ANKARA (İHA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, dokunulmazlıkların biran önce kaldırılmasını isteyerek, AK Parti'ye mesaj gönderdi. Baykal, "Sizin ne kadar yakın arkadaşınız olursa olsun, sizin ne kadar değer verdiğiniz olursa olsun, ister bakanınız ister genel başkanınız olsun, eğer milletvekili olduğu için kendisini kurtarabiliyor ise bu yükü Meclise yüklemeye hakkınız yok demektir" dedi.
CHP Grubu bugün TBMM'de toplandı. Genel Başkan Deniz Baykal, parti grubunda yaptığı konuşmada, CHP'nin Anayasa'nın değiştirilmesi konusunda iyi bir sınav verdiğini ve önemli bir katkı sağladığını söyledi.
Anayasa'nın demokratikleşmesi, insan haklarına yönelik düzenlemeler yapılmasının önemli olduğunu vurgulayan Baykal, dün yapılan değişikliklerin de bu anlamda çok önemli olduğunun altını çizdi. Kimsenin siyasi anlamda ömür boyu siyasi yasaklı olamayacağını kaydeden Baykal, "Bu değişiklik Anayasamızın daha demokratik insan haklarına saygılı bir nitelik kazanmasına yardımcı olmuştur. Bu bizim temel sorumluluğumuzdur" dedi.
Seçimlerde bu konuda verilen sözlerin yerine getirildiğine işaret eden Baykal, "İnsanlar bazen siyasal suçlar işleyebilirler. Bu suçlarla ilgili yargı organları karar verebilir bu yargının gereği yerine getirilir. Bu o andaki yasal düzenlemenin bir icabıdır. Ama belli bir noktada bir vatandaş siyasal suç işledi diye ömür boyu siyaset yapma hakkından yoksun bırakılamaz. Bırakılmamalıdır, bırakılması uygun değildir demokratik değildir, uygun değildir" ifadelerini kullandı.
"ADNAN MENDERES VE DENİZ GEZMİŞ ASILMAZLARDI" Siyasal suçların zaman içinde değiştiğini söyleyen Baykal, bir noktada siyaseten suç sayılan bir eylemin, bir davranışın, zaman içinde değişen siyaset ortamı içinde suç olarak görülmeyebileceğine işaret ederek, siyasetin bir değişmeyi de beraberinde getirdiğini vurguladı. Baykal, bu konuda Türkiye Komünist Partisi'ni de örnek göstererek, "Bir Deniz Gezmiş'in idamla sonuçlanan siyasi yargılanmasının bugünkü siyaset anlayışımız içinde, bugünkü hukuk anlayışımız içinde ne kadar farklı bir değrelendirilmeye tabii tutulacağı açık değil midir. 1960 ihtilalinden sonra idam edilen o dönemin siyasetçilerinin Adnan Menderes'in, Fatin Rüştü Zorlu'nun yaşamış olsalardı bugün Türkiye'de algılanış biçimlerinin, değerlendiriliş biçimlerinin ne kadar farklı farklı olacağı açık değil midir. Düşününüz TKP bu seçimlerde seçime katıldı. Bir Komünist Partisi son seçimlerde yerini aldı ve seçime katıldı. Ama geçmişte TKP'de siyaset yaptığı için mahkum olan inanların bir kısmı siyasi hak yoksunu oldukları için milletvekili adayı olamadılar. Bunda bir akıl var mı mantık var mı? Bu doğru değildir. Bunun değiştirilmesi gerekli. Seçimlerden önce söyledik. Ve şimdi Parlamento açıldı ve bu konu öncelikli gündeme geldi ve bu konuda CHP parlak bir sınav verdi. Bu bizim doğrudan yararlanmayı düşünmediğimiz bir konu değildir. Böyle bir düzenlemeden aramızda yararlanacak bir tek kişi yok. Ama bu ilke olarak gereken bir düzenlemeydi. Biz buna inanıyoruz. CHP rakibinin yararlanacağı açık bir düzenlemeyi hiçbir tereddüt düzenlemeden inançla harekete geçti. CHP'nin kararlı tutumu, net siyasi tercihi eğer ortada olmasaydı TBMM bu siyasi kompozisyonuna rağmen bu Anayasa değiştirilmesinde güçlükle karşı karşıya kalırdı" diye konuştu.
SIRA DOKUNULMAZLIKLARDA Baykal açıklamalarında CHP'nin verdiği sözü tuttuğunu, şimdi sıranın AK Parti ve 58. Hükümet'te olduğunu belirterek, en önemli değişikliğin dokunulmazlıkların kaldırılması olduğuna işaret etti. Bu konuda iktidar partisinin gerekli adımları atması gerektiğinin altını çizen Baykal, bugün Anayasa'nın değiştirilmesi konusunda bir referandum yapılsa ve bir maddesinin değiştirileceği söylense, halkın bunun için milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin madde için 'kabul' oyu vereceğine inandığını söyledi. Halkın gerçek talebinin milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması olduğuna işaret eden Baykal, Türkiye'de hukukun önündeki en büyük engelin milletvekili dokunulmazlığı olduğunu ifade etti. Baykal, bu konuda seçimden önce vaatlerin de verildiğine dikkat çekerek, aynı sözün AK Parti ve CHP tarafından da verildiğini hatırlattı ve şöyle konuştu: "Öyle anlıyorum ki AK Parti yönetimi 76 ve 78. maddelerin ele alınma sını öncelikli konu olarak düşünmektedirler. 76 ve 78'i geçiştirmek, değiştirmek engellemek için dokunulmazlığı öne çıkarıyor değiliz. Hem onu yapalım hem bunu yapalım diyoruz. Şimdi dokunulmazlığı ele almayacak mıyız? Dokunulmazlığın ele alınması gerekmiyor mu? Bu konuyu görmezden gelmek mümkün mü? Şu anda biz görevimizi yaptık onlardan görevlerini yapmalarını bekliyoruz. Onlar borçlarını ödeyecekler. Halka borçlarını ödeyecekler. Dokunulmazlığı kaldıracağız kaldırmalıyız" dedi.
