Olay geçen yıl 23 Mayıs'ta meydana geldi. Vesile ve Durmuş Ali Dağ çiftini telefonla arayan dolandırıcılar, kendilerini polis ve savcı olarak tanıttı. İddiaya göre dolandırıcılar Dağ çiftini, kimlik bilgilerini ve bankalardaki hesaplarını terör örgütlerinin kullandığı söyleyerek korkuttu.
Terör örgütüne operasyon yapılacağını söyleyen dolandırıcılar, operasyondan sonra iade edilmek üzere bankada ne kadar paraları varsa çekerek, söylediği adreste kendisiyle buluşacak polise vermesini istedi. İkna olan Durmuş Ali Dağ, Konyaaltı'ndaki bir bankanın kiralık kasasında bulunan 193 bin 700 euro ile 26 bin lirasını almak üzere bankaya gitti. Bu sırada eşi Vesile Dağ ise durumu avukatları Fevzi Yarbaş'a bildirdi. Adliyede bulunan Avukat Fevzi Yarbaş, yanında çalışan Mutlu Karakaya'yı çiftin evine gönderdi.
POLİS OLDUĞUNU SÖYLEYEN KİŞİ DÖVEREK ALIP KAÇTI
Mutlu Karakaya, parayı çekmemesi için Durmuş Ali Dağ'ı telefonla aradı. Fakat telefonu sürekli meşgul olan Durmuş Ali Dağ'a ulaşamadı. Durmuş Ali Dağ, bankanın kiralık kasasındaki döviz ve TL'yi bir poşete doldurup inşaatların bulunduğu arka sokağa geçti. Bir süre sonra Dağ'ın yanına, kendisini sevcının gönderdiği polis olarak tanıtan bir kişi geldi. Durmuş Ali Dağ, bu kişiden polis kimliğini göstermesini istedi. Kimliğinin karakolda kaldığını söyleyen kişi, poşeti zorla çekip aldıktan sonra Dağ'ı yerde sürükleyip tekmeleyerek kaçtı. Parası gasp edilen Durmuş Ali Dağ, polise ihbarda bulundu. Olaydan 4 gün sonra Durmuş Ali Dağ'ın elindeki para dolu poşeti zorla aldığı iddia edilen 25 yaşındaki Ahmet Ç. gözaltına alındı. Suçlamaları kabul etmeyen Ahmet Ç. tutuklandı.
'O KİŞİ BEN DEĞİLİM'
Hakkında birden fazla kişi tarafından birlikte yağma suçundan Antalya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılan Ahmet Ç., olayla ilgisi olmadığını söyledi. Olay saatinde kendisinin evinde olduğunu ileri süren Ahmet Ç., Durmuş Ali Dağ'ın kendisini bir başkasıyla karıştırdığını savundu, tahliyesini istedi. Durmuş Ali Dağ ise elinden poşeti zorla alıp yerlerde sürükleyip döven kişinin Ahmet Ç. olduğunu söyledi. Sanığın tahliye talebini reddeden mahkeme, duruşmayı erteledi.
SURİYE BAĞLANTILI İDDİASI
Duruşma sonrası açıklama yapan avukat Fevzi Yarbaş "Müvekkilim bütün birikimini bu dolandırıcılara kaptırdı. Umarım olayın diğer failleri de yakalanıp hak ettikleri cezayı alırlar" dedi. Durmuş Ali Dağ ise "Bankadan çıkınca yanıma gelen kişinin polis olduğuna inanmadım. Kimliğini istedim. Sonra bana vurup yere düşürdü. Elimdeki poşeti aldı. Bırakmayınca sürüklendim. Yaşlı olduğum için direnemedim" diye konuştu.
'PARANIZ DA HEP BOZUKMUŞ, ÇITIR ÇITIR YİYORUZ'
193 bin 700 euro ile 26 bin Türk lirası dolandırılan Durmuş Ali Dağ'ın eşi Vesile Dağ, duruşma sonrası yaptığı açıklamada, olay sonrası dolandırıcıların telefonla arayarak kendileriyle dalga geçtiğini söyledi. Vesile Dağ, şunları söyledi: "Bizi öyle bir heyecana getirip korku verdiler. Ben onlara inanmadığımı, dolandırıcı olduklarını söyledim. 10 dakika kadar konuştuk. Bizi inandırdılar. Bu arada eşimin de telefonu çaldı. Eşim diğer odada onlarla konuşuyordu. Onu bankaya çağırmışlar. Eşim bana haber vermeden bankaya gitti. Ben bu arada benimle konuşan kişiye gidip karakola sorayım dedim. O da 'Tamam siz gidin sorun' dedi. Ancak ben eşimi aradığımda telefonu cevap vermedi. 155'i aradım ancak heyecandan ve korkudan ne yapacağım şaşırdım. Derdimi anlatamadım. Polis de gelmedi. Telefonu kapatıyorum yine arıyorlar. Komşularım zilimi çalıyor. Korkudan onlara dahi kapıyı açamadım. Bu arada telefonu kapattılar. Eşimden parayı almışlar. Beni arayan ses hep aynıydı. Aynı ses daha sonra 3 kere daha aradı. Benimle alay ettiler. 'Paranız da hep bozukmuş, çıtır çıtır yiyoruz' dedi. Pişkin pişkin gülüyordu."(DHA)