İlerleyen yaşla beraber yüzde bulunan yağ yastıkçıklarında küçülme ve sarkmalar, kemik yapısında değişiklikler ile cildin nem oranında azalma meydana geliyor. Cildin elastik ve bağ doku hacminin azalmasıyla yanaklarda boşalma ve çöküntü, burun yanında çizgiler, çene kontüründe sarkma, dudak dolgunluğunda azalma, gözaltlarında oluklanma gibi yaşlanma belirtileri oluşuyor. Bütün bu yaşlanma etkileri “hyaluranik asit” dolgularla doğal bir görünüm verilerek giderilebiliyor. Memorial Wellness Kozmetik Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Ayça Alan Atalay, hyaluranik asit ve dolgu uygulamaları hakkında bilgi verdi.
Hyaluronik asit, cildin dermis denilen orta tabakasında, bağ doku ve eklemlerde bulunan cilde, nemli, canlı ve parlak görünümünü veren, canlı türlerinin tamamında aynı yapıda bulunan bir moleküldür. 70 kg vücut ağırlığı olan bir kişinin vücudunda yaklaşık 15 gr hyaluronik asit bulunmaktadır. Hyaluronik asit 1000 kata kadar su tutma kapasitesine sahiptir. Tüm canlılarda benzer yapıda olması sayesinde alerjik reaksiyon riski en düşük ve en güvenilir dolgu maddelerindendir. Hyaluronik asit dolguların dayanma süreleri 6-24 ay arasında değişmektedir. Botulinum toksin uygulamalarının yeterli gelmediği alın, kaş arası ve göz kenarı çizgilerini düzeltmek amacıyla da dolgular kullanılmaktadır.
Hyaluronik asit dolguların en sık yapıldığı bölgeler;
Elmacık kemikleri
Göz altı bölgesi
Dudaklar
Burun kemeri, burun ucu düşüklükleri
Çene bölgesidir.
Dolguların dayanıklılık süresi dolgunun yapısına, uygulanan bölgeye ve kişiye göre değişkenlik gösterebilmektedir. Çok hareketli dudak, burun yanı çizgileri gibi bölgelerde bu süre daha kısayken, göz altı ve yanak gibi bölgelerde çok daha uzundur. Antioksidanlardan zengin sağlıklı beslenme etki süresinin uzaması konusunda yardımcı olacaktır. Bunun dışında hyaluronidaz aktivitesi, sigara kullanımı, dolgu yapılan bölgenin çok sık masajlanması dolgu dayanma süresini kısaltabilmektedir. Hyaluronik asit dolguları hyaluronidaz denilen enzimle parçalayıp tamamen ortadan kaldırabilmek mümkündür.
Dudaklar özellikle kadın yüzünde en dikkat çekici güzellik sembollerinden kabul edilmektedir. İlerleyen yaşla beraber dudakların volüm kaybetmeye başlaması, dudak köşelerinin aşağıya doğru dönmesiyle kişiye mutsuz, üzgün bir ifade vermektedir. Dudak çevresinde sigara kullanımına bağlı çizgilenmeler oluşması şeklinde yaşlanma bulguları da oluşabilmektedir. Bazı kişilerde yapısal olarak dudağın kontür kısımlarının silik olması, çok ince veya asimetrik olması, alt-üst dudak oranlarının dengesizliği olabilmektedir. Daha dolgun, kontür kısımları belirgin, güzel bir dudağa şeklini veren Cupid’s Bow denilen kavisli, belirgin dudaklar yaratabilmek adına hyaluronik asit dolgular sıklıkla kullanılmaktadır. Çok hareketli bir bölge olması dolayısıyla kişisel faktörlerle de bir miktar değişebilmekle birlikte 6-12 ay süren etki sağlanabilmektedir.
Göz altında bulunan gözyaşı oluğu, orta yüzde boşalma ve sarkmanın da etkisiyle yaşla beraber göz çevresinde kişiyi yorgun, uykusuz gösteren koyu halkalara neden olmaktadır. Bazı kişiler genetik olarak göz çevrelerindeki derinin daha koyu renkli olması ve göz çevresi halkalarına meyillidir. Göz çevresinin hassas bir bölge olması dolayısıyla morluk, ödem gibi yan etkilerden kaçınabilmek amacıyla kanülle uygulama tercih edilmelidir. Gözyaşı oluğunun tedavisiyle göz çevresinin daha dinlenmiş ve aydınlık görünmesi sağlanabilmektedir. Etki yaklaşık 1 yıl devam etmektedir.
Burun sırtında hafif kemeri, burun ucunda düşüklüğü olan kişilerde yumuşak kıvamlı dolgularla burun sırtının daha düz görünmesi, dudak-burun, alın-burun arasındaki açının optimalize edilmesi mümkün olabilmektedir. En önemli dikkat edilmesi gereken noktalar burun dolaşımın zayıf olduğu bir bölge olduğundan anatomiyi bilerek uygun teknik, uygun dolgu malzemesiyle müdahale etmek, dolguyla tedavi edilecek burunları iyi seçmektir. Yüzüne göre büyük, ucu belirgin kalın olan bir burunda tedavi seçiminin cerrahi olması gerektiği unutulmamalıdır.
İlerleyen yaşla birlikte kemik yapıda düzleşme, yanaklarda bulunan yağ doku hacimlerinde azalmalar ve sarkmalar sonucu yanaklar volüm kaybetmektedir. Bu etkiler kişiyi yorgun, üzgün göstermektedir. Hyaluronik asit dolgularla yapılan uygulamalar sonucu cilt daha canlı, dinlenmiş bir görünüme kavuşmaktadır. Bölge çok hareketli olmadığı ve dolgu daha derine uygulandığı için dolgunun etkisi 8-24 ay devam edebilmektedir.
Alın, burun, dudak ve çene proporsiyonları bir kadının güzelliğini belirleyen önemli noktalardandır. Yaşla birlikte çene kontürü keskinliğini yitirmeye başlamaktadır. Özellikle alt çenesi geride olan kişilerde yaşla birlikte çift çene olarak da adlandırılan gıdı bölgesinde belirginleşme olmaktadır. Hyaluronik asit dolgularla çene olması gereken proporsiyona getirildiğinde alt yüz çok daha genç ve dinamik görünmektedir.
Tüm bu işlemlerin mutlaka uzman doktorlar tarafından uygulanması gerekmektedir. Kişinin gerçekten dolguya ihtiyacı olup olmadığı iyi değerlendirilmeli, gerekli olan bölgeye uygun ürün seçilmelidir.Dolgunun yüz orantısını bozmayacak şekilde uygulanması gerekir. Uygulama sonrasında duş, sıcak soğuk dengesi, makyaj, egzersiz gibi konularda mutlaka doktorun önerileri doğrultusunda hareket edilmelidir.