YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Dokuzlu siyasete girecek mi, girmeyecek mi?

Aydın Ticaret Odası Yönretim Kurul Başkanı İ. Hakkı Dokuzlu, yılın son röportajını Aydınpost’a verdi.

Dokuzlu siyasete girecek mi, girmeyecek mi?

Ticaret Odası’nın gündemdeki çalışmalarını aktaran Başkan Dokuzlu, siyasete girip girmeyeceğini de net ifadelerle açıkladı.

Aydınpost Editörü Erman Çetin’in sorularını yanıtlayan AYTO Yönetim Kurulu Başkanı Hakkı Dokuzlu bakın neler anlattı…

Kamuoyunda bir söylenti almış başını gidiyor. Yerel seçimlerde Hakkı Dokuzlu konuşuluyor. Hakkı Dokuzlu siyasete girer mi?

Ben hayatımın hiçbir kademesinde siyaset yapmadım. Sadece öğrencilik yıllarımda fikir adamı olarak, fikir vererek, hiçbir fiziksel aktivitede bulunmadan öğrenciliğimi bitirdim. Hiçbir siyasi partide şu ana kadar görev yapmadım. Hatta siyasi partinin ötesinde AYTO benim ilk sosyal hayatımdır. Bundan önce herhangi bir sivil toplum örgütünde de bulunmadım. Sadece 1992 yılında 6 aylık süreyle Aydın Genç İş Adamları’nın üyesi oldum. Daha sonra işlerimin yoğunluğundan dolayı ayrıldım. 1999 yılında da Aydın Ticaret Odası’na girene kadar da ne siyasette ne de sivili toplum kuruluşlarında görev almadım. Hayatımın Ticaret Odası’ndan önceki dönemi tamamen ticaretle geçti. Hiçbir şekilde bir siyasi partiye üyeliğim olmadı. Gençlik yıllarımda bir parti vardı. Ama bu bizim gönlümüzde ve içimizde saklı. Nereye oy verdiğimi bile benim dışımda kimse bilmez. Benim başkanlığım döneminde milletvekili seçimleri yapıldı. Böyle bir hamlemde olmadı. Seçimden sonra bile bana aday olup olmadığım hakkında sorular soruldu. Ne milletvekilliği, ne belediye başkanlığı gibi bir beklentim hiçbir zaman olmadı. Aslen daha doğrusunu söylemem gerekirse Aydın Ticaret Odası Başkanlığı’nın çok güzel görev yeri olduğunu düşünüyorum. Aydın’a hizmet yeri olduğunu, illa ki siyasette yer almak gerekmediğini düşünüyorum. Bu görevde de çok güzel hizmetlerin yapılabileceğini buraya gelince anladım. Hiçbir siyasi parti ile bağlantı olmaksızın Aydın’a hizmeti buradan yapmayı uygun görüyorum.

Siyasete geçiş olur mu?

Şu anda böyle bir düşüncem yok. Ama ileride ne olacağı konusunda şu anda bağlayıcı konuşmak da istemem.

Siyaset yapmak isteseniz milletvekilliğini mi, belediye başkanlığını mı tercih edersiniz?

İkisini de tercih etmem. Siyaset yapmayı düşünmeyen bir kimsenin tercihi olmaz.

Size gelen bir teklif oldu mu?

Çok açık ve net bir şey yok.

Ticaret Odası bu dönem bir trend yakaladı. Şahsi tecrübelerinizin bu değişime katkısı olduğunu düşünüyor musunuz?

Çok farklı bir şey yapmadım. Kendi ticari hayatımın, kendi ailevi hayatımın, kendi ikili ilişkilerimi odaya taşıdım. İkinci bir durum olarak bu dönem çok genç bir meclise sahip olmamız. Ve yönetim kurulu arkadaşlarımın inatçı, başarıyı yakalama azminde olan insanlarla çalışıyor olmamdır. Bu başarıyı tek başıma yakalamadığımı, yönetim kurulu ile beraber yakaladığımı düşünüyorum. Tabi ki biz de dışarıda buna benzer övgüler alıyoruz. AYTO’nun bizimle beraber bir ivme kazandığı konusunda övgüler alıyoruz. Bunun sebebi de başarıya odaklı çalışma yapmamızdır. En büyük sebebi de değişik projeler üretmemiz oldu. 4 yıllık süre içerisinde odamız 500’e yakın proje üretti. Fakat bunların içinde Türkiye’de ilk defa üretilen projeler de vardı. Bizim de sesimiz duyuran sebep de bu projelerdir. Bu projelerin isimleri Tanıtım Tırı projesi, AYTO Kültür Evi Projesi, Trallese katkımız, Arkeoloji Müze yapımı, Kadın Doğum Hastanesi ve birçok eğitim alanında bahçe düzenlemesinden, konferans salonuna kadar her şekilde emeği vardır.

İş adamı gözüyle baktığınızda oda faaliyetlerini iyi pazarladığınızı söyleyebilir misiniz?

Çok da iyi pazarladığımızı düşünüyorum. Ne kadar iyi işler yapılırsa yapılsın, ticaret ve pazarlamanız yoksa malı iyi satamazsınız. Bu düsturla hareket ediyoruz. Bu düsturla da hareket ederken iyi üretim yapmak zorundasınız. Kötü malı reklam vererek de satamazsınız. Bizim yaptığımız işlerin devamında her hafta yeni işler de geliyor.

Bu politika Ticaret Odası’nda çıtayı yükseltti mi?

Onu halkın takdirine bırakıp dışarıdaki insanlara sormamız lazım. Bana göre yüksekte tabi ki. Bunu da birçok yerde devletin yapması gereken işleri halk bizden istiyor. Buradan çıtanın yükseldiğini anlıyorum.

Sizden istenen ne yardımlar var?

Bizde genelde eğitime yardım ve destek konusunda talepler oluyor. Kültüre destek oluyor. Aydın kültürüne, eğitimine verdiğimiz destek hiçbir zaman kesilmedi, bundan sonra da kesilmeyecek.

Rol modeliniz kim?

Genel anlamda yok. Ama tabi insanlar önce babalarından etkilenirler. Benim de büyüğüm olduğu için ondan etkilenmiş olabilirim.

TOBB Başkanı Rifat Bey’le direk görüşen nadir ticaret odası başkanlarındansınız öyle değil mi?

Doğrudur. Bu konuda kendisiyle geçmişe dayanan bir dostluğumuz var. Sağolsun o da bizi özel olarak kullandığı cep telefonuna kaydetmiş. Üyelerimizin sıkıntıları sözkonusu olduğunda direk kendisini arayıp aracı olmadan rahatça konuşabiliyoruz. Bu da Aydın Ticaret Odası’nın bir başarısıdır.

Bu dönemde dikkatimi çeken önemli konulardan birisi de AYTO’nun 6 ayda bir hesap verir olması. Bu yönüyle pek çok kuruma örnek teşkil ettiğinizi düşünüyorum. Bu nasıl çıktığı ortaya?

Ben genel olarak basını izlediğimde basından korkmayan kişilerin şeffaf kişiler olduğunu gördüm. Yanlışınız yoksa kimseden korkmazsınız. Onun için 6 ayda bir basını çağırarak bir değerlendirme yapıyoruz. Bunu aslında tüm kurumlar yapmalı. Böylelikle kendimizi bir yerde oto kontrol sistemi ile kontrol etmiş oluyoruz. Ve her yılın Ocak ve Temmuz ayında değerlendirme yapıyoruz. Ve oda içerisinde oda adına Aydın adına ve ülkemiz adına ne yaptığımızı basın yoluyla halka sunuyoruz. Aslında bu halkın önüne çıkmaktır. Eğer burada yanlış varsa eleştiri olacaktır ve ikinci 6 ayda kendimizi düzeltme hakkı doğacaktır.

6 aylık değerlendirmeden sonra ikinci altı ayda ne yapılacağı hakkında benim içime bir korku girer. Göreve geldiğimizden bu yana yedinci 6 aylık değerlendirmemizi yaptık ve her 6 ayda da iyi şeyler yaptığımızı düşünüyorum. Bu da sevindiriyor.

Ticaret Odası başkanlığına yeniden aday mısınız peki?

Seçimlerin ertelenme söylentisi var. Ne derece doğru olduğunu bilmiyorum. Aday olma konusunda da Aydın halkına ve odamıza bir dönem de hizmetimin olması gerektiğini düşünüyorum. Aday olmayı düşünüyorum.

TOBB’un yönetimine girmek gibi bir hedefiniz var mı?

TOBB’un yönetimine girmek için orada tanınmak Ankara’da bilinen bir noktaya gelebilmek çok önemli. Benim de Ankara’ya yakınlığım olarak 1999 yılından bu yana Ankara delegeliğimden. 1999-2005 yılları arasında Ankara’da konsey üyeliği yaptım. 2009’dan bu yana yine 4 yıl konsey üyeliğim var. Bu da buraya aşina olmamızı sağladı. TOBB yönetimine girmek gibi bir hayalim de var.

Yapılan projelere baktığımızda her yeni proje bir öncekine göre daha iyi. Bunları oluştururken destek aldığınız bir istişare, çalışma grubu var mı?

Bu projeler benim kafamdan veya sadece yönetim kurulu üyelerini ürettiği konular değil. Örneğin AYTO Kültür Evi tamamen danışma kurulu dediğimiz üniversiteden 2 tane öğretim görevlisinin olduğu, Aydın’da birçok dernekte başkan veya yardımcılığını yapan arkadaşımızın olduğu, eski mimarlar odası başkanının da içinde olduğu Aydın Ticaret Odası’na yardım eden her çağrıldığında gelen, yapılacak faaliyetlerin birçoğunu gözlemleyen ve o faaliyetler için fikir veren 16 kişi var. bunlar değişik iş kollarında faaliyet gösteriyorlar. Bu kişiler bizlere gönüllü yardımcı oluyorlar. Tabi biz de onların yardımları ile birçok şeyi doğru yaptığımıza inanıyorum.

Kısaca neler olduğunu özetleyebilir misiniz?

Tırı olan tek oda biziz Türkiye’de.

AYTO Kültür Evi ve Kahveci Bilal Ağa Konağı konusuna gelince, kendi tapusu olup da Türkiye’de bir kültür evi olan bir oda duymadım şu ana kadar. AYTO’nun tapusu olduğu ve kültüre armağan ettiği bir müzesi ve kültür evi var.

AYTO üyelerine Müze Kart uygulaması: Bakanlığa yazı yazdık. Biraz daha genişletmeyi düşünüyoruz. Tüm Türkiye’deki müze ve ören yerlerini ücretsiz gezmek adına kart bastırarak üyelerimize dağıtmayı düşünüyoruz.

Türkiye’de şehrin belediyesi ile anıt yapan tek odayız.

Türkiye’de 365’e yakın oda ve borsa var. Bünyesinde bir tane bile arkeolog bulunduran oda yok. Bizim bünyemizde var. Çünkü Aydın bir kültür şehri, antik şehir, tarihi şehir.

Biz üretken bir odayız. Bunu da her yerde söylüyoruz. Bu halkanın bu şekilde genişlemesini istiyoruz. Bu kadar faaliyetin bulunduğu bir odayı bırakıp belediye başkanı veya milletvekili mi olayım.

Günde kaç saat çalışıyorsunuz?

02:30’dan önce yatmıyorum. Sabah 08:30’dan önce de kalkmam.

Sizin için son zamanlarda düğün evinin tefçisi, ölü evinin yasçısı diye bir tabir de kullanılıyor?

Çok hoşuma gider. Demek ki düğüne de gitmişiz, ölü evine de. Ticaret hayatım boyunca bir düğüne bir ölüme çok önem verdim. Her çağrılan düğüne de gittim her cenazeye de yetişmeye çalıştım. Ve bunun semeresi de zenginleşerek gördüm. O insanlar da gelip benimle ilişkilerimi geliştirdiler.

Aydın Ticaret Odası Başkanı olmadan önceki ticari hacminiz ya da potansiyeliniz ile başkan olduktan sonra değişen bir nokta var mı?

Olabilir. Küçülmüş olabilirim. Dokuzlu Deri’den başka yüksek marka sattığım bir ürün yok. Kendi işimle olan tüm işleri ben yapmaktayım.

