Dr. Gürateş Cinayeti Davası

Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görevli Doç.Dr. Bilgin Gürateş'in öldürülmesiyle ilgili davanın sonucu Antalya’da yaşayan aileyi memnun etmedi. Abla Serpil Cihangiroğlu, mahkemeden ağırlaştırılmış müebbet kararı beklediklerini belirterek "Suça iştirak eden diğer kişilerin gerekli cezayı almalarını bekliyorduk. Bütün kamuoyu bilsin biz ailesi olarak adalet yerini bulana kadar bu davanın peşini bırakmayacağız” dedi.

Elazığ Fırat Üniversitesi Hastanesi Tıp Fakültesi’nde kadın doğum uzmanı olarak görev yapan Doç.Dr. Bilgin Gürateş, geçen 27 Mart tarihinde kaybolduktan 6 gün sonra elleri ayakları bağlı, kasığından tabancayla vurularak öldürülmüş halde toprağa gömülü bulunmuştu

Doç. Dr. Bilgin Gürateş'in arazide ölü bulunması olayıyla ilgili Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan 7 sanıktan 2'si müebbet hapisle cezalandırıldı.

Elazığ Fırat Üniversitesi'nde görevli Doç Dr. Bilgin Gürateş'in öldürülmesiyle ilgili davanın sonuçlanmasının ardından, Bilgin'in yakınlarından Antalya'da yaşayan ablası Serpil Cihangiroğlu, ilk kez kameralara konuştu.

49 yaşındaki matematik öğretmeni Serpil Cihangiroğlu, karardan memnun olmadıklarını dile getirdi.

Cihangiroğlu, kardeşinin kaybolduğu süre içinde olayın aydınlanmasında üstün gayret gösteren Elazığ Valiliği, Elazığ Emniyet Müdürlüğü ve Adalet Bakanlığına teşekkür etti.

AİLENİN DEĞERLENDİRMESİ

27 Mart 2012’de pusuya düşürülüp işkence yapılarak kardeşi Doç. Dr. Bilgin Gürateş’in öldürüldüğünü hatırlatan Cihangiroğlu, şunları söyledi: “Avukatlarımız aracılığıyla yüce Türk adaletine güvenerek mahkeme sonuçlarını bekledik. Ama mahkeme sonucu bizi tekrar hüsrana uğratan bir takım durumlarla karşılaştık. İlk olarak olay sırasında söz konusu cinayeti işleyen kişilerle yardımda bulunduğu mobese ve güvenlik kameralarıyla tespit edilen Öner Y’ın beraat kararı almasını ve kardeşinin Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nda bulunmasının etkisi olduğundan şüphe duymaktayız. İkinci olarak Gökhan Yıldızhan’ın yakalandığı esnada yutmaya çalıştığı ve polis tarafından ağzından çıkarılan kağıdın, ‘Bu kağıdın suçluları bizimdir demesine rağmen’ ve yapılan kriminal sonuçlarda bu sucu işleyen hiç kimseye ait olmadığı tespit edilen kağıdın bize göre yeterince üzerine gidilmemiş araştırma yapılmamıştır. Üçüncü olarak cinayette gasp, yağma, işkence, kasten öldürme suçları olmasına rağmen ağırlaştırılmış müebbet unsurlarının hepsinin bulunmasına rağmen bu mahkemeden müebbet kararı çıkmıştır."

Aile olarak çok üzgün olduklarını belirten Cihangiroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Artık gerçekten bir cinayetin işleyen kişi ve ya kişilere hangi suçların işlenmesi ile müebbet alacağını anlamış değiliz. Bunun dışında cinayeti işleyen bütün suçluların cezasını çekeceği ve böylelikle bizi rahatsız eden durumların düzeltileceği konusunda Türk adaletine ve Yargıtay’a güveniyoruz. Bu konuda avukatlarımız aracılığıyla gerekli başvuruları yaptık. Bütün kamuoyu bilsin ki biz ailesi olarak adalet yerini bulana kadar bu davanın peşindeyiz, asla bırakmayacağız.”

Mahkeme sonucunun kendilerini tatmin etmediğini dile getirten Cihangiroğlu, şunları söyledi: “Biz mahkemeden ağırlaştırılmış müebbet kararı bekliyorduk. Suça iştirak eden diğer kişilerin gerekli cezayı almalarını bekliyorduk. Yardım eden, yataklık eden, kişilerin suçları sabit görülmesine rağmen mobese ve telefon konuşmalarında telefon kayıtları bulunmasına rağmen bu insan dışarıda serbest gezmektedir”

Abla Cihangiroğlu, kardeşinin üniversitede haksızlığa uğradığını anlatarak sözlerine şöyle devam etti: “Kardeşim Fırat Üniversitesi’nde profesörlük kadrosunu yaptığı yayınlarla hak etmesine rağmen rektörlük tarafından kadro açılmamıştır. Sonra kadro açılıp hak etmeyen birini oraya profesör olarak atamıştır. Bu olay hakkında kardeşimin savcılığa verdiği bir suç dilekçesi vardır. Onu da başka bir avukatımız takip etmektedir. Bu da kardeşimi rahmetli olmadan önce üzülmesine neden olmuştur. Sürekli uğradığı bu haksızlığın peşinde koşuyordu. Kardeşim üniversitede çok ciddi haksızlığa uğramıştır."

Abla Cihangiroğlu, kardeşinin çok başarılı bir hekim olduğunu belirterek Elazığ’da 28 bine yakın ameliyat gerçekleştirdiğini sözlerine ekledi.