Bu büyük olguyu daha yakından incelemek, neler gerçekleşeceğini görmek ve nelere ihtiyaç olduğunu anlamak ister misiniz?
Herhangi bir sektörde bir değişiklik, yeni bir trend, farklı bir teknoloji ya da bir gelişme olduğunda, bunlara etkileyici, merak uyandırıcı ve bir o kadar da karizmatik isimler verilmesine artık alıştık. Bu tanımlamaya uyan ve son yıllarda dünya genelinde büyük bir merak ve heyecan uyandıran yegane şey ise dördüncü sanayi devrimi ya da diğer adıyla Endüstri 4.0.
Kimileri tarafından dördüncü sanayi devrimi olarak nitelendirilen Endüstri 4.0 konseptinin şu anda alışılagelen üretim düzeninde köklü değişiklikler yapacağı öngörülüyor. Öyle ki ilk sanayi devrimi dünyanın düzeninde nasıl büyük bir etki yaptıysa Endüstri 4.0 ile benzer bir etkinin yaşanacağı iddia ediliyor.
Biz de, önce üretim süreçlerini sonra da insanoğlunun yaşantısını büyük ölçüde değiştireceği belirtilen Endüstri 4.0’ın ne olduğunu, neler vadettiğini, nasıl işleyeceğini sizlere kısaca anlatmak istedik. Dördüncü sanayi devriminin detaylarına doğru bir yolculuğa hazır mısınız?
İlk Üç Devrimden Sonrası
Öncelikle şunu tam olarak belirtmek gerekiyor. Endüstri 4.0 için “yeni bir teknoloji” ya da “iş disiplini” demek tam doğru olmaz. Endüstri 4.0 bundan 10 yıl öncesine kadar elde etmeyi hayal bile edemeyeceğimiz sonuçları almamızı sağlayacak yeni bir yaklaşım olarak tanımlanabilir. Bu nedenle daha önce de dediğimiz gibi “Dördüncü Sanayi Devrimi” olarak da adlandırılıyor.
Peki neden dördüncü? Ondan önceki üç devrim neydi, diye sorabilirsiniz. İlk sanayi devrimi, özellikle İngiltere’de 19. yüzyılda buhar makinelerinin icadıyla başladı. Bu makineler sayesinde fabrikalar kuruldu ve daha önce el tezgahlarında ya da başka küçük atölyelerde yapılan üretim daha hızlı ve daha çok sayıda yapılabilir hale geldi. İkinci devrim ise elektriğin yaygınlaşması ve çeliğin geniş kullanımı ile gerçekleşti. Artık çok daha hızlı ve verimli makineler geliştirilebiliyordu. Bu dönemde büyük fabrikalar ve büyük ölçekli seri üretim başladı.
Bilgisayarlar olmasaydı dördüncü sanayi devrimi gerçekleşmezdi
Tüm bunlardan sonra bilgisayarlar devreye girdi. Üçüncü devrimin baş aktörü dijital teknoloji sayesinde otomasyon süreci hızlandı. Robot kollar ve makineler yavaş yavaş insanların yerini almaya başladı.
Tam bu noktada bilgisayarlara ya da kişisel bilgisayar olarak tanımladığımız PC’lere ayrı bir paragraf da açmak gerek. Bilgisayarlar ilk ortaya çıktıklarında sadece kendilerini tasarlayan mühendislerin kullanabildiği makinelerdi. Bilgisayarların daha sonra gelişmesi, kullanımlarının kolaylaşması ve sonuç olarak da yaygınlaşması, insanların bu cihazlara daha aşina olmasına neden oldu. Herkesin kullanabildiği bir hale gelen bilgisayarlar iş dünyasının olmazsa olmazları arasına girdi. Üçüncü sanayi devrimi olarak adlandırılan süreçte PC’ler çok büyük rol oynadı. Üretim süreçlerinde her kademeden insan bilgisayarları kullanarak gelişen teknolojiye kolaylıkla ayak uydurabildi. Bilgisayarlar hem otomasyon süreçlerini oluşturmak için kullanıldı, hem de fabrikalarda kontrollerin sağlanması için ve hala daha geçerli olan insan müdahalesinin en önde gelen aracı olarak önem kazandı. Üçüncü sanayi devriminin en önemli aktörü olan bilgisayarlar, dördüncü sanayi devrimi için de çok önemli bir köprü vazifesi görüyor. Öyle ki, bilgisayarlar olmadan dördüncü sanayi devriminin gerçekleşmesi imkansız olur diyebiliriz.
Dördüncü sanayi devrimi ise dijital teknolojinin potansiyelinin çok daha ileri seviyedeki kullanımı ile gerçekleşiyor. Kendi kendine öğrenebilen, yapay zekaya sahip bilgisayarlara uzaktan bağlı olan robotların, sensörlere gelen verilere göre üretim yapacağı bir dönemden bahsediyoruz. Peki Endüstri 4.0 denen bu yaklaşım nelerden oluşuyor?