AYTO bu dönemde fuar konusunda da müthiş performans sergiliyor. Aydınlı firmalara fuar kültürünü de öğretti. Bu konudaki değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

TÜYAP fuarcılık Türkiye’nin en büyük fuar şirketlerinden birisidir. Bu şirket sadece AYTO’ya her yıl 4 fuarda davet eder ve ücretsiz stand açmasını sağlar. Bunun sebebi de AYTO’nun fuara verilen destektir. Fuarlar ticaretin vitrinidir. Mağazada önce vitrine bakılır beğenilirse içeri girilir. Fuarcılıkta da fuara gidilir, ürünler tespit edilir ondan sonra ticaret başlar. Fuarcılık ticaretin başladığı noktadır.

İş Güvenliği Yasasıyla alakalı ciddi sorunlar olduğu konuşuluyor. Size yansıyan bir durum var mı?

İş güveliği ile ilgili yasa 26 Aralık’ta Resmi gazetede yayımlandı. Yayımlandığı gün üç üyemiz aradı. Yardım için aradılar ve bize ihtiyacı olan üyelerimiz adına Ankara ile temasta bulunduk. Onlardan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nu Resmi Gazeteden indirdik. O gün akşama kadar kanunu tek tek inceledim. Bir muhasebeciye bile anlatabilecek noktaya geldim ve üyelerimizi bu konuda bilgilendirdim. İş Sağlığı ve Güvenliği’ne ilişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği yayımlandı. Bunda konu iş kolları az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli olarak sınıflara ayrılır. Bu sınıflandırma yine Ticaret Odası’nın NACE’lendirme kodlarından bakılarak ayrılır. Bakanlık bunu yapmış. 50 kişini üstünde ve çok tehlikeli ise giriş yapılması gerekir. Tehlikeli ve 10-50 kişilik sınırlamadaysa kanun çıktığından bir yıl içerisinde yapılması gerekiyor. Az tehlikeli ve 10-50 kişi arasında işçi çalıştıranlarsa bu kanundan 2 yıl sonra yapmalı. Bununla ilgili sorusu olan üyemiz Odamıza müracaat edip kendisinin hangi sınıfta olduğunu ve hangi dönemde tabi olduğunu öğrenebilirler. Bu bizim görevimiz.

Karayolları konusundaki aksaklıkları tespit ettik, yetkililere aktardık

Türkiye’de her ticaret odası K-1 K-2 belgeleri ile yetkilendirilmiş değildir. Biz bu yetkilendirilmiş kurumlardan biriyiz. Yani Karayolları Yük Taşımacılığı Kanunu ile sadece Ulaştırma Bakanlığı’nın veznedarlığını yapmak değil. Ama biz üyelerimize ve üyelerimiz dışında Aydın’da ikamet eden aracı olan bu insanlara hizmeti götürürken bu hizmetten para kazandığımızı düşünerek Ulaştırma Bakanlığı ile olan bir çok sorunlarını bize iletiyorlar. Şu güne kadar tespitlerimize göre 7500 K vergisi vermişiz. Ve bunların içinde şu ana kadar 3025 tanesi süresi bitmiş ve iptal edilmiş. Eğer 5 yıllık süreden sonra 90 gün içerisinde bize müracaat edip tekrar belgesini devam ettirmek isteyenler 600 lira ile devam ettirirken 90 günü geçirenler vergileri yandığı için tekrar 8 bin TL para ödemek zorunda. Bu da bu işi yapan insanlar için bir infial söz konusu oluyor. Ve bu kişiler bizden hesap soruyorlar. Biz bunu defalarca Ulaştırma Bakanlığı’na ve TOBB’a bildirmemize rağmen Ulaştırma Bakanlığı buna bir çözüm bulamadı. 5 yıllık süre uzun bir süre. İnsanlar akıllarında tutmakta zorlanıyor ve 90 günlük süre geçiyor. Geçtiği için de tekrar sıfırdan belge almak zorunda kalıyorlar. Bu gerçekten büyük sorun. Bunu Ulaştırma Bakanlığı’na ve Ak Parti İl Yönetimine de yazılı olarak bildirdik. Kendilerinde bu konuda bir çözüm aramalarını istedik. Çünkü bizler sorunların ve çözümlerin bulunması gereken makamlarız. Biz siyasilerle zincirin birer halkasıyız. Biz önerilerimizi yaparız, sorunlarımızı ve çözüm önerilerini getiririz. Ama bunu kesin olarak çözecek olan makam siyasilerdir.

