Adana Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Kürşat Arıkan, domuz gribinin mevsimsel, risk grubunda olunmadığı sürece ateş düşürücülerle ve antiviral ilaçla tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirterek, "Alınacak basit önlemlerle ve bol C vitamini tüketimiyle domuz gribinden korunabilirsiniz” dedi.Prof. Dr. Osman Kürşat Arıkan, domuz gribinde ölümlerin daha çok astım, KOAH, kalp hastalığı, diyabetliler ve bağışıklığı baskılanmış olanlarda görüldüğünü, altta bu hastalıkları olanların her hastalıkta risk grubunu oluşturabileceğini belirtti.İSMİ KORKUYA NEDEN OLUYORDomuz gribinin adının toplumda, hastalıktan daha fazla korkuya neden olduğunu söyleyen Arıkan, “Domuz gribi olarak bilinen (H1N1) virüsü domuzlarda oluşan virüse çok benzediği için adına domuz gribi denmektedir. Hastalık belirtileri sadece domuz gribine özgü olmadığı için tanı konulması için hastanın yakın geçmişi, domuz gribi olan kişilerle temasta bulunup bulunmadığı ya da domuzların ve kümes hayvanlarının bulunduğu ortamlarda bulunup bulunmadığı araştırılır. Hastalardan alınan kan örnekleri, İldeki Halk Sağlığı Laboratuvarlarına gönderilip, gelen sonuçlar değerlendirilerek ayırıcı tanı konulmaktadır” dedi."CİDDİ VAKALARIN HEPSİ ATEŞLİ"Hastalık belirtilerinin gribe benzemekle beraber, 3 günü geçen ve düşmeyen ateşli gribal vakalarda derhal hastaneye başvurulması gerektiğini belirten Arıkan, “Ciddi vakaların hemen hepsi ateşlidir, hastaneye yatırılanlarda oran yüzde 90-95’e ulaşmaktadır. Hastaneye yatış ve ölüm oranı yüksek olan risk grubu, 6 yaş altı çocuklar, gebeler, her yaş grubundan kronik hastalığı olanlar, astım, KOAH, kalp hastalığı, diyabeti olanlar, bağışıklığı baskılanmış olanlar, REYE sendromu nedeniyle 19 yaş altı aspirin tedavisi alanlardır. En yüksek riski olanlar ise gebelerdir. Hastaneye yatışların ise çok önemli bir kısmını ise pnömoniler oluşturmaktadır” diye konuştu."DOMUZ GRİBİNDEN KORKMAYIN"Domuz gribinin korkulacak bir hastalık olmadığını, risk grubunu oluşturan kişilerin basit önlemlerle korunabileceklerini ifade eden Prof. Dr. Osman Kürşat Arıkan, şunları kaydetti:“Basit hijyen kurallarını uygulayarak, aşı yaptırarak, vitamin deposu doğal besinleri sıklıkla tüketerek ve zararlı alışkanlıklardan uzak durarak bu hastalıktan korunmak çok kolaydır. Eller sıklıkla sabun, su veya alkol içerikli kimyasallar ile yıkanmalıdır. İnsanlar ellerini yıkayamadıkları durumlarda, ağızlarına, burunlarına ve gözlerine elleriyle dokunmaktan kaçınmalıdırlar. Eğer öksürme gerekiyorsa ağız bir bez ya da kağıt ile kapatılmalı ve kullanılan kağıt ya da bez hemen çöpe atılmalıdır, ancak ciddi hastalık belirtisi olan hastaların hastaneye yatırılarak antiviral ilaç başlanması gereklidir” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz