Kara kışın tehlikeli yüzünü gösterdiği bugünlerde çok üşüdüğümüzü vurgulamak için kullandığımız “dondum” sözü, aslında gerçek donmanın yanında o kadar masum ki. Donma, kişinin hayatını kaybetmesine bile neden olabiliyor. Üstelik o korkutucu süreç öyle yavaş işliyor ki, kişi donmaya başladığının farkına bile varmıyor!
Acıbadem Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Acıbadem Atakent Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut, hipotermi (vücut ısısının düşmesi) ve donmaya karşı mynet.com okurları için çok önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
45 km hızındaki rüzgarın eksi 1 derece havada soğuğu eksi 10 derece hissettirdiğini biliyor muydunuz? Bu şiddetteki soğuk da bir insanın donması için ciddi risk oluşturuyor. Soğuğa maruz kalınan süre uzadıkça risk de büyüyor! Vücut ısısının 35 derecenin altına inmesi anlamına gelen ‘hipotermi’ soğuk havanın korkulan sonucu. Acıbadem Üniversitesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Acıbadem Atakent Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Karabulut, soğuk havada uzun süre korumasız kalan kişilerde hipoterminin sık görülen bir sorun olduğunu belirterek, zamanında müdahale edilmeyen kişilerde kalp ritim bozukluğu, kalp yetersizliği hatta ani kalp durmasına yol açtığını söylüyor. Evsiz, sokakta yaşayan kişiler ile yüksek rakımda yaşayanlarda, kıyafet hazırlığı yapmadan kış sporu için dışarı çıkanlarda ve özellikle de çocuklar ile 65 yaş üzeri yaşlılarda hipotermi riskinin daha fazla olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Karabulut “Hipotermide süreç yavaş gelişir ve kişi bu durumun farkına varmayabilir. Uyku hali, konuşmada ağırlaşma, derin soluk alma isteği, el ve ayaklarda ağırlık hissi, kontrolsüz el ve ayak hareketleri, davranış değişiklikleri ve titreme hipotermi’yi akla getirmelidir” diyor.
Isı kaybı en çok baş-boyundan gerçekleşiyor
Isı kaybının yüzde 50’sinin baş- boyun bölgesinden gerçekleştiğinden mutlaka şapka, bere ve boyunluk hatta kar maskesi kullanılarak ağız ve burnun kapatılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Karabulut “Baş-boyun bölgesi dışında ısı kaybı en çok el ve ayaklardan gerçekleşir. Uzun süre dışarıda kalacak kişilerin hipotermi riskini azaltmak için ellerini eldiven ile korumaları, ısıyı tutacak çorap giymeleri gerekmektedir. Kaymayan ve su geçirmeyen ayakkabı tercihi önemlidir” diyor. Kayak yapanların hava, yağış durumu ve hissedilen sıcaklığa göre rota seçmeleri, izlenecek rota konusunda mutlaka tesis ya da yakın çevreyi bilgilendirmeleri gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Karabulut, kişilerin yanında su bulundurmasının da önemli olduğunu söylüyor. Hipotermi belirtilerinin kolayca ihmal edilecek özellikte olduğunu, bu nedenle hipotermiyi düşündürecek bulgular konusunda uyanık olunmasının hayati önem taşıdığını belirten Doç. Dr. Karabulut, yağışlı ve fırtınalı havada dışarı çıkılmaması gerektiğini vurguluyor. Hipotermi belirtileri gösteren kişinin hemen 20 derece sıcaklığında bir odaya alınması, üzerindeki ıslak kıyafetlerin hızlıca çıkarılarak bir battaniyeye sarılması ve en yakın hastaneye ulaştırılması gerekiyor.