Ticaret Odası’nın yapılan bu faaliyetlerin yanında Aydın ekonomisine, oda üyelerine ve ülke ekonomisine de katkısı vardır. Başı fuarlardan geçmektedir. Biz 2001 yılında Bulgaristan’a gıda fuarına katıldık. Gıda fuarına katıldığımızda özellikle Köşk’ten zeytinci üyelerimizi Bulgaristan’a götürdük. O gün için orada Bulgaristan’da yılda 2 tır mal sattığı adamla karşılaşan bir üyemiz Ticaret Odası Kanalı ile oraya gittiğini öğrenince ondan mal alan firma bir güven tesis edildi. Bu güven karşılığı orada ona yeni siparişler verildi. Geçen ay tarım fuarında 2002 yılında oraya zeytin ihracatı yapan arkadaşa ihracatın devam edip etmediğini sordum. Aynı firmaya satışın 80 tır’ın üzerine çıktığını söyledi. 2002 yılında Ticaret Odası’nın yaptığı bir faaliyetin 2012 yılında tam 10 yıl sonra 50 katı artması hem üyemizin para kazanması anlamında hem de aydın’a hem de ülkeye döviz girmesi anlamında büyük bir olaydır. Bu ticari gizlilik olduğu için basına yansımayan bölümüdür.

2003 yılında Stockholm’de bir Türk iş adamı pizza kutu yapılıp yapılmadığını sordu. Daha sonra Organize Sanayi Bölgesinden bir üyemiz yıllar sonra pizza kutusu yapmaya başladığında o firmayı arayıp o bölge ile çok büyük bir ihracat halindedir. 2003 yılındaki girişimin 2009 yılında meyve verdiğini ve şu anda iyi bir sipariş yapmıştır. Bu da bir odamızın katkısıdır.

Yunanistan’a 2001 ve 2002 yılında Yunanistan’a gittiğimiz fuarda aydın’dan bir sanayicimizi götürmüştük. Orada sanayicimiz kendi imkânları ile tüm zeytinyağı fabrikalarını dolaşarak onların modernizasyonu ile ilgili bir şirket kurmuştur. 2009 yılına kadar olan ihracatı 18 milyon dolardır. Bu aydın’a girmiş bir paradır ve ülke ekonomisine döviz girişidir. Bu üç örnek de Aydın Ticaret Odası sayesinde bu ihracatı gerçekleştirdiklerini söylemektedirler.

Havaalanı ile ilgili gelişmeler ne durumda?

Valimiz ve milletvekillerimiz ile beraber bu işin peşini bırakmayacağız. Havaalanının Aydın’a açılmasını sağlamak için elimizden geleni yapacağız. Çünkü Aydın’daki sivil toplum örgütlerinin birçoğu bunu istemektedir.

Hızlı Tren talebiniz vardı. Girişimleriniz ne safhada?

Demiryolu Projesi aslında kısa vadeli bir proje değildir. Çünkü devletin demiryolu üzerindeki planları yapılmıştır. Şu anda Ankara-Sivas demiryolu yapılmak üzeredir. 2013’ten sonra da İzmir-Ankara, İzmir-Antalya projesi söz konusudur. Biz demiryolu projesini ortaya atarak devlet büyüklerinin kulağına atmış olduk. Yani biz de varız sıraya bizi de alın dedik. Sonuçta Aydın-İzmir-Denizli arasında hızlı tren demiryolunun olması için bir uğraş verdik. Bunu semeresini de ileride göreceğiz diye düşünüyorum.

Ticaret Odası şu anda koyduğunu hedef noktasında mı?

Hedefsiz iş olmaz. Şu anda o hedeflediğimiz noktaya ulaştık. 2009 yılında bir kitapçıkla yola çıktık ve bu kitapçıkta önerdiğimiz her şeyi gerçekleştirdik. Ticaret Odası bir iş makinesiydi. Ve bu makine garajda duruyordu. Ve bu iş makinesini garajdan çıkardık.

AYTO daha geniş daha büyük bir binasına ne zaman geçer? Belirlenen tarih var mı?

AYTO binasının olduğu yerlerin daha geniş bir yerde olması gerektiğini düşünüyorum. Önümüzdeki dönemde bir projemizde daha geniş ve yol üzerinde olabilecek geniş bir mekâna taşımak olacaktır.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler