Türk Lirası'nın ABD Doları karşısında Ağustos ayında yaşadığı değer kaybı Eylül'de de devam ediyor.
Dolar/TL kuru 7,43 seviyesini aşarak yeni tarihi zirvesine yükseldi. Türk Lirası yılbaşından bu yana ABD Doları karşısında yüzde 20 değer yitirmiş durumda.
Merkez Bankası, TL'deki değer kaybı karşısında Ağustos ayının ortalarından bu yana TL likiditesini sıkılaştırarak para birimini desteklemeye çalışıyordu.
Piyasayı politika faizi olan yüzde 8,25'ten fonlamayı kesen Merkez Bankası, ortalama fonlama maliyetlerini yüzde 11'in üzerine kadar çıkardı.
Bu girişim, TL'nin 7,30'lu seviyelerde kalmasını sağladıysa da son günlerde fonlama maliyetlerindeki artışın durmasıyla Dolar/TL tekrar yükselişe geçti.
Para piyasası uzmanları TL'deki değer kaybını ve Dolar/TL kurundaki yükselişi birkaç temel nedene bağlıyor.
Enflasyonun çift hanelerde kalmaya devam etmesine karşın Merkez Bankası'nın son bir yıl içerisinde politika faizini yüzde 24 seviyesinden yüzde 8,25'e kadar indirmesinin TL'nin cazibesini azalttığı ve yatırımcıların TL varlıklara olan ilgisinin azaldığı belirtiliyor.
Enflasyonun yüksek seyretmesine karşın faiz indirimlerinin sürmesi sonucunda Türkiye negatif reel faiz veren bir ülke konumuna gelmiş durumda.
Fonlama maliyetleri yükselmiş olsa da, ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti hâlâ yıllık enflasyonun altında bulunuyor.
Bir diğer gerekçe ise Merkez Bankası'nın azalan döviz rezervlerinin Türkiye'nin TL'yi destekleme kapasitesine olan güveni azaltması olarak dile getiriliyor.
TL'nin baskı altında olmasına yol açan bir diğer neden ise koronavirüs salgını nedeniyle ülkeye döviz girişinde yaşanan düşüş olarak öne çıkıyor.
Reuters haber ajansı, para piyasası traderlarının yaptığı hesaplamalara göre Merkez Bankası ve kamu bankalarının 2019'un başından bu yana TL'yi desteklemek için piyasaya yaklaşık 110 milyar dolar sattığını aktarıyor.
Bu yolla piyasadaki döviz likiditesinin artırılması ve TL'nin desteklenmesi amaçlanıyor.
Yaz sezonunda Türkiye'ye gelen yabancı turist sayısında yaşanan düşüş, turizm gelirlerinin geçen yılların oldukça gerisinde kalmasına yol açmış durumda.
Son açıklanan Turizm ve Kültür Bakanlığı verilerine göre Haziran ayında Türkiye'ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı yüzde 96 düştü.
Koronavirüs, etkisini ihracatta da hissettiriyor. Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa'da talebin salgınla paralel gerilemesi sonucu Türkiye'nin ihracatında da beklenen seviyeler yakalanamadı ve ihracattan elde edilen döviz geliri de azaldı.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre Nisan ve Mayıs aylarında ihracat yüzde 40'ın üzerinde düştükten sonra Haziran'da yüzde 15 artmıştı.
Dış ticaret açığı veren ve enerjide dışa bağımlı olan bir ülke olan Türkiye için TL'nin değer kaybetmesi, ithalat maliyetlerini artırıyor.
Özellikle enerji ithalatı maliyetlerinin yükselmesi sonucu doğalgaz ve petrol fiyatlarındaki yükseliş, genel üretim maliyetlerini artırıyor. Üretim maliyetlerindeki artış işe TL'deki değer kaybının enflasyonu yükseltmesine yol açıyor.
2018 yılında Türk Lirası, ABD Doları karşısında hızlı değer kaybı yaşamış ve ardından enflasyon yüzde 20'nin üzerine tırmanmıştı.
TL'deki değer kaybının bir diğer etkisi ise TL geliri olan ancak dövizle borçlanan özel sektörde hissediliyor.
Türk Lirası'nın değer kaybetmesi, hem şirketlerin döviz borçlarını geri ödemesini hem de borçların çevrilmesini zorlaştırıyor.
Merkez Bankası verilerine göre özel sektörün 12 ay içerisinde geri ödemesi gereken döviz borcu 162 milyar dolar seviyesinde.
4 Temmuz Salı günü, Türk Lirası'nın değerini desteklemek adına uluslararası piyasalardaki TL likiditesi kısıldı.
Böylece Londra swap piyasasındaki TL faizleri yüzde yüzde 6,8'den yüzde 1050'ye kadar yükseldi.
Para piyasası uzmanları, Türkiye'nin swap piyasalarında TL likiditesini kısarak Türk Lirası'na karşı pozisyon almanın maliyetini yükselttiğini ve bu yolla TL'nin desteklendiğini belirtmişti.
Bu yolla Dolar/TL'nin psikolojik sınır olarak kabul edilen 7 seviyesini aşması Salı günü engellenmiş oldu.
Ancak swap piyasasında TL bulamayan yatırımcılar bu sefer ellerindeki hisse senedi ve tahvil gibi diğer TL cinsi varlıklarda satışa gitti. Borsa İstanbul 100 endekasi TL swap faizinin yüzde 1050'yi gördüğü günü, yüzde 5'lik kayıpla tamamladı.
Bu sabah ise swap piyasasında faizler yeniden normal seviyelere geriledi.
Reuters'a konuşan Aberdeen Standard yatırım bankası analisti Viktor Szabo, swap faizlerideki artış için "Bu sürdürülebilir bir strateji değil. Ya TL'nin değer kaybetmesine izin verecekler ya da olumsuz senaryoda sermaye kontrollerini devreye sokacaklar. Sermaye kontrolleri kanamayı durdurur ancak para piyasalarını da tamamen dondurur" dedi.
Türk Lirası'nın ABD Doları karşısında kısa vadede toparlanması beklenmiyor.
Rabobank'tan kıdemli stratejist Piotr Matys, yatırımcılara gönderdiği piyasa notunda "Gelecek birkaç ay içerisinde Türkiye ekonomisine dair beklentilerin ciddi biçimde toparlanmaması halinde, Dolar/TL'nin 7'nin üzerinde kalıcı olması olası" diyor.
Reuters haber ajansına konuşan Commerzbank'ın döviz ve gelişmekte olan piyasalar stratejisti Antje Praefcke, TL'nin değer kaybıyla ilgili yorumunda, "Merkez Bankası enflasyonla yeterince sert şekilde mücadele etmiyor ve reel faiz oranları da negatif seviyelerde" dedi.
Antje Praefcke, "Bu nedenle lira baskı altında kalacak gibi görünüyor" diye konuştu.
IMF ise açıkladığı son Dış Sektör Raporu'nda, Türkiye'nin dış şoklara karşı kırılgan olduğunu vurguladı ve Merkez Bankası'na rezervleri yeniden yükseltecek bir stratejiye geçip enflasyonu dizginlemeye yönelik adımlar atma tavsiyesinde bulundu.