Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bilal Kemikli, vefakarlık ve kadirşinaslık gösteren şehirlerin dinamitlerini oluşturan kişilerin, üniversiteler vasıtasıyla yeni nesillere de tanıtılması gerektiğini söyledi.Kemikli, Pirler Mahallesi Karadonlu Sokakta'ta kabri bulunan Ahter-i Kebir sözlüğünün yazarı Muslihiddin Musa B.Şemseddin Karahisar'i ile ilgili yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdi.DPÜ İlahiyat Fakültesi'nin 2012 yılında kurulduğunu kaydeden Kemikli, "Üniversiteler, vefakarlık ve kadirşinaslık göstererk şehirlerin tarihi kültürel dinamiklerini yeni nesillere tanıtmalı, kütüphanelerde yazma halde bulunan eserleri ilim dünyasının ilgisine sunmalıdır. Bu ilkeden hareketle misyonunu Ve vizyonunu oluşturan DPÜ ilahiyat Fakültesi çalışmalarına başlamıştır. 2012 yılının ilkbaharında kurulan Dumlupınar il ı, aillyat Fakültesi, Üniversitemizin değerli yöneticilerinin ve özellikle Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Karaaslan'ın destek ve teşvikleriyle değerlerini bilimsel etkinliklerle tanıtmayı amaçlamaktadır. Kütahya, 'ilim, İrfan, sanat ve mana şehridir.' Kütahya denilince akla gelen en önemli şahsiyetlerden biri, meşhur Ahter-i KebIr sözlüğünün yazarı Muslihiddin Musa B. ŞemseddinKarahisârTdir. 1496'da dünyaya gelen Karahisari, Kütahya'da Halil Efendi tarafından inşa ettirilen Hariliye Medresesi'nde iyi bir eğitim almış ve vefat ettiği 1578'e kadar söz konusu medresenin müderrisi olmuştur. İlmiye içerisinde ilerlemiş, İstanbul Kadılığı ve Rumeli kazaskerliği gibi önemli görevlerde bulunmuştur. Aslen Afyonlu olmakla beraber, Kütahya'yı sevmiştir. Eserlerini muhtemelidir ki, Hariliye Medresesi'nde müderris iken yazmıştır. Onu bugün, Ahter-i kebir adlı sözlüğün müellifi olması hasebiyle anıyoruz. Arapçadan Türkçeye bir sözlük olan Ahter-i Kebir Türk sözlükçülüğünde en çok bilinen eserdir. Birçok kütüphanede yazma nüsh alan bulunmaktadır. Osmanlı matbaalarında 1905 yılına kadar 20 defa basılmıştır. Geçtiğimiz yıllarda TDK bu eseri yeniden yayımlamıştır. Alimler, sanatkârlar, dervişler hali hayatlarında İslam'a, insanlığa ve şehre hizmet ettikleri gibi, vefatlarından sonra da yazdıkları eserlerle aynı hizmetlerini ifa edebilmektedirler. Bizler, o eserler üzerinde akademik çalışmalar yapmak ve onları yeniden ilim ve sanat dünyasına tanıtmak durumundayız. Ahter? Muslihiddin Efendi'yi de ilim dünyasına tanıtmak istiyoruz. TDK'ya sunduğumuz bir Sempozyum projesi çerçevesinde, Kasım ayı içinde bir ulusal sempozyum düzenleyeceğiz. Fakültemizin ilk ulusal bilimsel etkinliği de bu olacak" diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz