Bütün o Facebook'lar, Google'lar var ya, bütün o milyar milyar dolarlık şirketler hani... Bu adam sayesinde varlar.
Tim Berners-Lee, bilgisayar mühendisliği profesörü olan bir İngiliz. Kendisi www'nun, yani World Wide Web'in yaratıcısı. World Wide Web'in yanı sıra, ilk internet tarayıcısının da yaratıcısı.
1989'da bilgisayar kullanıcılarının ortak bir platformda rahatça bilgi paylaşabilmeleri fikri ile ortaya çıkardığı www, dünyadaki birçok insanı milyarder yaparken ne yazık ki kendisinin banka birikimi 50 Milyon Dolar civarında kaldı...
Otomobili ne Karl Benz, ne Gottlieb Daimler, ne de Ahmet Tofaş icat etti sevgili dostlar.
Benzinle çalışan arabayı icat eden ilk kişi, Charles Duryea ve kardeşi Frank Duryea.
İş hayatına bisiklet üreterek başlayan Duryea, 1896'da benzinle çalışan motorların yükselişini çok önceden tahmin etmiş ve benzinli arabaları icat etmişti. Ne yazık ki bisikletten otomobile çevirdiği şirketi düşük satışlardan dolayı 1914'te iflas etti.
Otomobil endüstrisinin Sezar'ın hakkını Sezar'a katiyen teslim etmediğini Duryea'dan sonra bir de Charles Goodyear'dan anlamaktayız.
Hayatını plastiğe adayan Goodyear, kariyeri boyunca prezervatiften yağmurluğa kadar birçok şey üretti. Son icadı ise, bugün dahi arabalarımızda kullandığımız araba lastikleri oldu.
Patentin önemini gayet iyi anlıyoruz bu beyefendi sayesinde...
Banyoda fazla kaldığı için bankadan para çekme saatini kaçırdığını farkeden John Shepherd-Barron, küvetten milyar dolarlık bir fikirle çıkmıştı. Barclays Bankası'nın genel müdürü ile bir öğle yemeği esnasında bu fikrini paylaşan ve onayı alan John Shepherd-Barron; otomatik dondurma makinelerini örnek alarak ilk bankamatiği icat etti.
Bankamatiğin şifresi en başta 6 basamaklı vatandaşlık numarasıydı. Shepherd-Barron'ın eşi hepi topu 6 rakamı ezberleyemeyince; John Shepherd-Barron bir anda 4 basamaklı şifre standardını da icat etmiş oldu :)
Patentini almadığı için, dünyanın her yerinde hayat kurtarıcımız rolünü üstlenen bankamatikler bu ihtiyar delikanlıya ne yazık ki hiçbir şey kazandırmıyor :(
Kendisi aşırı ünlü bir yazar, eyvallah.
2001: A Space Odyssey'in film ve roman teliflerinden de epey kazanmıştır mutlaka, ona da tamam.
Ama Arthur C Clarke, çok çok daha büyük birşeyi yıllar öncesinden ilk kez düşünen ve kaleme alan bir isim aynı zamanda.
Ünlü bilimkurgu yazarı, daha 1945 yılında dünyanın farklı noktalarına yerleştirilecek 'uydular' ile dünya atmosferinde radyo dalgalarından bir ağ kurulabileceğini ve binlerce kilometre uzaktaki iki noktanın rahatlıkla birbirleri ile iletişim kurabileceğini yazmıştı.
Dünya 19. yüzyılın ortalarında sıvı yakıt ihtiyacını Balina Yağı ile sağlamaktaydı... Bu beyefendi, 'kaya yağı' adını verdiği yanıcı siyah pis sıvıyı yer altından çıkarabilirse çok daha ucuza satabileceğini farketti.
Kaya yağı, tahmin ettiğiniz üzere PETROL idi.
Edwin Drake ise, dünyanın ilk petrol petrol kuyusunu Penisilvanya'da icat eden insandı.
Daisuke İnoue, 70'li yıllarda Japonya'da gece kulüplerinde müzisyenlik yapıyordu... Genelde o klavyesini çalar, orada takılanlar da mikrofonu alırlar ve şarkıyı söylerlerdi. Bir gün müşterilerinden biri tatile gideceğini, tatildeyken onun üzerine şarkı söyleyebilmesi için birkaç şarkıyı vokalsiz olarak kaydedip kaydemeyeceğini sordu.
İşte o an dünyanın eğlence anlayışında büyük bir kırılma oldu.
Bu sorunun üzerine Daisuke İnoue, insanların üzerine rahatça şarkı söyleyebilecekleri bir sistem icat etmeye karar verdi. Repertuvarındaki şarkıları vokalsiz olarak küçük bir kasede kaydetti, 8 kanallı bir amplifikatöre koydu; bir de mikrofon bağlayınca sistem tamamlandı.
CD'nizin, DVD'nizin bilgisayar tarafından okunabilmesinden tutun da, Star Wars'taki ışın kılıçlarının, Power Rangers'taki silahların fikir babalığına kadar; kedileri peşinde koşturduğumuz o küçücük aletlerden, göz bozukluğumuzu kansız bir şekilde tedavi eden o aletlere kadar her yerde var: LAZER.
Dünyanın ilk lazer ışını, 1960 yılında Theodore Harold Maiman tarafından icat edildi. Theodore Amca lazerin patentini de aldı hatta! Ama lazer, sonra sonra o kadar farklı farklı alanda kullanılmaya başlandı ki; bir noktadan sonra Maiman'ın aldığı patent anlamsızlaştı.
Neticede, Theodore Harold Maiman wikipedia'nın tozlu sayfalarında öylesine bir mucit olarak kaldı :/