2011 yılında yeni modellerin gelişiyle büyük bir popülariteye kavuşan kompakt sistem fotoğraf makineleri, artık DSLR segmentine ciddi bir rakip olmaya başladı.
“Aynasız” olarak da anılan bu modeller, oldukça küçük boyutlarına rağmen daha büyük yapıdaki makinelerin gerisinde kalmıyor. Fakat kompakt sistem pazarında artan marka ve model sayısıyla artık istediğiniz modeli seçme kararı bir hayli zor hale geldi. Sizlere bu yazımızda kompakt sistem fotoğraf makinelerinin yapısı, farkları ve en iyi modellerden bahsedeceğiz.
Öncelikle sensör boyutlarıyla başlayalım;
Büyük sensör = Daha iyi görüntü
Fotoğraf makinelerinde görüntü kalitesine etki eden birçok değişken bulunuyor. Bunların başında firmanın görüntüyü işleme konusundaki uzmanlığı ve tercihleri geliyor. Dolayısıyla iyi bir fotoğraf makinesi, aslında üreticisinin tecrübesi ve kararlarıyla meydana geliyor. Fakat iyi bir görüntü elde etmek için öncelikle iyi bir sensöre sahip olmak gerekiyor.
Sensörün görüntü kalitesi, boyutlarına göre değişkenlik gösteriyor. Bugün en popüler fotoğraf makineleri konumundaki DSLR’ların en üst seviye modelleri 35mm Full Frame yani tam kare adı verilen sensörleri kullanıyor. Bu sensörler, eski filmli fotoğraf makineleriyle aynı alanı kapladığı için lenslerin odak uzaklığı yani sunduğu görüntü açısı da aynı oluyor. Bir örnek ile açıklama gerekirse 16-35mm bir lens, tam kare sensörlü bir makine üzerinde 16-35mm olarak görev yapıyor. Sensör boyutu küçüldükçe lenslerin açısı gittikçe daralıyor. Bunu yazımızın devamında aktaracağız.
Pahalı fotoğraf makinelerinde büyük sensör kullanılmasının bir sebebi var; büyük sensör, daha iyi görüntü kalitesi sunuyor. Yüzey ve piksel alanı daha büyük olan sensörler ışık, alan derinliği ve ISO konusunda küçük sensörlere göre daha iyi sonuçlar veriyor. Fakat büyük sensör kullanmak, aynı zamanda makinenin maliyetini artıran bir durum. Dolayısıyla burada devreye daha küçük sensörlü modeller giriyor.
[
****](http://www.scroll.com.tr/87446/kompakt-sistem-aynasiz-fotograf-makineleri/)