.
YATIRIMCILARINA DA KAZANDIRDI
Burry, ilk anlaşmasını 19 Mayıs 2005’te, Deutsche Bank’tan 60 milyon dolarlık CDS alarak yaptı.
Yatırımcının riskli mortgage sigortalama işi büyüdükçe, yatırımcıları Burry’e güvenmemeye başladı ve paralarını çekti. Scion Capital ile yollarını devam ettiren yatırımcılar ise küresel mali kriz sürecinde ellerindeki CDS’lerin değerinin iki katından fazlasına çıkmasıyla büyük paralar kazandı.
Lewis, “1 Kasım 2000’den başlamak üzere 30 Haziran 2008’e kadar Scion Capital danışmanlığında yatırım yapanlar, ücretler ve harcamaların haricinde kazançlarını yüzde 489.34 oranında arttırdı. Bu dönemde S&P 500 sadece yüzde 2’lik bir kazanç getirdi” diyor.