İstanbul'da düzenlenen Dörtlü Suriye Zirvesi sonrası liderler ortak basın toplantısı düzenledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan zirve sonrası açıklama yaptı. Erdoğan, konuşmasına liderlere teşekkür ederek başladı.
"Meseleye sadece askeri yöntemlerle çözüm bulunmaz"diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Akan kanın bir an önce durdurulması öncelik hedef. Sınırda terör örgütlerinin palazlanmasına izin verilemez" şeklinde konuştu.
"Sahada tam olarak ateşkesin sağlanması ve hakim kılınması ile akan kanın bir an önce durdurulması hedefimiz var."
"Putin, Macron, Merkel ve BM Suriye Özel Temsilcisi’ni saygıyla selamlıyorum. Konuklarımızı İstanbul’da ağırlamaktan memnuniyet duyuyorum. Şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bu süreçte ana önceliklerimiz sahada ateşkesin sağlanması ve akan kanın durdurulması hedefimiz var. Bir siyasi çözüme ulaşılması ve ülkeden istikrarın sağlanması için neler yapılması gerektiği fırsatını bulduk. Uluslarası toplum meseleyi sahiplenmedi. Suriyeli siviller ve komşu ülkeler bu yükü çekmek zorunda kaldı. Birçok ülke krizin etkisi sınırlarına ulaşınca fark etti. Astana uluslararası topluma örnek olmuştur. Bu olumlu işbirliğine ne kadar paydaş ülke katkı sağlarsa kalıcı çözüme o derece hızlı ulaşırız."
"Siyasi süreçte somut adımlar atılmasının altını çizdik. Suriye kaynaklı terör tehdidini ele aldık. İşbirliğinin artırılması konusunda mutabık kaldık. Türkiye terör örgütlerinden en fazla zarar gören ülkelerden biridir."
"Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarını gerçekleştirdik, 4 bin kilometre karelik alanı güvenli bölge yaptık. Sınırda terör örgütlerinin palazlanmasına izin vermeyiz. Sahade yeni emrivakileri kabul etmeyeceğiz. İnsani boyutunu da konuştuk. Suriye halkına insani yardım konusunda mutabık kaldık. Türkiye, 3.5 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapmaktır."
"Zirve katılımcıları olarak çabalarımızı artıracağımıza inanıyorum. Türkiye olarak soruna çözüm bulmak için kararlılığımızı sürdüreceğiz. Bu görüşmelerden İran’ı da bilgilendireceğiz. Kararlılık Suriye halkıyla dayanışmanın gereğidir."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili soruya şu yanıtı verdi: "İkili görüşmelerimizde bu konuyu ele aldık ve gerekli bilgileri kendilerine verdim. 18 kişiyi kimin gönderdiğini Suudi yönetimi açıklasın. Suudi başsavcının görüşmelerini önemsiyoruz" dedi.
Merhum Cemal Kaşıkçı ile ilgili konuyu ikili görüşmelerimizde ele aldık. Gerekli bilgiyi kendilerine verdim. Her şeyden önce içeride 18 tutuklu var. Bunlar ülkelerimize gelen kişilerdir. 9+6+3 olarak. Bu kişileri Türkiye’ye kimler gönderdi? Bunun cevabını Suudi yetkililerin vermesi gerekir. Suudi yetkili mercileri yerli işbirlikçilere cesedin teslim edildiği söylendi. Bu yerli işbirlikçi kimdir? Her türlü cezai müeyideye çarptırılacaklarını söylüyorlar. Suçun işlendiği yer İstanbul’dur. Bu yargılamayı yapmayacaksa İstanbul’da yargılama çağrımızı yapmış bulunuyoruz. Suudi Arabistan, başsavcıyı buraya gönderiyor, başsavcımızla görüşmeler yapacaklar. Bunun neticesini de önemsiyoruz. Emniyet, istihbarat ve yargı teşkilatımız yoğun çalışma içinde olmuştur. Bu çalışmalar halen devam etmektedir.
"İstanbul’da tutuklanan Alman için mahkeme kararını vermiştir. Temyiz yolu açıktır. Türk yargısının vereceği karara hep birlikte saygı duymak zorundayız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Esed'in durumunu Suriye halkının iradesi belirleyecektir. Esed bize göre muteber bir isim değildir" dedi.
