CHP Adana Milletvekili adayı Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin Türkiye'deki su politikalarının yanlışlığına işaret etti.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili adayı Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, kamusal bir meta olan suyun ticari amaçlarla özelleştirilip, küresel sermayenin insafına terkedilmesinin kabul edilemeyeceğini bildirdi.
AKP iktidarının bir süredir akarsuları dahi özelleştirme yoluna gittiğini, Dünya Bankası'nın su kaynakları yönetimi konusundaki kredilerinin büyük bölümünün özelleştirme koşuluna bağlandığını vurgulayan Şevkin, Adana'ya içmesuyu temin eden Çatalan İçme Suyu Havzası'nda da acilen önlem alınması gerektiğini söyledi.
Kanal A'da Murat Berhun'un sunduğu 'Yakın Plan' programında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Dr. Şevkin, Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğinde mutlak koruma alanı olan 300 metrelik alandaki 'Kamulaştırma, suyu kullanan idare veya idarelerce yapılır' ifadesi açıkça yer almasına rağmen 2002 yılından bu yana kentin içmesuyunun sağlandığı Çatalan Havzası'nda mutlak koruma alanının tam anlamı ile oluşturulmadığını ve bu alanda yapılması gereken kamulaştırma işlemlerinin gerçekleştirilmediğini belirten Şevkin, içilebilir temiz suya ulaşılmasının her geçen gün daha zor bir hal aldığını söyledi.
Zengin su kaynakları olduğu iddia edilen ülkemizde yanlış kullanım, doğru bir su politikası üretilememesi, kurumlar arası koordinasyonsuzluk, yer altı ve yer üstü su havzalarının koruma altına alınmayıp hızla kirletici unsurların etkisine bırakılması, suyun doğru planlanarak tüketilememesi gibi nedenlerle sanıldığının aksine zenginliğini her geçen gün kaybettiğine işaret eden Dr. Şevkin, şunları söyledi:
“Suyun ticari amaçlar ile özelleştirilmesi, küresel sermayenin insafına terk edilmesi kabul edilemez. Su, gelişmiş ülkeler ile küresel şirketler için, 1990'lı yılların başlıca gündem maddelerinden biri olmuştur. Dünya Bankası'nın su kaynakları yönetimi konusundaki kredilerinin büyük bölümü özelleştirme şartına bağlanmıştır. Latin Amerika ve bazı Afrika ülkelerinde uygulanmaya çalışılan bu politika tehlikenin erken sezilmesi ve kamuoyunun yoğun tepkileri sonucu hayata geçememiş, ancak ülkemizde ne yazık ki Dünyanın en büyük su şirketleri, Antalya ve İzmit su işletme imtiyazını 15-16 yıllığına almış; Çeşme - Alaçatı ile Bursa su işletmeciliğinde benzer imtiyazlar çıkarılması için Dünya Bankası devreye girmiştir. Su hizmetlerinin özelleştirilmesi kamusal olarak elde edilmesi gereken gelirlerin, iç piyasa ve uluslararası piyasa döngüsü ile hareket ederek uluslararası mali sisteme doğru akması sonucunu doğuracaktır. Bunun sonucunda da kamu finansman kaynakları daralacaktır. Kültürel, ekonomik ve sosyal değerinin yanısıra sınırlı ve stratejik doğal bir kaynak olan suyun, küresel iklim değişikliği, kaynaklardaki azalma, nüfus artışları gibi etkenlerle petrolden sonra uluslararası ilişkilerin belirleyicisi olmasına yol açmıştır.”
Türkiye'de yanlış su politikası uygulandığını, su kaynaklarının kirlenmesini önlemek için kapsamlı teknik, yasal, kurumsal önlemler almak ve önlemleri etkin bir şekilde uygulamanın zorunluluğuna işaret eden Şevkin, metropole dönüşmüş olan Adana'ya içme suyu sağlayan Çatalan Havzasının içmesuyu olarak projelendirildiği aşamada düşünülmesi ve oluşturulması gereken koruma alanlarının acilen hayata geçirilmesinin bir zorunluluk olduğunu söyledi. Çatalan Gölü'nün maksimum su seviyesinde bulunan yerleşim alanlarının kaldırılarak havza dışına taşınması ve yönetmelikte belirtilen alanlardaki istimlaklerın bir an önce gerçekleştirilmesi gereğine işaret eden Şevkin, “Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğine göre suyu alan kuruluş tarafından yapılması gereken kamulaştırma ve koruma alanlarının oluşturulması işlemlerine başlanmalıdır. Temiz su içmek bir insanlık hakkıdır. Havza boyunca göl alanına deşarj edilmekte olan kanalizasyon, fosseptik, katı atık, madencilik atıkları, tarımsal atıklarının Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğinde belirtilen şartlar yerine getirilerek verilmesi yönünde çalışmalar başlatılmalıdır. Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliğinde mutlak koruma alanı olan 300 metrelik alandaki 'Kamulaştırma, suyu kullanan idare veya idarelerce yapılır' ifadesi açıkça yer almasına rağmen 2002 yılından beri kentin içmesuyunun sağlandığı Çatalan Havzası'nda mutlak koruma alanı tam anlamı ile oluşturulmamış ve bu alanda yapılması gereken kamulaştırma işlemleri gerçekleştirilmemiştir” diye konuştu.
Şevkin, koruma alanlarının oluşturulmasına yönelik işbirliği halinde olması gereken kurum ve kuruluşların bir an önce gerekli koordinasyonu sağlaması ve alınması gereken önlemlerin hayata geçirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz