YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Doktorluktan yazarlığa

Mersin Devlet Hastanesi Eski Başhekimi Uzman Dr. Yılmaz Aksoy’un yaşamı boyunca yazmış olduğu buram...

Doktorluktan yazarlığa

Mersin Devlet Hastanesi Eski Başhekimi Uzman Dr. Yılmaz Aksoy’un yaşamı boyunca yazmış olduğu buram, buram Öz Türkçe kokan Şiir Kitabı geçtiğimiz günlerde İçel sanat Kulübünde düzenlenen imza günü ile kamuoyuna tanıtıldı.

1949 yılında ŞanlıUrfa ilimizin Halfeti İlçesi Cibin Köyünde doğan ve çiftçi bir ailenin çocuğu olan Yılmaz Aksoy, Babası Müslüm Aksoy ve Kız Kardeşi Şükran Aksoy’dan ayrı bir feyz ve şevk alan Doktor Yılmaz Aksoy, şiirlerini anlaşılabilir bir Türkçe ve akıcı bir dille kaleme almış.

Doktor Aksoy’un şiir kitabının dışında çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanmış eserleri bulunuyor.

Bizi kırmayan, Mersin’imizin en iyi doktorlarından; ve son zamanlarda da adını, Siyah Gülün Gelinleri isimli şiir kitabı ile duyuran, Mersin Devlet Hastanesi Cildiye Uzmanı Doktor Yılmaz Aksoy ile gerçekleştirdik.

Bize, oldukça uzun bir zaman ayıran; ve bizi, vermiş olduğu değerli bilgileri ile onore eden Yılmaz Aksoy’a teşekkürlerimizi ve saygılarımızı sunuyoruz.

Dr. Yılmaz Aksoy kimdir. 15 Kasım 1949'da Urfa’nın Halfeti Kazasının Tilaze Köyünde Fırat Nehrinin hemen kıyısında bir evde doğdum. Babam Müslüm Aksoy 1946 Yılı Malatya Akçadağ köy Enstitüsü mezunu bir ilk okul öğretmenidir. Doğduğum Köy de babamın ilk görev yeridir. Ayrıca o köye atanan ilk öğretmendir. Annem okuma yazma bilmez. İlk okula Babamın köyü olan Urfa ili Halfeti ilçesinin CİBİN (Saylakkaya) köyünde başladım. 1959 yılı Eylül Ayında Gaziantep’e göç ettik. İlk okulu Gaziantep Yavuzlar İlk okulunda bitirdim. Orta okul ve liseyi Gaziantep Liesinde İftiharla bitirerek 1966 yılı Haziran ayında Mezun oldum. Aynı yıl yapılan Üniversite imtihanını O zaman 6 tercih hakkını Asil listeden Kazandım. İstanbul Tıp Fakültesini de kazanmama rağmen Yurt Kolay bulurum diye ve Memleketim Gaziantep’e yakın diye ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİNE kaydoldum. 1972 Yılı 9 Eylülünde mezun oldum. Burslu olduğum için 17 Ekim Erzurum ili Olur ilçesi merkez sağlık ocağında işe başladım, 2 yıl burda, 1 yıl Giresun merkez sağlık ocağında, 1,5 yıl kadar da Ankara’nın güdül ilçesi sağlık merkezi hekimliği yaptıktan sonra Mecburi hizmetimi tamamladım. 1976 yılına askerliğimi 4 ay kısa dönem olarak Ankara’da Hava Kuvvetleri Komutanlığında doktor olarak yaptım. 1976 Yılı sonunda Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cildiye kliniğinde Uzmanlık için girerek, 10 Ekim 1980 tarinde uzman oldum. 1981 yılı 31 Mart tarihinde Mersin Devlet Hastanesi Cildiye Kliniğinde işe başladım. 1987 – 1990 Yılları içel Sağlık Müdürlüğü, 2001 – 2004 yıllarında iki kez Mersin Devlet Hastanesi Başhekimliği Görevlerinde bulundum. Ayrıca 1983 _ 2001 yılları arasında aralıklı olarak başhekim yardımcılığı yaptım. Halen Aynı hastanede Cildiye Uzmanı olarak çalışıyorum.

2) Mersin Devlet Hastanesi’ hakkında Mersin’liler ile paylaşmak istediğiniz düşünce; ve görüşleriniz nelerdir?

MERSİN DEVLET HASTANESİ HAKKINDA; Mersin devlet hastanesi 500 yatak kapasitesiyle Mersin’in en çok yatak kapasitesine sahip bir hastanedir. Bir ara ben Başhekim iken hastaneyi 800 yatak kapasitesine çıkarmıştım. Ayrıca yetişmiş uzman kadrosuyla, Açık kalp ameliyatı dahil her türlü ameliyatın ve tedavinin yapıldığı bir hastanedir. Ortalama günde 50 Ameliyat yapılmakta, 4000 – 5000 bin poliklinik muayenesi yapılmaktadır. Çalışanlarla birlikte, Bir de refatçileri sayarsak Bir kasaba nüfusu kadar (10.000 – 12.000) insan hergün hastaneye girip çıkmakta dertlerine derman Bulmaktadırlar. Her bölümden uzman hekim bulunmakta ve her türlü laboratuvar tetkiki yapılabilmektedir

3) Mersin Devlet Hastanesi’nde Baş Hekim’lik yaptığınız günler Sizin için özel günler miydi?

MERSİN DEVLET HASTANESİNDE BAŞHEKİMLİK yaptığım günler tabi ki benim için çok özel günlerdi. Ama aslında benden daha çok Mersin Devlet hastanesi ve halkımız için çok özel günler oldu. Neden mi? Yazdığım herşey kayıtlarla ispatlıdır. İnanmıyan gider inceler.

Ben 11 Temmuz 2001 tarihinde Başhekimlik görevine başladım. Yandaki binamızın sadec 1. ve 2. katlarının Ana binaya bitişik olan dörtte bir kısmı dernek vasıtasiyle valilik onayıyla yapılmış ve kullanılıyordu. Ben 3 Trilyonun üstünde ödenek alarak. 1 Ocak 2002'de şimdi Acil servisin de bulunduğu 7 Katlı binayı bitirdim. Para sıkıntısı çekildiği için 30'un üstünde çoğu bire bir özel dost ve arkadaşlarımdan o zamanki paraya göre 6,5 Milyar (10 yatak takımı bedeli) Eşya bağışı yapan hayırsever dostlarıma Döşettim. Bu bağış işini yaparken iftiraya uğramamak için hiç paraya dokunmadım. Yatak takımı, büro tipi buz dolabı, 37 ekran Tv, Çek yat benzeri şekilde eşya kabul ettim. Hatta ben ve Eşim Avukat Neriman Aksoy Rahmetli oğlum, MÜSLÜM BURAK AKSOY’un anısına bir oda döşettik. Yanlış hatırlamıyorsam 4 – 5 Nisan 2002 tarihinde binayı hizmete açtım. Düşünün 6 aydan az bir zamanda senelerdir bitirilemeyen, Sürüncemede kalan 7 Katlı binayı bitirdim ve içini de devletten kuruş çıkmadan bağışlarla özel dostlarıma döşettim. Bunlar anlatan pirinçten bir levha yazdırıp altına da Başhekim Dr. Yılmaz Aksoy yazdırdım. Mersin Valisi Akif Tığ bey açılışı yaptı ve bana takdirname verdi. Ancak, Değişen siyasi iktidarın ilk işi beni görevden almak oldu. Yeni gelen başhekimin ilk işi de o pirinç levhayı kaldırmak oldu. Böylece hiç bir iyilik karşılıksız kalmaz sözü gerçek oldu. Ancak Tanrım ve olayları takip eden Mersin halkı herşeyi biliyor. Bu sadece yapılanların bir kısmı şimdi sayıp dökmeye gerek yok. O zaman Mersin Üniversitesi Rektörü olan Prof. Dr. Uğur Oral bey. Sen hastaneyi bizim tıp fakültesi hastanesi seviyesine getirdin dedi bizzat bana.

4) Mersin Aile Hekimi Uygulaması hakkında düşünce ve görüşleriniz neler?

Aile Hekimliği uygulaması konusunda bir şey söylemek için henüz erken. Çıkan sorunların zaman içinde düzeleceğini Düşünüyorum.

5) Mersin Devlet Hastanesi Cildiye Polikliniği’ne, insanlar en çok hangi şikayetlerle geliyor? Bu şikayetlerin en etkin tedavi yöntemleri nelerdir?

MERSİN DEVLET HASTANESİ CİLDİYE KLİNİĞİNE; En çok başvurulan hastalıklar. 1- Ekzamalar 2- Türkçe kurdeşen dediğimiz Ürtiker 3- Mantar hastalıkları 4- Güneş Yanıkları ve Güneşe karşı Allerjiler 5- Akne dediğimiz Ergenlik sivilceleri 6- Saç dökülmeleri 7- Sedef hastalığı 8- Tarlada çalışırken bitkilerin ve böceklerin teması ile olan allerjik hastalıklar 9- Mikrobik ve bulaşıcı yaralar ve kan çıbanları olarak özetleyebiliriz. Bu hastalıklar nerdeyse cilt hastalıklarının tümünü kapsıyor. Bunların tümünün tedavi yöntemlerini şimdi yazmak uzun sürer. İsterseniz ben önce aşağıda sorduğunuz hastalıklar konusunu söyleyim. Öbürlerinden başka söyleşilerde bahsederiz.

6) Yaz aylarının Mersin sıcakları ile bütünleşeceği günler kapıda, güneş yanıkları için ne gibi önlemler alınmalı; ve güneş yanığı problemlerinde ilk olarak hangi güneş lekesi tedavi yöntemlerinden faydalanmamızı önerirsiniz?

Güneş İnsan ve hayat için vazgeçilmez bir hayat kaynağıdır, Ancak güneşlenirken dozunu kaçırırsanız, Kısa vadede yanıklarla tatilinizi zehir eder, uzun senelerce güneşe maruz insanlarda deri kanserleri, Deri yaşlanması başta olmak üzere birçok hastalığa yol açar. Yüzde vücutta lekelere sebeb olur. En önemli tedbir Güneş banyosuna 5 – 10 dakika ile başlanmalı

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler