Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalama Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Hüseyin Kâmi Büyüközer, ‘domuzun eskiden pis ortamlarda yetiştirildiği pis olduğu fakat temiz çiftliklerde ticari amaçla yetiştirildiğinden temiz olduğu’ iddialarına karşı açıklamalarda bulundu.GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Kâmi Büyüközer, domuzun eskiden pis ortamlarda yetiştirildi fakat artık temiz çiftliklerde ticari amaçla yetiştirildiğinden temiz olduğu iddialarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Büyüközer, “Son yıllarda bazı basın organlarında, sosyal medyada ve bazı internet sitelerinde domuzun eskiden pis ortamlarda yetiştirildiğini, artık temiz çiftliklerde ticari amaçla yetiştirildiğinden temiz olduğunu iddia eden bazı sapkın düşünceli yada dünyevi kazançların peşine düşmüş kişilerin Müslüman gençleri kandırmaya yönelik bu hareketlerinin önüne geçmeli ve Müslüman kardeşlerimizi bu konuda bilinçlendirmeliyiz. Allah (C.C) bütün hayvanlarla beraber domuzu da yaratmıştır ama domuzu hem haram kılmış hem de necis saymıştır. İnananlar imanı sebebi ile,sorgulama zorunda değiliz. Ancak merak saiki ile araştırabilir ve bazı cevaplar bulabiliriz. Bu araştırmaya yasak konmamıştır” dedi.Büyüközer, domuzun sadece Müslümanlara değil Musevi ve Hristiyanlara da haram olduğunu belirterek “Öncelikle şunu belirtmeliyiz domuz eti ve yağı, sadece Müslümanlara yasak değildir, domuz leşle beslenerek ve pislik yiyerek şekillendiği için Musevilere ve Hıristiyanlara da yasak edilmiştir. Eski Ahit’ Leviticus Chapter 7-8 de “Domuz size temiz değildir. Onun etini yemeyeceksiniz” şeklinde bahsedilmekte, İncil’de de Hz. İsa’nın hayatında domuz yediğine dair herhangi bir ifade bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.Büyüközer domuzun diğer hayvanlardan farklı olduğunu belirterek, “Domuz yetiştiren çiftçilere göre, otlak ihtiyacı olmadığı gibi gübrenin ve diğer ölmüş etlerin artıklarının da bulunduğu maddelerin üzerinde yaşayabildiği için, domuz besiciliği daha ucuzdur. Hatta kendi dışkısını da yiyebilmektedir. Cinsel davranışları da sığır, koyun ve keçi benzeri diğer hayvanlardan farklıdır” dedi.Büyüközer sözlerine şöyle devam etti; “Bir enerji kaynağı olan yağlar bitki kökenli veya hayvan kökenli olabilirler. Trigliseridler 1 molekül gliserol ve 3 molekül yağ asidinden oluşan doğal bir yağdır. Yağ asitleri doymuş veya doymamış olabilirler. Daha fazla doymamış yağlar yüksek erime noktasına sahiptirler. Yağın iyot değeri doymamışlığın derecesini verir. Domuz yağının iyot değeri 65, sığır yağı’nın 45 ve koyun yağı’nın 32 dir. Yeme işleminden sonra, yağın emulsifikasyonu mideye ait lipasla birlikte mide içinde meydana gelir. Pankreatik lipas tarafından trigliseridin gliserol ve yağ asitlerine hidrolizi oluşur. Yağ asitleri ve gliserol, kas, kalp, böbrek ve karaciğer gibi çeşitli dokular tarafından enerji kaynağı olarak kullanılır. Otobur hayvanlar, trigliserid molekül yapısında doymamış yağ asitlerine sahip olmalarına karşın, etobur hayvanlar doymuş yağ asitlerine sahiptirler. Pankreatik lipaz eğer doymuş yağ asitleri yapısında ise trigliserid molekülüne hidroliz olamaz. Köpek, fare, kedi ve domuz gibi etobur hayvanların yağları doymuş yağ asitlerine sahiptirler ve bu sebeple trigliserid molekülüne hidrolize edilemez. Eğer bir kimse otobur hayvanın yağını yerse, yağ hidroliz olabilir, barsakta emilebilir ve daha sonra yeniden sentezlenerek insan yağı olarak depolanabilir olduğu halde, etobur hayvanların ve domuzun yağı hidrolize yapılamaz ve bu sebepten dolayı insan vücudundaki adipoz dokularda etobur hayvanların yağı ve domuz yağı olarak depolanır.Dolaşımı sağlayan hormonlar bağlı ve serbest formlardadır. Serbest formdaki hormonlar, aktif olmadan önce yağ dokusundaki alıcıya bağlanmaya zorlanır. Obosite, reseptörler’in sayısını azaltırlar, bu sebeple hormonlar faydalı olamazlar. Bu sebeple, hormonel insulin ise, şeker hastalığına yol açar, hormon testosteron ise, dölleme azlığına yol açar. Yağ miktarı hormonun salgılanmasını da kontrol eder. Domuz yağı depo edilmiş insanlarda hormonların bağlarında düzensizliğin olduğu kabul edilebilir. Bu sebeple, onlar kan dolaşımları içinde daha yüksek seviyede aktif hormona sahiptirler. Mümkündür ki, domuz yiyen toplumların cinsel hayatlarındaki sapkınlık ve anormal cinsel ilişki pratikleri ne yedikleri ile bağlantılıdır. Bunlardan sonra, beslenme uzmanları tarafından “ Siz ne yiyorsanız osunuz” söylemleri doğrulanmaktadır. Domuzun kolesterol, sodium ve kalp hastalıkları ile ilişkisinin de normal olmadığını söylemeliyiz.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz