Dsp Genel Sekreteri Hasan Erçelebi:

DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, "Demokratik Sol Parti'nin başında bulunduğu iktidar döneminde Türkiye'nin dış borçları ile bugünkü Hükümet'in yönettiği Türkiye'nin dış borçlarını karşılaştırdığımız zaman bunun en az dört katına çıktığını görürüz" dedi.

DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin Kızılcahamam'da yapılan il ve ilçe başkanları toplantısında, 'Nasıl olsa bana burada kimse cevap veremeyecek, kendi krallığımda istediğim gibi konuşurum' düşüncesiyle DSP, ANAP, MHP iktidarına salvo atışlar yaptığını iddia etti. Başbakan'ın bu salvo atışlarının akla, mantığa ve gerçeklere uygun olmadığını savunan Erçelebi, şöyle konuştu: "Müflis tüccar sıkışınca, eski defterleri karıştırmaya başlarmış. Belli ki Başbakan teröristler karşısında sıkışmış, Türkiye Cumhuriyeti'ni kaldırmaya kalkışan bir iktidarın baş rol oyuncusu olarak 11 yıl önceki defterleri karıştırmaya başlamış, gerçekleri çarpıtarak hem partisinin il ve ilçe başkanlarını hem de Türk halkını uyutacağını sanmıştır"

Demokratik Sol Parti'nin başında bulunduğu iktidar döneminde Türkiye'nin dış borçları ile bugünkü hükümetin yönettiği Türkiye'nin dış borçları karşılaştırıldığı zaman bunun en az 4 katına çıktığının görüldüğünü söyleyen Erçelebi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Başbakan, DSP'nin iktidar olduğu dönemde TC Ziraat Bankası ve Halk Bankası'ndaki görev zararlarını gündeme getiriyorsa, bunları detaylı olarak incelerse, bu görev zararlarının, kendilerinin içinden çıktığı Refahyol döneminin görev zararları olduğunu görecektir. Eğer rakamlar incelenecek olursa, bütün görev zararlarına karşın DSP'nin iktidarda olduğu dönemde, bankaların çiftçinin, esnafın yanında yer aldığı açıkça görülecektir. Ancak, bugün görüyoruz ki Türkiye’de bankalar, tefecilerin yerini almıştır. İnsanlar bankaların güvenlik kameralarına bile bakma cesaretini gösterememektedir. Çünkü bankalar 'Deli Dumrul' hesabı, geçenden 5 akçe, geçmeyenden 10 akçe almaktadır"

Erçelebi, açıklamasında şunları kaydetti: "Sayın Başbakan'ın evdeki hesabı çarşıya uymamıştır. Teröristlerle neyi müzakere ettiğini onlara neler için söz verdiğini açıklamakta zorluk çektiğinden olsa gerek, 11 yıl önce aslında olmayan konuları, olmuş gibi göstererek hedef saptırmaktadır. Üstelik bugün DSP Meclis'te temsil edilmemektedir. Eğer Başbakan'ın yüreği yetiyorsa, kaldırsın seçim barajını biz de girelim Meclis'e, Meclis'te milletin kürsüsünde özgürce hesaplaşalım. İşte o zaman memleketi kimin selamete ulaştırdığı, kimin felakete götürdüğü belli olacaktır. Seçim barajlarının arkasına saklanarak kendi il başkanları toplantısında kabadayı edasıyla siyaset yapmak, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na hiç yakışmamaktadır."