FADIL AKGÜNDÜZ TBMM'DEN KARTAL CEZAEVİNE TRANSFER EDİLDİ
Dokunulmazlığın kaldırılmasının ne anlama geldiğinin Siirt'teki seçimlerin iptal edilmesi sonucunda Fadıl Akgündüz'ün Kartal Cezaevi'ne konulmasıyla daha da iyi bir şekilde ortaya çıktığını kaydeden Baykal, "İşte dokunulmazlık bunun için kaldırılmalıdır diyoruz" diye konuştu. Akgündüz'ün TBMMM'den Kartal Cezaevi'ne transfer edildiğini belirten Baykal, dokunulmazlıkların kaldırılması halinde başka transferlerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini de sordu. Baykal, "Yani bugün TBMM'de yer almış bazı insanlar, Yüksek Seçim Kurulu böyle bir iptal kararı almadığı için cezaevine girmiyorlar gibi bir durumu TBMM'ye yakıştırabilir miyiz. Bunu değiştirmeliyiz. Biran önce bunu yapmalıyız. Hiçbir kişiyi cezavinden alıkoymanın önemi TBMM'nin onurunu zedelemenin ağırlığıyla mukayese edilemez. Size ne kadar yakın arkadaşınız olursa olsun, sizin ne kadar değer verdiğiniz olursa olsun, ister bakanınız ister genel başkanınız olsun, eğer milletvekili olduğu için Parlamento'da yeraldığı için yargıdan kendisini kurtarabiliyor ise bu yükü Meclise yüklemeye hakkınız yok demektir. Bizim sayımız yok ancak söyleyecek sözümüz var. Bu sözün cevabını isteriz. Ortada millete verilmiş sözler vardır" ifadelerini kullandı.
"KIBRIS İLE TÜRKİYE'NİN AB ÜYELİĞİ İLİŞKİLENDİRİLMİŞTİR, BU DOĞRU DEĞİLDİR" CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, TBMM'de parti grubunda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği, Kopenhag Zirvesi, Kıbrıs ve Kuzey Irak konularına da değindi. Türkiye'nin Kopenhag'dan müzakerelerin derhal başlaması için bir karar beklediğini belirten CHP lideri, bu talebin Türkiye tarafından 'objektif kriterler' çerçevesinde yapıldığını belirtti. Baykal, üye olan ve üyelik adaylığı için başvuran ülkelerden Türkiye'nin daha iyi noktada olduğunu belirterek, "Türkiye'ye farklı bir tutum sergilenmektedir. Bizden başka bazı adımlar atmamız istenmektedir. Kıbrıs konusu ile Türkiye'ye tarih verilmesi konusu ilişkilendirilmiştir. Bu kabul edilebilir bir tablo değildir" dedi.
Avrupa tarafından verilen sözlerin arkasında durulmadığına işaret eden Baykal, Türkiye'nin Lipponen tuzağına en deneyimli Türk politikacıların bugün düştüğünün görüldüğünü belirtti. AB'ye üyelik müzakere tarihi verilmesine Kıbrıs şartı koşulduğunu vurgulayan Baykal, Kopenhag'da Türkiye'nin Kıbrıs ile ilgili bir 'oldu-bittiye' getirilmek istendiğini söyledi.
Baykal, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Kopenhag'a gitmemesinin de doğru bir karar olduğunu belirtti.
"TÜRKİYE IRAK'TA CEPHE OLMAMALI" Baykal, Irak'ta olabilecek muhtemel gelişmelere de değindi. Baykal bu konuda ise şöyle konuştu: Önümüzdeki hafta içinde Irak'taki konular ağırlıklı hale gelebilir. Türkiye daima hukuken meşru konumda olmayı, haklı konumda olmayı çok önecelikli bir temel olarak kabul etmiştir bundan sonra da kabul etmelidir. Irak'ta yaşanacak olaylar karşısında da meşruiyet konusu bizim için önemlidir. Birinci temel nokta budur. İkinci bir temel nokta Türkiye'nin Irak'ta bir askeri müdahale dolayısıyla bu askeri harekatın bir cephesi haline dönüştürülmesine izin verilmemesi zorunludur".
Baykal, açıklamalarında uluslararası konularda Türkiye'nin gerekeni yapacağını ifade ederek, "Türkiye Irak'a askeri müdahalenin cephesi olamaz. Olmamalıdır. Buna kimse izin vermelelidir. Uluslararası sorumluluğumuz unutmayız. Türkiye durduk yerden ülkesini bir askeri harekatın cephesi askeri cephesi haline dönüştürme noktasına sürüklenemez. Türkiye askeri harekat cephesi olamaz. Olmamalıdır. Bir savaş alanına Türkiye dönüşmemelidir" diye konuştu.