"Esed’in durumunu belirleyecek olan irade Suriye halkının iradesidir. Suriye halkı kararı verecektir. Esed, bir milyona yakın vatandaşına kastetmiş bir insandır. Bize göre muteber bir konumda değildir. Oradaki katliamlar halen devam etmektedir. İdlib’de 3.5 milyon insan yaşıyor. Türkiye’den başka sığınacakları kaçacakları başka yer yoktur. 10 maddelik muhtıra burada yeni bir süreci başlattı. Temennimiz o ki kalıcı ateşkesi sağlamış olduk. Suriye’nin kuzeyinden bize mülteci olarak gelenlerle ilgili attığımız adımlar ortada. İnsani olarak destek vermek durumundayız. Eğitim, sağlık, altyapı, üst yapı gibi konularda görüşme imkanı bulduk, adımlar attık. Temenni ediyorum burada da başarı sağlayacağız."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşması sonrası Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin açıklama yaptı.
"SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE SAYGI DUYULMALI"
Putin, "Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı duyulmalı. Suriye adım adım barışa doğru ilerliyor. Suriye'de çözüm ancak diplomasi yoluyla mümkün olabilir. Suriye radikal unsurlardan tamamen temizlenmeli. Mültecilerle ilgili bir konferans düzenlemeyi hedefliyoruz. Suriye'nin meşru hükümetine saygı duyulmalıdır" dedi.
"Türkiye tarafına bu toplantı için teşekkür ediyorum. Suriye’de durumun normalleşmesi için el ele çalışmaya devam edecektir. Gerekli reformların yapılması gerektiği kanaatindeyiz. Suriye topraklarının büyük bölümü teröristlerden arındırıldı, ülke adım adım barışa gidiyor. Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyulmalı, Suriye halkı kendi kaderini kendileri tayin etmelidir."
"Bizi son derece titiz bir çalışma bekliyor. Suriye’de şiddet oranı azaltıldı ama radikal güçler temizlenmelidir. Silahsızlandırılmış bölgenin geçici bir tedbir olduğunu düşünüyoruz. Hem muhalifler hem silahlı güçlerin çekilmesi için çalışma yapılmasını bekliyoruz. İnsani yardım konusuna da odaklandık. Mültecilerin ülkeye dönüşleri konuşuldu. Sosyal meselelerin çözümü, ekonominin kalkınması için uluslararası toplumun el ele çalışması lazım. Mültecilerle ilgili bir konferans yapılmasını hedefliyoruz. Suriye’de 1.5 milyon mültecinin yerleştirilmesi için ortam sağlandı. Bu faydalı görüşme için teşekkür etmek istiyorum."
"Suriye’nin meşru hükümetine saygı duyulmalıdır. Muhalefetle verimli bir diyalog kurulmalı, Suriye hükümetine de bu çağırıyı yapıyoruz. Gerekli şartlar oluşursa, Anayasa Komitesi çalışmalarına başlayacaktır. İran olmadan bu konu çözülemez."
"Suriye halkı kendi kaderini kendisi tayin etmelidir. Kendi liderini kendisi seçmelidir. Anayasa Komitesi çalışmalara başlamalıdır. Rusya, Suriye hükümetini destekleme hakkını saklı tutuyor. İdlib’i silahlı gruplardan temizlemek istiyoruz. Türkiye’yle işbirliği yapmaya devam edeceğiz."
Putin'in ardından Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron açıklama yapTI. Macron, "Bugünkü önceliğimiz terörle mücadele" dedi.
Cumhurbaşkanı Macron, "Anayasa Komitesi'nin bir an önce toplanması gerekiyor. Suriye'de özgür ve şeffaf bir seçim yapılmalı. Suriyelilerin ülkelerine dönebileceği bir çözüm olmalı. İnsani yardım koridorlarının oluşturulması gerekiyor" şeklinde konuştu.
"Sayın Erdoğan’a teşekkür ediyorum. Amerikan halkına dayanışma dileklerimi iletiyorum. Sinagogdaki saldırıya karşı yanlarındayız. Bugünkü önceleğimiz terör ile mücadeledir. Terörist gruplara karşı mücadelemiz var. Terörle mücadeleyi sürdürürken, insani yardım konusunu da unutmuyoruz. Bu da bizi İdlib konusuna götürüyor. İdlib’e yapılacak bir saldırı insani konular konusunda kabul edilemez. Buradaki risk teröristlerin dağılması ve yeni mültecilere yol açacaktır. İdlib’de kalıcı ve sürdürebilir bir ateşkesin olmasına önem veriyoruz."
"İnsani yardım koridorlarının oluşturulması gerekiyor. Anayasa komitesinin bir an önce toplanması gerekiyor. Konuyla ilgili iradelerimiz örtüşüyor. Sivil toplum kuruluşlarının işbirliği gerekiyor. Sığınmacıların geri dönüşü konusunda Türkiye, Ürdün ve Lübnan’ın çalışmalarını takdirle karşılıyoruz. Yeni sığınmacı dalgaları görüyoruz. Sığınmacıların gönüllü dönmesi şartlar sağlandıktan sonra gerçekleşecektir. Sayın Erdoğan’a bir kez daha teşekkür etmek istiyorum."
Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili soruya cevap veren Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, "Kaşıkçı cinayetini ele aldık. Tabii ki kınıyoruz. Avrupa bu tür durumlarda eş güdümle hareket etmektedir. Soruşturma sonuna kadar gitmeli" dedi.
İstanbul'daki Dörtlü Suriye Zirvesi sonrası düzenlenen ortak basın toplantısında son olarak Almanya Başbakanı Angela Merkel konuştu.
Almanya Başbakanı Merkel, "Nihai çözüm için çok önemli bir toplantı oldu. Sadece askeri değil, siyasi bir çözüm hayata geçirilmeli. Soruna BM kapsamında siyasi bir çözüm bulmalıyız" dedi.
"Bu davet nedeniyle teşekkür ediyorum. Üretken ve verimli bir toplantı oldu. İdlib’de ateşkes doğrultusunda verimli bir çalışma yapıldı. Bunun sürdürebilir olması için elimizden geleni yapmaya hazırız. Sadece askeri değil, siyasi bir çözüm hayata geçirilmeli. Kesinlikle kimyasal silahların kullanılmaması konusunda kararlı olduğumuzun bir defa daha altını çizmek isitiyorum. Bütün Suriye halkının oy kullanabileceği bir seçim yapılmalıdır."
"Sığınmacıların ülkelerine geri dönmesi konusunu el aldık. BM ile bu konuda sıkı bir işbirliği yapılmalı. Geri dönenlerin tutuklanmaması, insani yapının yerine getirilmesi gerekiyor. Siyasi sürecin bu zamanda bulunması önemlidir. İdlib’in barışçıl, insani sorun yaşanmadan çözülmesi gerekiyor."
Suriye Devlet Başkanı Esad'ın geleceğiyle ilgili soruya Almanya Başbakanı Angela Merkel de şu cevabı verdi: "Suriye halkı kendi geleceğine karar verecektir. Suriye rejimi çok sayıda insanı öldürdü. Siyasi çözüm diyoruz ama bu çok kolay olmayacaktır. İdlib konusunda böyle bir yola girilmesinden mutluluk duyuyorum. Milyonlarca insanın tehlikeye atılmasını istemiyoruz. Elbette kolay değil ama son haftalar başarılı olabileceğini ortaya koymuştur."
Soçi mutabakatının ardından İdlib'deki durum başta olmak üzere, sahadaki genel gelişmeler ve siyasi çözüm sürecinin ele alındığı zirve 2 saat 45 dakika sürdü.
Zirvede, Türkiye'den Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Rusya'dan Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Almanya ve Fransa'dan özel danışman ve temsilciler yer aldı.
BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura ve Astana platformunun Cenevre'de oluşturduğu "küçük grup"tan temsilciler, bu zirvede ilk kez bir araya geldi.
Suriye konulu dörtlü zirvede ana gündem, İdlib'deki ateşkesin sağlamlaştırılması ve Suriye krizine siyasi çözüm için ortak çabalar oldu.
Sahadaki gelişmeler, Soçi mutabakatının ardından İdlib'deki durum ve Astana ile Cenevre platformlarında sürdürülen siyasi çözüm süreci, zirvenin ana gündemini oluşturdu.