Bursa Prof. Dr. Türkan Akyol Göğüs Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Uzman Dr. Burhanettin Alkan, veremin ihmal edilebilecek bir hastalık olmadığını söyledi. Alkan, “Tüberküloz (verem) hastalığı genellikle sessiz bir başlangıç gösterir. Hastalığın ciddiyeti, çok hafifle hayatı tehdit eden tablo arasında değişebilir.” dedi.
Dr. Burhanettin Alkan, verem hastalığının belirtileri arasında öksürük, balgam çıkarma, hemoptizi, göğüs ağrısı, sırt-yan ağrısı, nefes darlığı ve ses kısıklı olduğunu dile getirdi. Alkan, ateş, gece terlemesi, halsizlik, çabuk yorulma, iştahsızlık, kilo kaybı, çocuklarda kilo alamama gibi sebeplerin de veremin belirtileri olduğunu belirtti.
Tüberküloz hastalığının kesin tanısının balgamda tüberküloz basillerinin gösterilmesi ile konulacağına işaret eden Dr. Burhanettin Alkan, hastanın yakınmaları, fizik bulguları, akciğer filmi, tüberkülin cilt testi ile hastalıktan şüphelenileceğini kaydetti.
Balgam incelemesi ya da histolojik inceleme ile tanının kesinleştirileceğini vurgulayan Uzm. Dr. Alkan, verem savaşı dispanserlerinde tanı işlemleri, tedavi, ilaçlar ve takiplerin ücretsiz olduğunu açıkladı. Alkan, 2–3 haftadan uzun süren her öksürükte veremden şüphelenilmesi gerektiğini belirtti.
Tüberküloz hastalığının uygun ilaç tedavisi ile iyileşebilen bir hastalık olduğuna dikkat çeken Alkan, tedavi süresinin en az altı ay olduğunu, tedavinin ilk iki ayından sonra ilaç sayısının azaltılması gerektiğine vurgu yaptı.
Tedavinin her gün düzenli bir şekilde alınmasının çok önemli olduğunu hatırlatan Alkan, düzenli tedavinin hem hastanın iyileşmesini sağladığını, hem de bulaşıcılığı hızla önleyerek toplum sağlığını koruduğunu kaydetti.
İlaca dirençli tüberkülozu olan hastaların da tedavi edilebileceğini anlatan Alkan, bu hastaların tedavisinin daha uzun sürmesi, daha çok yan etkiye sebep olması, daha pahalı olması ve bazen ameliyat da gerektirmesi sebebiyle daha zor olduğunu dile getirdi. Alkan, dirençli hastaların tedavilerinin sadece bu konuda uzmanlaşmış göğüs hastalıkları eğitim ve araştırma hastanelerinde yapıldığını belirtti.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından verem kontrol programları için önerilen tedavi yönteminin Doğrudan Gözetimli Tedavi (DGT) olduğunu vurgulayan Alkan şöyle devam etti: “DGT, verem hastasının ilaçlarının her dozunu görevli bir kişinin gözetiminde içmesi ve hastanın ilacını bir görevli nezaretinde içtiğinin kaydedilmesidir. DGT uygulamasının temel nedeni, hastaların genellikle tedaviye uyumsuz olmalarıdır. Verem hastalarının tedavileri en az 6 aydır. Tedavi sürecinin uzun olması ve tedaviye başladıktan sonra bir-iki hafta içerisinde hastaların iyileşme belirtileri göstermeleri nedeniyle tedavilerini yarım bırakabilmektedirler. Böylece hastalarda nüks, çok ilaca dirençlilik, gibi istenmeyen sonuçlar görülmekte, bu hastalar toplum açısından bulaşma kaynağı oluşturabilmektedirler. DGT uygulamaları ile tedavi başarısı ve kür oranları artarken hastalık insidansı düşmektedir. Etkili ve başarılı bir tedavi için, aktif olarak hastalara ilaç içirmek gereklidir.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz