ANKARA (ANKA) -MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türk milletinin her tarafına dokunulduğunu belirterek, "Milletvekilliği dokunulmazlığı mutlaka yeniden ele alınmalıdır" dedi.
İmralı'daki terör suçlusunun, "fiilen siyasi aktör haline" getirildiğini söyleyen Bahçeli, AK Parti milletvekillerine de bunun "Türk devleti adına utanç değildir de nedir?" diye sordu.
Türkiye'nin ve Türk milletinin her tarafına dokunulduğunun altını çizen Bahçeli, "Milletvekilliği dokunulmazlığı mutlaka yeniden ele alınmalıdır. Bu bizim içtenlikle beklentimizdir. Dokunulmazlık güvencesi Türk milletine karşı olmayı, dağda teröristlerle kucaklaşmayı korumamalı ve bunun sığınağı olmamalıdır" dedi.
Türkiye'nin "1 metrekaresinde bile spekülasyon yapılması, tek insanıyla ilgili farklı hayaller kurulmasının" olmayacak duaya amin demekle eşdeğer olduğunun altını çizen Bahçeli, "Aklından zoru olanlar, şuurları kapanıp da gözleri kararanlar aksini iddia ediyorlarsa Türk milletinin ne yapacağını ve mukaddesatı uğruna nelere katlanacağını tüm boyutlarıyla görecekler ve acı bir şekilde de yaşayacaklardır" diyerek dış politikaya ilişkin eleştirilerini de şöyle sıraladı:
-DIŞ POLİTİKA: SIFIR SORUNDAN, "ALAYIYLA SORUN"A-
"Uluslararası ilişkilerdeki zikzaklar, stratejik körlükler, derin öngörüsüzlükler Türkiye'yi bölgesinde ve küresel sistemde zor duruma düşürmüştür. Türkiye, komşularla sıfır sorundan alayıyla sorun yaşayan bir konuma gerilemiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanı Irak'a alınmamış, havada iken geri dönmek zorunda kalmıştır.
Görünen odur ki, Türkiye'nin Irak politikası iflas ve imha sırına dayanmıştır. Mezhep temelli ayrılıklara taraf olmak, merkezi yönetimi baypas yapan münasebetler ağı kurmak Türkiye'yi Irak'la ihtilafa itmiştir. Bize göre, bu eğilimleri terk etmek, Irak'ın toprak bütünlüğüne saygı duymak ve mezhep konusunda tarafsız yerde durmak Türk dış politikasının amaçları arasında yer almalıdır.
Türkiye Suriye konusunda tam bir çıkmaza sürüklenmiştir. Batı'nın teşvik, tahrik ve desteğiyle Esad karşısında mevzilenen hükümetin, Şam yönetimiyle savaş sınırına gelmesi oldukça manidardır. Suriye geçtiğimiz Haziran ayında bir eğitim ve keşif uçağımızı düşürmüş ve iki pilotumuzun hayatına mal olmuştur. Şimdiye kadar Esad'a yönelik tehdit ve kuru gürültüler bir sonuç doğurmamıştır. Ve Suriye politikası Türkiye'nin sırtındaki kambur olmayı sürdürmüştür.
Büyük Türk milleti son yurdunda yardım, himmet, himaye ve korumayla bulunmamış, böylesi bir zilletle bağımsızlığını elde etmemiştir. Bizi korumaya almak kimin haddinedir? Bizim korunmamızı temin etmek kimin yapabileceği bir şeydir? Türkiye manda ve himaye altında alınmıştır da bizim mi bilgimiz olmamıştır? Türkiye'nin, konuşturulacak füzelerle korunması demek, ciddiye alınmaması ve kuvvetinin küçümsenmesi anlamına gelmektedir."
-EKONOMİK TABLO-
Türkiye ekonomisinin ağır hasarlı üretim yapısı ve cari açıkla zar zor büyüyebilen, istihdam üretmeyen ve yabancı ülkelerin tasarrufuyla soluk alıp veren bir görünüm sergilediğini söyleyen Bahçeli, "Cari açık vererek büyüyen ekonomik sistem kalıcı iyileşme sağlayamamış, feryatları dindirememiş, ihtiyaçları giderememiştir. Anlaşıldığı kadarıyla, cari açığın en önemli kaynağı olan dış ticaretteki gedikler önümüzdeki yıllarda da artarak devam edecektir. Başbakan Erdoğan değişik ortam ve açıklamalarında, ihracat performansıyla iftihar etmekte, devamlı olarak alışkanlık haline getirdiği dün-bugün kıyaslamalarıyla vakit geçirmektedir" dedi.
Bahçeli şöyle devam etti:
"İşsizlik hala önemli ve aşılamamış bir sorun olarak varlığını muhafaza etmektedir. Her ne kadar resmi işsizlik oranı yüzde 8,8 düzeyinde ise de, gerçek fotoğraf bundan bir hayli farklıdır. İşsiz sayısına iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar ilave edildiğinde işsizlik oranının yüzde 16,1'e yükseldiği görülecektir.
AKP hükümetleri döneminde Türkiye'nin merkezi yönetim borç stokunda önemli artış kaydedilmiştir. Yalnızca altı yıl öncesiyle mukayese etmemiz bile acı gerçekleri ortaya çıkarmaya yetmiştir. 2006 yılında 251,4 milyar TL olan iç borç stoku 2012'nin ilk 10 ayı itibariyle 391,3 milyar TL'ye ulaşmıştır. İç borç stokunda artış yüzde 55,6'dır. Merkezi yönetimin toplam borç stoku da 2006'dan 2012'ye yüzde 55,5 oranında yükseliş göstermiştir. Türkiye'nin dış borcu 2012 ikinci çeyreği itibarıyla 323,5 milyar dolara çıkmıştır.
AKP döneminde kamunun dış borcu 86 milyar dolardan 111 milyar dolara, özel kesimin dış borcu ise 44 milyar dolardan 212,5 milyar dolara yükselmiştir. Özel kesimin dış borçlarının 84,3 milyar doları bankalara, 128,2 milyar doları da reel sektöre ait bulunmaktadır. Türkiye borçlanmakta ve borca batmaktadır. Vatandaşımızın hali de doğal olarak çok kötü durumdadır."
Daha öncekiler gibi, gelecek yıl bütçesi de ümit verici olmadığını vurgulayan Bahçeli, "Milletimizin sorunları yine bitmeyecek, ekonomik, sosyal ve mali meseleler yine azalmayacaktır. Bu bütçe zafiyetin ve başarısızlığın tescilidir. Yokluğun, yoksulluğun ve işsizliğin devamına delalettir" dedi.(ANKA/SON)
(ÜNS/OE)